Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/436 E. 2021/1246 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2017
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02/05/2012 tarihinde, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu sürücüsü dava dışı … olan ve davalı … … A.Ş. tarafından sigortalı araç ile davalı …’in sürücüsü olduğu, davalı … ait, davalı … … … Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kazada müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin kaza nedeniyle maluliyetinin meydana geldiğini ve gördüğü tedavi nedeniyle tedavi giderlerinin olduğunu, müvekkilinin öğrenci olması nedeniyle geçim kaynağı olmadığı, annesinin de aynı kazada yaralandığını ve aynı hastanede tedavi gördüğünü, bu nedenle müvekkiline ve annesine ağabeyi ve babasının baktığını, maddi durumları iyi olmadığından bakıcı tutamadıklarını, zararlarından davalı … Sigortanın kusuru oranında olmak üzere davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL müvekkilinin kaza nedeniyle maddi zararlarının ve tedavi, refakatçi, ve … tarafından karşılanmayan sağlık gideri nedeniyle zararlarının davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın ise …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 25/05/2017 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesindeki taleplerinin 1.000 TL’sinin … sorumluluğu dışındaki tedavi giderleri, 1000 TL sinin geçici ve sürekli iş göremezlik talebine ilişkin olduğu, bilirkişi raporu doğrultusunda iş görmezlik taleplerini 4.761,66 TL olarak, tedavi giderlerini ise 9.616,19 TL olarak belirlediklerini belirterek, kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … … vekili cevap dilekçesinde: Kaza yapan araçlardan …’a ait aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, tedavi giderlerinin müvekkilinin sorumluluğu kapsamında olmadığını, kusur durumunun belirlenmesi için ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davanın görülmesinde idari yargının görevli olduğunu, kazanın meydana gelmesinde dava dışı araç sürücüsü …’ın sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca yol yapım ve bakımından kaynaklanan işlemler ve tedbirleri almanın … Genel Müdürlüğünün görevinde olduğunu, bu nedenle de husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca esas yönünden de kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsünün kusurlu olduğunu belirterek davanın usulden mümkün olmaması halinde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde, diğer davalının kusurlu olduğunu, ayrıca davacının kazada uğranılan somut zararını ve müvekkiline izafe edilen kusuru izah edemediğini, talep edilen manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … Vekili Cevap dilekçesinde; … adına kayıtlı aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu sorumluluklarının … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının tedavi gideri ve bakıcı giderinin müvekkilinin sorumluluğu kapsamında olmadığını, sorumluluğun …’da olduğunu, davacının zararını ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, ayrıca müvekkilinden kaza tarihinden itibaren faiz talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, davanın iki aracın karıştığı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının tedavi gideri, bakıcı gideri ile manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre kazanın meydana gelmesinde, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve … … tarafından sigortalanan aracın %75 oranında, davalı …’in sürücüsü, … ait ve … … … AŞ tarafından ZMMS ile sigortalı aracın %25 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı ve davalıların zararlarından sorumlu olduğu, ….. 12/09/2014 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle sürekli maluliyetinin meydana gelmediği, 6 ay iyileşme süresinin olduğunun tespit ediği, rapora itiraz üzerine ATK 3. İhtisas Dairesinden alınan raporun da aynı yönde olduğu, alınan maluliyet raporlarında bakıcı gideri tespit edilmemesi nedeniyle … ABD’den bakıma muhtaçlık yönünden yeniden rapor alındığını ve 6 ay süre ile bakıma muhtaç kaldığının belirtildiği, davacının talebinin geçici ya da sürekli iş göremezlik kaybından kaynaklanan zararları olmayıp, iyileşme dönemi içerisinde başkasının bakımına ihtiyacı olması nedeniyle oluşan bakıcı gideri ve … tarafından karşılanmayan tedavi gideri ve yol giderinden olduğu, davacının bakıcı giderleri ile tedavi ve iyileşme giderlerini davalılardan talep edebileceğini, bilirkişi tarafından hesap edilen 6 aylık bakıcı giderinin 4.761,66 TL, üç kişilik heyetten alınan bilirkişi raporuna göre ise … tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin 9.616,19 TL olduğu, maddi tazminata ilişkin alınan raporların yeterli olduğu, manevi tazminat yönünden ise davacının uğradığı manevi zararlara karşılık 5000,00 TL manevi tazminatın yeterli olduğu gerekçesi ile maddi tazminat talebinin kabulü ile 4.761,66 TL bakıcı gideri ve 9.616,19 TL … tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere 14.377,85 TL’nin davalılar … ve …’nden kaza tarihinden, … şirketlerinden ise dava tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı … … AŞ vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, mahkemece müvekkilinin bakıcı gideri ve … tarafından karşılanmayan tedavi giderinden sorumlu tutulduğunu, 6111 Sayılı Yasa ile değişik KTK’nın 98. maddesi gereğince tedavi giderlerinin …’nın sorumluluğunda olduğunu, davacının tedavi gideri ve bakıcı giderine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı … … A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir.
Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin yargı organlarına davacı ve davalı olarak başvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıştır. Maddeyle güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisidir. Bu bağlamda Anayasa’nın, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasını ifade eden 141. maddesinin de, hak arama hürriyetinin kapsamının belirlenmesinde gözetilmesi gerektiği açıktır. (AYM B.No: 2013/307, § 30, 16/5/2013)
Anayasanın 141. maddesinde güvence altına alınan gerekçeli karar hakkı, mahkeme kararlarında kararların dayandığı hukuki gerekçenin yeterli açıklıkta gösterilmesini gerektirir.
Bununla birlikte mahkeme kararlarının gerekçesinde tarafların tüm iddialarının ayrıntılı bir biçimde tartışılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerekçenin ayrıntısı davanın niteliğine göre değişmekle birlikte kararın hüküm kısmına dayanak oluşturacak hukuki bir gerekçenin kısa ve özet de olsa bulunmasının zorunlu olduğu açıktır.
Kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi, tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hale getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez.
Gerekçeli karar hakkının sağlanması açısından, 6100 sayılı HMK’nın 297. Maddesinde de “hükmün kapsamı” düzenlenmiştir. HMK’nın 297/1-c maddesi gereği; “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” kararda gösterilmeli ve kararın dayanığını taraflara öğrenme imkanı sağlanmalıdır.
Açıklanan düzenlemelere göre, hükmün; taraflara yönelik olarak kurulması, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kararın gerekçesiz olması yahut gerekçenin talepler çerçevesinde oluşturulmamaış olması, kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden taraflarca istinaf edilmemiş olsa dahi HMK’nın 355. Maddesi gereğince re’sen gözetilir.
Somut olaya gelince; davacı vekili dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde, meydana gelen kaza nedeniyle iş göremez kaldığından bahisle, iş göremezlik zararlarını, … tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile bakıcı giderlerini talep etmiş, bilirkişi heyetinden alınan raporda bu çerçevede hesaplama yapılmıştır. Hal böyle iken gerekçeli kararda bilirkişi tarafından hesaplanan geçici iş görmezlik tazminatı miktarı da dahil hüküm kurulmuş iken gerekçeli kararda tarafların istinaf hakkını kısıtlayacak şekilde davanın iş göremezlik talebine ilişkin olmadığı bakıcı gideri ve … tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine ilişkin olduğu belirtilerek, bu çerçevede kararın gerekçelendirilmiş olması, bilirkişi tarafından geçici iş göremezlik tazminatı olarak hesap edilen miktarı bakıcı gideri olarak, bakıcı gideri olarak hesaplanan miktarı ise … tarafından karşılanmayan tedavi gideri içerisinde hüküm altına alınmış olması nedeniyle, denetime elverişli bir karar bulunmadığından, kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Kabule göre ise; TBKnın 54. maddesi gereğince, haksız fiil neticesinde bedensel zarara uğrayan zarar gören, yaptığı ve ileride yapacağı tedavi giderlerini talep edebilir. Dava tarihine kadar yapılan tedavi giderlerini, meydana gelen yaralanma çerçevesinde yapılması gerektiği ölçüde, zarar sorumlusundan talep edebilir. Davacının tedavi ve bakıcı giderini belgeledirmesi şart değil ise de, davacı bu kapsamda ancak yaptığı giderin karşılanmasını talep edebileceğinden, davacının iddia ettiğinden fazlasına karar verilemez. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin bakıcı giderinin aile içerisinde, müvekkilinin babası ve kardeşi tarafından sağlandığını beyan ettiğinden, davacı bu kapsamda tasarruf ettiği giderleri, davalıdan talep edemeyeceğinden, bakıcı giderinin net asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerekirken, brüt asgari ücret üzerinden hesap edilmesi de isabetli değildir.
Buna göre; davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükümde, davacının taleplerinin tamamının değerlendirilmemiş ve gerekçelendirilmemiş olması nedeniyle, gerekçeli kararın denetime elverişli olmaması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek tarafların, İstinaf Dairesinin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli, tarafların taleplerini karşılar şekilde gerekçeli karar verilmek üzere, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, davalının sair itirazlarının kaldırma sebebine göre incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ, ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/11/2017 tarihli….. Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırılan 35,90 TL ve 209,63 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Ankara 19. İcra Müdürlüğünün….. Esas sayılı dosyasına depo edilen 31.636,23 TL teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.