Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/434 E. 2021/1064 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde;14/08/2016 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini yitirmesi ile meydana gelen trafik kazasında, araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması nedeniyle zararlarından sorumlu olduğunu, davalıya müracaat etmelerine rağmen zararlarının karşılanmadığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 2.500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının sigorta şirketine müracaat tarihinden 8 iş günü sonundan itibaren işleyecek olan avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik zararını 6.716,92 TL olarak belirleyerek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyetini ve maluliyeti var ise kazadan kaynaklandığını kanıtlaması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, sürekli sakatlık meydana gelmesi halinde ise tazminat hesabının ZMMS Genel Şartlarına göre yapılması gerektiğini, rücuya tabi ödeme var ise tazminattan indirilmesi gerektiğini, davacının avans faizi talebinin haksız olduğu gibi, eksik evrakla müracaat etmesi nedeniyle ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının trafik kazası nedeniyle, sigorta şirketinden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep ettiği, davalı tarafından sigortalanan aracın tek taraflı kazası ile araç içerisinde yolcu olarak bulunan davalının yaralanması nedeniyle oluşan zararlarından davalının ZMMS kapsamında sorumlu olduğu, alınan maluliyet raporuna göre ise davacının trafik kazası nedeniyle sürekli maluliyetinin meydana gelmediğinin, 4 ay geçici iş göremez kaldığının belirtildiği, aktüer hesap bilirkişiden alınan rapora göre ise davacının 6.716,92 TL geçici iş göremezlik zararının meydana geldiği ve davacının bu miktarı davalıdan sigorta teminatı kapsamında talep edebileceği, gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 6.716,92 TL geçici iş göremezlik zararının 12/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin ZMMS kapsamında sorumluluğuna göre tazminat davası açıldığı, Genel Şartlara göre geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece hükmedilen faizin hatalı olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak hükmedilmesi gerektiğini, belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Olay tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın tek taraflı kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve alınan maluliyet raporuna göre; davacının yarlanması nedeniyle sürekli maluliyetinin meydana gelmediği, 4 ay iyileşme süresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekili tarafından, sorumluluklarının ZMMS’den kaynaklandığı ve geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığı iddia ediliş ise de; 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından davalı sigorta şirketinden talep edilebilir. Her ne kadar, davalı vekili tarafından geçici iş göremezlik zararlarının tedavi gideri olduğu, 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince de tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğu ve Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin bu konuda emsal kararları olduğu iddia edilerek müvekkilinden talep edilemeyeceğini ileri sürmüş ise de, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi 2918 Sayılı Yasanın 98. Maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
Nitekim, Yargıtay 10. H.D.’ni…. Sayılı ve 24.12.2019 Tarihli kararında, “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir.
Bu itibarla, davalının üçüncü kişilerin zararlarından sorumluluğu zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanması, kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırları, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamaması nedeniyle, davalı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik zararlarından davalının sorumlu olmayacağına ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin faiz türüne ve başlangıcına ilişkin istinaf sebeplerine gelince; davalı tarafından sigortalanan aracın ticari taksi olması ve davacının da araç içerisinde yolcu olmasına göre mahkemece, davacının da avans faizine ilişkin talebinin bulunmasına göre, temerrüt faizine avans faizi olarak karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık yok ise de; Sigortanın borcunun muaccel olması ve temerrütü KTK’nın da ayrıca düzenlenmiştir. Kaza tarihindeki yürürlükte bulunan KTK’nın 99. maddesinde “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” denilerek, sigortanın temerrütü için, hak sahibinin genel şartlarda belirlenen belgeler ile sigortaya müracaatı zorunluluğu getirilmiştir. Genel şartlarda belirtilen belgelerin eksik olarak sunulması halinde, hak sahibi tarafından müracaat şartı yerine getirildiği kabul edilse dahi sigortasının temerrüdü gerçekleşmez. Hak sahibinin eksik evrakla müracaat etmiş olması halinde, muaccel alacak yönünden dava tarihinden önce temerrütün gerçekleşmemiş olması nedeniyle, açılan dava tarihinde temerrüt oluşacağından, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebilir.
Somut olayda, davacı davalıya müracaat etmiş ise de, genel şartlar çerçevesinde aranılan maluliyete ilişkin raporun başvuru evrakları ile birlikte sigorta şirketine sunulmamış olması nedeniyle, eksik evrakla müracaat edildiği anlaşılmakla, davalı KTK’nın 99. maddesine uygun şekilde temerrüte düşürülmediğinden, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, müracaat tarihini takip eden 8 iş günü sonundan itibaren temerrüt faizine hükmedilmiş olması doğru görülmediğinden davalının buna ilişkin istinaf sebebi haklı görülmüş, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun uygulanmasında hata yapılmış olmasına ve yapılan hatanın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemesine göre, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, faizin başlangıcı açısından hükmün düzeltilmesi gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararındaki kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/11/2018 tarihli, … Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
6.716,92 TL geçici iş göremezlik tazminatının 19/12/2016 dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacının sürekli iş gücü kaybı tazminatı talebinin reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 421,65 TL harçtan peşin alınan 100,10 TL (ıslah harcı dahil) harcın mahsubu ile bakiye 321,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 825,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 553,43 TL’si ile 29,20 TL başvurma, 100,10 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) toplamı 682,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan 115,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
IV-İstinaf tebligat ve posta giderleri davacı tarafından yatırılan avanstan karşılandığından, yapılan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
V-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VI-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.