Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/403 E. 2021/511 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı … … ile müteveffa….. 07.07.2016 tarihinde karşıdan karşıya geçerken sürücü … yönetimindeki aracın çarpması sonucu … … hayatını kaybettiğini, geriye mirasçıları olarak eşi … ve çocukları … ile …’ın kaldıklarını, sürücü … yönetimindeki aracın davalı … şirketine sigortalı olduğunu, davalı … şirketine başvuruda bulunularak zararın giderilmesinin talep edildiğini, sigorta şirketi tarafından 06.04.2017 tarihinde 45.493,39 TL ödeme yapıldığını, Mersin C.Başsavcılığınca soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda, sürücü … tali kusurlu bulunduğunu, sürücü … 2,62 promil alkollü olması nedeniyle kazada tam kusurlu olması gerektiğini, müteveffanın olayda kusurunun bulunmadığını, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, destekten yoksun kalma tazminatının asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 100,00 er TL olmak üzere toplam 300,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01.10.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … için 6.231,60 TL, davacı … için 1.301,49 TL olmak üzere toplam 7.533,09 TL tazminatın 05.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan aracın davalı şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacı tarafın kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini, davacılara müteveffa İmed…’in vefatı dolayısı ile 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca hesaplanan 45.493,39 TL tazminatın 06.04.2017 tarihinde davalı şirket tarafından ödendiğini, bu ödeme ile davalının hukuki sorumluluğunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, yapılan yargılama, ceza dosyası, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; davacıların murisi ve desteğinin 07/07/2016 günü meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği, kazanın oluşumunda muris yaya İmed…’in %75 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu, mahkemece alınan heyet bilirkişi raporunun yanı sıra Mersin 5. ACM’nin….. esas sayılı dosyasında ….. tarafından düzenlenen raporda da murisin asli kusurlu, sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacıların davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, davalı … şirketi tarafından 45.493,39 TL tazminatın 06.04.2017 tarihinde davacı yana ödendiği, ancak bu miktarın davacıların tüm zararını karşılamadığı, murisin asgari ücret üzerinden geliri olduğu kabul edilerek ve davalı tarafça yapılan ödemenin güncellenmiş miktarı mahsup edilerek, denetime elverişli, Yargıtay içtihatlarına ve somut olayın koşullarına uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporuna göre poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere davacılardan …’ın 6.231,60 TL, …’in 1.301,49 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri, davalı … şirketinin yapmış olduğu ödeme nedeniyle davacılardan muris eşi …’in bakiye alacağının bulunmadığı, davacı yanın başvurusunun davalı … şirketine 01/12/2016 tarihinde intikal etmesi sonucu davalı temerrüde düşürüldüğünden Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2 maddesi gereğince sekiz iş günü ilavesi ile 14/12/2016 tarihinde davalı temerrüdünün gerçekleştiği dikkate alınarak avans faizi uygulanmasını gerektirir koşullar bulunmadığından, yasal faiz işletilmesi gerektiğinden bahisle (NOT: Kısa kararın 1 numaralı bendinde davacılardan …’a 6.231,60 TL destekten yoksun kalma tazminatı verilmesi gerekirken, basit rakam hatasından kaynaklı olarak sehven 6.213,50 TL yazıldığı anlaşılmış olup, 6100 sayılı HMK nun 304. vd. gereği rakam hatası mahkemece resen düzeltilerek hüküm kısmına işlenmiştir.) davanın kısmen kabulü ile; davacılardan …’a 6.231,60 TL, …’e 1.301,49 TL destekten yoksun kalma tazminatının 100,00 er TL sının temerrüt tarihi olan 14/12/2016 tarihinden itibaren; bakiye kısmın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalıdan alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılamada desteğin anne ve babasının sağ olup olmadığının araştırılmadığını, hükme esas alınan raporda sadece destek, davacı eş ve çocuklara pay ayrıldığını, müteveffanın anne ve babasının sağ olması halinde onlara da pay ayrılarak destek tazminatı hesaplanması gerektiğini, bu halde davacılara ayrılan payların azalacağını, bu husustaki itirazlarının dikkate alınmadığını, kaza sonrasında davalı şirket tarafından sigorta kapsamında aktüer hesabı yaptırılarak 06.04.2017 tarihinde davacı eş için 37.357,95 TL, davacı … için 6.507,88 TL, davacı … için 1.630,55 TL ödeme yapıldığını, tazminatın poliçe özel ve genel şartlarına göre hesaplandığını, poliçeden doğan yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, davacılara karşı başkaca sorumlulukları bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, ödenen miktar ile rapor tarihi itibariyle hesaplanan bakiye tazminat arasında fahiş fark olmadığını, davacıların ödeme ile zararlarının çoğu karşılandığından, rapor tarihi itibari ile hesaplama yapılmasının TMK’nın 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle bakiye tazminat yönünden davanın reddinin gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusurun afaki olduğunu, hükmedilen bakiye tazminatın fahiş olduğunu, poliçe teminatının maktuen ödenecek bir rakam olmadığını, dava dilekçesinde talep edilen tazminatlar yönünden faizin dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini, gerekli ödeme yapıldığından temerrüde düşmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacıların eş ve babaları olan desteğe çarparak ölümüne sebebiyet veren aracın trafik sigortası şirketi aleyhinde açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde davacı …… babaları olan ……’in trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle şimdilik her bir davacı için 100,00’er TL olmak üzere toplam 300,00 TL destek tazminatının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, destek tazminatı hesabına ilişkin bilirkişi raporunun ibrazından sonra 01.10.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … yönünden 6.231,60 TL, davacı … yönünden 1.301,49 TL destek tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihleri olan 05.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tazminini istemiştir. Davalı tarafça, davacıların başvurusu üzerine dava açılmadan önce 06.04.2017 tarihinde toplam 45.493,39 TL (davacı eş için 37.357,95 TL, davacı … için 6.504,88 TL, davacı … için 1.630,55 TL olmak üzere) destek tazminatı ödenmiştir. Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davalı … şirketince yapılan ödeme tarihindeki verilere göre davacı eş için 35.484,92 TL, davacı … için 11.349,55 TL, davacı … için 2.291,43 TL destek tazminatı ödenmesi gerektiği, davacı eşe ödeme tarihindeki verilere göre fazlası ile destek tazminatının ödendiği, davacı çocuklara yapılan destek tazminatının gerçek zararı karşılamadığı, yetersiz olduğu belirtilerek, bu kez rapor tarihindeki verilere göre davacı çocuklar yönünden ödenmesi gereken tazminatlar tespit edilmiş, davalı … şirketince yapılan ödemenin güncellenmiş değeri mahsup edilerek bakiye tazminat alacakları hesaplanmış, gerekçede davacı eşin bakiye alacağı bulunmadığından söz edilerek, mahkemece bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davacı … ve … tazminat taleplerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince bir davada talep sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, yine HMK. 297/c maddesi gereğince hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; mahkemece her ne kadar gerekçe kısmında davacı … …. bakiye alacağının bulunmadığı belirtilmiş ise de, hüküm kısmında adı geçen davacının destek tazminatı talebinin kabulü yada reddi hususunda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemesi doğru değildir. Bu hali ile verilen karar HMK’nin 297/2.maddesine uygun olmayıp, karar kurulma şekli açısından usul ve yasaya aykırı olduğu gibi infazda tereddüte de sebebiyet verecektir.
Kabule göre de; davalı … şirketi vekilinin müteveffanın anne ve babasının sağ olup olmadığının araştırılması, sağ iseler onlara da pay ayrılmasına yönelik itirazı hakkında da mahkemece 15.10.2018 tarihli oturumda itirazların bir sonraki celsede değerlendirileceği belirtilmesine rağmen, bu hususta olumlu yada olumsuz her hangi bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir. Zira tarafların talepleri yönünden mahkemece değerlendirme yapılarak olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla davalı …vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının hükmün HMK’nun 297. maddesine uygun kurulmamış olması nedeniyle kaldırılmasına ve davanın yeniden görülerek sonucuna göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27.12.2018 tarihli… Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 129.00 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
3-Davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek hükümde gözetilmesine,
4-Davalı … şirketince yatırılan 100,00 TL gider avansından kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
5-Konya 4. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına yatırılan 15.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.