Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/406 E. 2021/1118 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/406
KARAR NO : 2021/1118

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2016/306 Esas 2017/789 Karar
….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 21/02/2016 tarihinde, müvekkili…’nın eşi, … …’nın babası, … … ve … …’nın oğlu olan … …’nın sevk ve idaresindeki, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı motosikletin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen kazada vefat ettiğini, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldığı, davalının destek zararlarından sorumlu olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00’er TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili talep artırım dilekçesi ile müvekkili … için 27.783,93 TL, … için 27.783,93 TL, … için 34.779,26 TL, … için 219.652,88 TL destek tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, ölenin, müvekkili tarafından sigortalı aracın işleteni olduğu, ölümü nedeniyle davacıların destek zararlarının sigorta teminatı kapsamında kaldığından reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle zararlarını ZMMS kapsamında talep ettiğini davacıların desteğinin, kaza yapan motosikletin sürücüsü ve işleteni olduğu, tek taraflı kaza neticesinde vefat ettiğini, davalının sorumluluğunun poliçe tarihindeki ZMMS Genel Şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, poliçe düzenleme tarihinin 01/07/2015 olduğu ve kaza tarihindeki ZMMS Genel Şartları A.6-c ve d bendi gereğince destek kişinin kusuruna denk gelen zararlarının sigorta teminatı kapsamında kalmadığı, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
müvekkilleri tarafından talep edilen destek tazminatından, ZMMS Genel Şartları gereğince davalının sorumlu olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, meydana gelen trafik kazasının 21/02/2016 tarihinde meydana geldiğini ve 6740 Sayılı Yasa ile 2918 Sayılı Yasanın 92. Maddesinde yapılan düzenlemeden önce olduğu, bu nedenle ZMMS Genel Şartlarındaki hükme esas alınan maddelerin davada uygulanma imkanı bulunmadığını, yasada düzenlenmeyen genel şartların sözleşmenin tarafı olmayan müvekkillerine karşı ileri sürülemeyeceğini, bu nedenle müvekkillerinin talebinin kanun hükümleri gereğince kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davanın reddi nedeniyle müvekkilleri aleyhine 24.550,00 TL vekalet ücretine karar veriliğini, davanın kazanın 01/06/2015 tarihinden önce gerçekleşmediğinden bahisle reddedildiğini, ret sebebinin ön şart mahiyetinde olduğunu bu nedenle ön şarttan reddedilmesi nedeniyle müvekkilleri aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazası neticesinde, ZMSS ile sigortalı araç sürücüsünün vefatı nedeniyle, desteğinden mahrum kalan eşi, çocuğu, anne ve babası tarafından, vefat edenin sürücüsü olduğu araç sigortacısından destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacıların zararının ZMMS teminatı kapsamında kalmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 01/07/2015 tarihinde davalı tarafından ZMMS poliçesi tanzim edilen aracın sürücüsünün, 21/02/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde kendi kusuru ile vefatı sonucu, desteğinden mahrum kalan davacının zararlarının ZMMS teminatı kapsamında kalıp kalmadığına yöneliktir.
Davalı, kaza yapan aracı ZMMS ile sigortalayan sigorta şirketi olup sorumluluğu, kanunla sınırları belirlenen işletenin zararlarından sorumludur.
01.06.2015 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılarak Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” açısından sigortanın sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile vefatı nedeniyle hak sahiplerinin destek zararları da bu kapsamdadır. Poliçe ve kaza tarihinden sonra yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. Maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı ve 17/07/2020 tarihli kararında teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. Maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçesinde “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “…sigortalının sorumluluk riski…” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir. Yukarıda da açıklandığı üzere zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez. Kural uyarınca sigortalının sorumluluk riski kapsamında değerlendirilemeyecek risklerden doğan tazminat taleplerinden dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak sigorta şirketinden talepte bulunulmayacaktır. Mali sorumluluk sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta şirketinin sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına aldığı riskler ile sınırlandırılması suretiyle ilgililerin, işletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmelerinin önüne geçilmesinin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkının korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasının Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen hakları ihlal ettiği söylenemez. Kuralın ilgililerin menfaatleri ile sigorta şirketinin menfaatleri arasında makul bir denge kurulmasını engelleyen bir yönünün bulunmadığı görülmektedir.” denilerek, 2918 Sayılı yasanın 85. maddesi kapsamında kalmayan, üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre, sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi üçüncü kişilerin destek zararlarından sigortanın sorumlu olup olmadığı, 2918 Sayılı Yasanın 92/h maddesinin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olması ve Anayasa Mahkemesi gerekçesine göre söz konusu zararların 92. maddenin “h” bendi kapsamında değerlendirilecek olması karşısında, bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda 2918 Sayılı Yasanın 85. Maddesi kapsamında işletenin sorumlu olmadığı hususların sigorta teminatı kapsamında olmayacağı kanun ile düzenlenerek açıklığa kavuşturulmuştur. Bu nedenle 26.04.2016 tarihinden sonraki tek taraflı kazalarda zarar dolaylı yada doğrudan olsun, 2918 Sayılı Yasanın 85/1. Maddesi gereğince işletenin sorumluluğu olmadığı durumlarda, sigortanın da sorumluluğu olmayacaktır.
6704 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki dönem açısından ise; 01.06.2015 tarihinde düzenlenen Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de, 2019/3490 E. 2020/4957 K. Sayılı 08.09.2020 tarihli kararında “Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” denilerek, sorumluğun belirlenmesinde poliçe tanzim tarihindeki genel şartların nazara alınacağını belirtmiş, Yine aynı kararında “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır” denilerek, 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilen ZMMS poliçelerine istinaden yeni genel şartlar uygulanacağından, işleten veya sürücünün kendi kusuru ile vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kalan üçüncü kişilere karşı, sigortalının (işletenin) sorumluluğu olmamasına göre, yapılan düzenleme ile sigortanın da sorumlu olmayacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, 2918 Sayılı Yasanın 91. maddesinde işletenin 85/1 madde kapsamında oluşan sorumluluğu yönünden ZMMS yapılmasına ilişkin zorunluluk bulunması, 2918 Sayılı Yasanın 85/1 maddesi kapsamı dışındaki zararlar yönünden ise kanunda ZMMS yaptırılmasına ilişkin emredici hüküm bulunmamasına göre, işletenin sorumluluğunda olmayan zararların sigorta teminatı kapsamında olmayacağı da genel şartlar ile belirlenebilir. Kanun gereğince ZMMS yaptırılması zorunlu olmayan hususun genel şartlarda belirtilmesi kanuna aykırılık oluşturmayacağından, sigortanın sorumluluğunun belirlenmesinde nazara alınır.
Bu nedenle, ZMMS Genel Şartlarındaki yapılan düzenleme nedeniyle sigortalı araç sürücünün kendi kusuru nedeniyle meydana gelen destek zararları sigorta teminatı kapsamında olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamasına, ayrıca mahkemece karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereğince davanın esastan reddedilmiş olması nedeniyle nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında, davacı aleyhine kanuna ve tarifeye aykırılık bulunmamasına göre; davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacılardan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.