Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/399 E. 2021/1134 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 27/05/2011 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan trafik kazasında davacının yaralandığını, malul kaldığını, olayda tüm kusurun araç sürücüsünde olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığının…hazırlık sayılı evrakında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.08.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile şimdilik toplam 72.785,06 TL tazminatın tazminini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın davalı tarafından 24.05.2011/2012 vadeli poliçe ile ZMMS sigortası ile sigortalandığını, olayda kusurun, zararın, illiyet bağının ispatlanması gerektiğini davaya bakmaya mahkemenin yetkili olmadığını, İstanbul Anadolu Mahkemesine dosyanın gönderilmesi gerektiğini, davalı tarafından T.C. … … sayılı işlemi ile davacıya 16.872,00 TL, yine 30/11/2012 tarihli EFT işlemi ile 8.732,00 TL ödeme yapıldığını, ibraname alındığını, ancak ibranamenin şirket kayıtlarında bulunmadığını, 2918 sayılı yasanın 111.maddesi uyarınca 2 yıl içinde dava açılmadığını, olayda hatır taşıması olduğunu, bu hususun araştırılarak hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini, … tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından …’nın sorumlu olduğunu, davalının sorumluluğu bulunmadığını, olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle avans faizi istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, toplanan deliller ışığında 27/05/2011 tarihinde gerçekleşen kazada davacının yaralanıp malul kaldığı, sürekli maluliyet oranı %14,1 olup, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu, davalının davacıya ödeme olduğu ve ibra belgesi alındığını belirttiği ancak ibraya ilişkin herhangi bir belgeyi dosyaya ibraz etmediği, itibar olunan bilirkişi hesaplamaları ışığında ödemelere esas alınan maluliyet oranı düşük olduğundan, ödemenin yetersiz kaldığı, bu durumda davacının maluliyet durumuna göre yapılan hesaplamalar çerçevesinde ödemelerin güncellenmiş değeri de düşüldüğünde davacının itibar olunan 12/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre 72.785,06 TL (5.938,38 TL geçici iş göremezlik, 66.801,68 TL sürekli iş göremezlik zararı toplamı) bakiye alacağının bulunduğu, bu zararın 04/03/2013 temerrüt tarihinden itibaren, araç ticari nitelikte olmakla davalıdan avans faizi ile tahsiline karar vermek gerektiği kanaati ile davacının davasının kabülüne, 72,785,06 TL’nin 04/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın, davacının,davalıya sigortalı araçta yolcu konumunda iken yaralanması sonucu gerçekleşen kazadan kaynaklı geçici ve sürekli sakatlık tazminatı talebiyle açıldığını, dava konusu olayda hatır taşıması mevcut olmasına rağmen, hatır taşıması indirimi yapılmaksızın hüküm tesis edildiğini, taşımanın niteliğinin, menfaat karşılığı olmadan yapılan hatır taşımasına dair Yargıtay içtihadı uyarınca değerlendirilmesi gerektiğini, buna rağmen taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, yani olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, ceza dosyası kapsamındaki belgelerden ve dosya mündeceratından da açıkça sigortalı araç sürücüsü ile davacının arkadaş olup, kaza gerçekleştiği esnada sigortalı araç sürücüsünün menfaati olmadan taşıma yapıldığının anlaşıldığını, bu durumda sigortalı ve sigortalı araç sürücüsü ile davacı yan arasında herhangi bir menfaat ilişkisi olmadığından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacının, sigortalı araçta kendi menfaati için taşınmakta olduğu esnada kaza meydana geldiğinden, hatır taşıması indirimi yapılmadan hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığını, ayrıca dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını, ticari iş niteliğinde olmadığını, bu nedenle davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin de reddi gerektiğini, tazminatın ödenmemesi veya eksik ödenmesi nedeniyle, rapor hesap tarihi itibariyle yeni tazminat tutarı belirlendiğini, bu nedenle, hesaplamaya konu geçmiş dönem (bilinen dönem) zarar/kazanç tutarlarına rapor hesap tarihine kadar geçen süreye sadık kalınarak faiz tahakkuk ettirildiğini ve rapor hesap tarihi itibariyle güncel değerlerinin hesaplandığını, bu nedenle davacı tarafın faiz talebine yer olmadığını, ancak rapor hesap tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, sonuç olarak kaza tarihindeki verilere göre hesap yapılması halinde davalı şirkete karşı tazminata; temerrüt tarihinden itibaren faiz işletileceğini, ancak güncel veriler kullanılarak hesaplanan işleyecek dönem zararına ayrıca faiz işletilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, gelecek dönem zararına geçmiş tarihten faiz işletilmesinin kabul edilemeyeceğini, bu nedenle ıslah tarihinden, bu talep kabul görmez ise rapor hesap tarihinden faiz işletilmesi gerekirken ödeme tarihinden itibaren hüküm kurulmasının dayanaksız ve isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasında verdiği beyan (itiraz) dilekçesinde, davacının, davalıya trafik sigortalı araçta hatır için taşındığını, olayda hatır taşıması olduğunu, hatır taşıması konusunda araştırma yapılıp, tarafların yakınlığı, hatır için yapılan taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı hususlarının araştırılarak, tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, davacının araçta yolcu konumunda olduğunu, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada yaralandığını belirtmiş ise de, davacının olay tarihinde söz konusu araçta ne amaçla bulunduğu, taşımanın kimin menfaatine olduğu, hatır taşıması şartlarının somut olayda bulunup bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılamamış ve mahkemece davalının bu yöndeki savunmasına ilişkin olarak (hatır taşıması konusunda) hiç bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 6098 sayılı TBK 51. maddesi uygulama alanı bulacaktır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi (TBK’nun 51. maddesi) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödemeden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Zira hatır taşımasında taşıma münhasıran taşınan yararına olmalıdır. Taşıyanın taşımadan kaynaklı maddi veya manevi bir menfaati bulunuyorsa bu durumda hatır ilişkisinin varlığından söz edilemeyecektir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyecektir. Ayrıca Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda hazırlık evrakı kapsamından davacının, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu konumunda bulunduğu, araç sürücüsünün dava dışı …olduğu, araçta davacı ve sürücü dışında … ve….isimli şahısların da bulunduğu, kazanın 27.05.2011 tarihinde saat 00:30 sıralarında tek taraflı olarak gerçekleştiği, aracın … A.Ş. adına kayıtlı 2008 model … kamyonet olduğu, davacı ve beraberindekilerin … istikametinden, … … istikametine seyir halinde olduğu sırada kazanın gerçekleştiği anlaşılmakta ise de, bu şahısların olay tarihi ve saatinde ne amaçla aynı araçta birlikte seyahat ettikleri, nereye gittikleri anlaşılamamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı … A.Ş. vekilinin hatır taşıması savunması üzerinde durularak, hatır taşımasının varlığını kabul için, sadece araçta yolcu olmanın yetmeyeceği, taşınanın menfaati dairesinde ve bedelsiz bir taşımanın bulunması gerektiği hususları dikkate alınmak suretiyle; davacı ile sigortalı aracın maliki, sürücüsü ve araçta bulunan diğer şahıslarla arasındaki ilişki, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları da göz önüne alınıp, inceleme ve değerlendirme yapılarak, davacının araçta hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun irdelenmesi, davacının hatır için taşındığının anlaşılması halinde, 818 sayılı BK’nun 43. maddesinin (6098 sayılı TBK md. 51) uygulanıp uygulanmayacağı, tazminattan yerleşik yargıtay uygulamaları gereğince %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmayacağı hususlarının tartışılıp, indirim yapıldığı ya da yapılmadığı takdirde bunun gerekçelendirilmesi gerekirken, davanın esasıyla ilgili (sonuca birebir etkili) olan bu savunma üzerinde durulup, bu hususta delil toplanıp, değerlendirilmeden eksik inceleme sonucu yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmadığından, davalı … A.Ş. vekilinin bu hususa ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.11.2018 tarihli, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davalı sigorta şirketi tarafından peşin yatırılan 1243.00TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
3-İstinafa gelen davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK. 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.