Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/395 E. 2021/1010 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2018
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 23.01.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın neden olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 3.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve 1.000,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, açıklama dilekçesi ile 3.000,00 TL tazminat talebini 2.950,00 TL geçici, 50,00 TL sürekli iş görmezlik tazminatı olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekili, poliçenin 11.06.2015-2016 tarihleri arasında geçerli olduğunu, maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadıklarını, bakıcı ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, hatır taşıması nedeniyle hesap edilecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunmadığı, 9 ay süreyle geçici iş göremez kaldığı ve bu dönemde bakıcı ihtiyacı olduğu, dava konusu kazanın davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana geldiği, davalının ZMMS Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacının geçici iş göremezlik zararından poliçe limiti ile sorumlu olduğu, davalı tarafın hatır taşıması iddiasını ispatlayamadığı, hesaplamanın somut olaya uygulanması gereken 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartları dikkate alınarak yapıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, 3.950,00 TL maddi tazminatın 12.02.2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmediğini, 26.04.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 6704 Sayılı Torba Yasa’nın 5. maddesi ile, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde değişiklik yapıldığını, kanunda belirtilen şekilde başvuru yapıldığının ve başvuru süresinin dolduğunun ispat edilememesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı yanın maluliyetinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre tespit edilmesi gerektiğini, kazanın 23.01.2016 tarihinde meydana geldiğini, poliçenin 11.06.2015-11.06.2016 tarihleri arasında geçerli olduğunu, 1.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Genel Şartların esas alınması gerektiğini, davalının geçici iş göremezlik tazminatından doğan sorumluluğu bulunmadığını, 01.06.2015 tarihinde yapılan değişiklik gereği, maluliyete ilişkin açılmış olan davalarda, geçici iş göremezlik tazminatı, trafik poliçesi teminatı dışında kaldığını, genel şartların yürürlüğe girmesinden itibaren trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu ve davacı taraf sigorta şirketine başvurmadan önce SGK’nın sorumluluğuna gitmesi gerektiğini, bilirkişi hesap raporunda TRH 2010 tablosunun kullanılması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinden sonra yürürlüğe girecek genel şartların EK-2 bendinde ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosunun uygulanacağı açıkça belirtildiğini, davacıya SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, bakıcı ihtiyacı talebinin reddedilmesi gerektiğini, davacı yanın daimi surette bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun tespiti halinde, öncelikle yeni genel şartlar ek:3 kapsamında maluliyet oranının %70 ve üzeri olması gerektiğini, davacı yanın daimi surette bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun tespiti halinde, lehine hesaplanacak bakıcı gideri zararından aile içi bakım nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, hatır taşıması nedeniyle belirlenen tazminattan indirim yapılmasını, kaza esnasında müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmadığını, hükmedilecek tazminattan davacıların desteğinin müterafik kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini, kusur konusunda tek bilirkişiden alınan raporu kabul etmediklerini, davalının ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğini, davacıların tüm zararından sigortalı sürücüsünün %100 kusurlu gibi hüküm kurulması hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, davacı yana SGK tarafından yapılan rücuya tabi herhangi bir ödeme olup olmadığının açıklığa kavuşturulmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 23.01.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın karıştığı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek 2.950,00 TL geçici işgöremezlik, 50,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 1.000,00 TL bakıcı gideri talep etmiş, mahkemece davacının talepleri ile bağlı kalınarak 3.950,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücünün dava dışı araca arkadan çarpması nedeniyle tam kusurlu olduğu, davacının ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre dava konusu kazaya bağlı yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunmadığı, 9 ayda iyileşeceği ve 9 ay bakıcıya ihtiyacı olacağı belirlenmiş, aktüerya konusunda uzman bilirkişiden alınan rapor ile TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre yapılan hesaplamaya göre 9 ay geçici işgöremezlik tazminatının 10.597, 14 TL, 9 ay bakıcı giderinin ise 11.708,91 TL olduğu belirlenmiş, davacının talebi ile bağlı kalınarak geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri zararından sorumlu olmasına, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2918 sayılı KTKnın 97. Maddesinde düzenlenen başvuru şartının davanın 12.02.2016 tarihinde açılmış olması nedeniyle uygulanmasının mümkün olmamasına, davacının araçta hatır için taşındığının davalı tarafından ispat edilmemiş olmasına, yargılamada ileri sürülmeyen hususların istinaf sebebi yapılamamasına ve tazminat hesabı ile maluliyet raporunun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarındaki yönteme göre belirlenmiş olmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,82 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan124,30 TL. nın mahsubu ile kalan 145,52 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 27.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.