Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/385 E. 2021/418 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO : …..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/03/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 23.06.2014 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü, kalıcı olarak işgücü kaybına uğradığını, geçici olarak iş göremez ve bakıma muhtaç hale geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 8.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 37.878,80-TL daha arttırdıklarını belirtmiş, açıklama dilekçesinde ise 41.246,26 TL maluliyet tazminatı, 4.462,60 TL bakıcı gideri talep ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili, kaza tarihi itibariyle kişi başına sakatlık ve ölüm halinde 268.000,00 TL teminat sağladığını, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kusurun varlığının ispat edilmesi halinde sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olacağını, geçici iş göremezlik hallerinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile tespitini talep ettiklerini, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurunun tazminattan düşülmesi gerektiğini, dava konusu olayda hatır taşıması bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Ankara Üniversitesi A…. davacının vücut çalışma gücü kaybının olmadığı, 3 ay iş görmezlik halinde kaldığı tespit edilmiş, itiraz üzerine İstanbul 3. Adli Tıp ihtisas kurulundan rapor alınmış; % 18.2 oranında meslekte kazanma gücü kaybı ile 4 ay geçici iş görmezlik halinin tespit edildiği görülmüş, davacının ev hanımı olduğu asgari ücret üzerinden hesaplamanın yapıldığı, bakıcı gideri için dava dilekçesinde talebin olmadığı, ıslah ile istenemeyeceği, ancak davacının araçta arkadaş sıfatı ile yolculuk yapması nedeni ile % 20 hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken bunun sehven gözden kaçırılmış olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne 37.934,8 TL kalıcı, 3.311,46 TL geçici iş görmezlik toplamı 41.246,26 TL.nin 18/03/2015 dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece bakıcı gideri için dava dilekçesinde talebin olmadığı, ıslah ile istenemeyeceği gerekçesi ile bakıcı gideri talebinin reddine karar verildiğini, ancak dava dilekçesinde daimi iş göremezlik-geçici iş göremezlik ve bakıma muhtaçlık durumu nedeni ile dava açıldığının yazıldığını, mahkemece de daha önce bakıcı gideri hesaplanmadığı gerekçesi ile dosyanın yeniden Adli Tıpa gönderilerek rapor alındığını, Adli Tıp Kurumu raporunda davacının %18,2 oranında maluliyetinin oluştuğu, iyileşme sürecinde bir başkasının bakımına muhtaç olduğu değerlendirildiği, hesap bilirkişisi de bu rapor üzerine düzenlediği ek raporda 4.632,60 TL bakıcı gideri hesaplandığı, davalının bakıcı giderinden sorumlu olduğu ileri sürülmüştür.
Davalı … şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı vekilinin 18.10.2017 tarihli celsede davacının sigortalı araçta arkadaşlık ya da komşuluk ilişkisi nedeniyle bulunduğunu beyan ettiğini, tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, davacının maluliyetinin nedeninin araçta istiap haddinden fazla yolcu bulunması olduğunu, istiap haddinin aşılması nedeniyle herhangi bir indirim yapılmadığını, davacının kullanılması zorunlu olan emniyet kemerini kullanmamış olması nedeni ile ayrıca müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kaza sırasında araç içerisinde 5’i yolcu olmak üzere toplam 6 kişi bulunması da dikkate alındığında davacının kaza esnasında kullanılması zorunlu olan emniyet kemerini kullanmamış olduğunu, mahkeme tarafından davacının müterafik kusuru olup olmadığı incelenmeden hüküm kurulduğunu, davacı …’ın ev hanımı olduğu ve bir işverene bağlı çalışarak gelir elde etmediğinden geçici iş göremezlik tazminatı almasının mümkün olmadığı, geçici iş göremezliğe ilişkin davalı şirketin herhangi bir tazminat yükümlülüğü bulunmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğunu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, işgücü kaybına uğradığını, geçici olarak işgöremez ve bakıma muhtaç hale geldiğini belirterek 8.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, mahkemece davacının dava dilekçesi ile bakıcı gideri talebi olmadığı, ıslah ile arttırılamayacağı gerekçesi ile geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ve bakıcıya muhtaç olması nedeniyle bilirkişi tarafından belirlenecek miktarın ıslah yoluyla arttırılmak üzere toplam 8.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, ıslah dilekçesi ve açıklama dilekçesi ile 41.246,26 TL maluliyet tazminatı, 4.462,60 TL bakıcı gideri talep ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece her ne kadar davacının dava dilekçesinde bakıcı gideri talebi olmadığını belirtmiş ise de dava dilekçesinde davacının bakıcı ihtiyacı nedeniyle talepte bulunulduğu, ancak tazminat miktarı toplam üzerinden belirtildiğinden ve mahkemece dava dilekçesi açıklatılmadan talep edilen zarar kalemleri ile ilgili taleplerinin ayrı ayrı belirtilmesi istenilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, HMK.nın 31. Maddesi gereğince davacı tarafa dava dilekçesi açıklatılarak belirtilen her zarar kalemi için talep edilen tazminat miktarının ayrı ayrı belirtilmesinin istenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davalı cevap dilekçesi ile davacının araçta hatır için taşındığını belirterek tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Hatır için taşıma, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 87/f.1 maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşımakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere tabidir.”
Hatır taşımaları, bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz edebilmek için, zarar görenin karşılıksız taşınmış olması ve taşımanın taşınanın yararına olması gerekir. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşımanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ahlaki ya da ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşımada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemez.
Hatır için taşıma ve aracın hatır için verilmesinde işletenin sorumluluğunun genel hükümlere tabi tutulmuş olması nedeniyle her olayda hâkim işinin özelliğini göz önünde tutarak işleteni tamamen sorumluluktan kurtarabileceği gibi, tazminattan indirim de yapabilir. Hatır taşıması hakim tarafından re’sen gözetilemez. Bu nedenle hatır taşımacılığını işletenin, sürücünün ve işletenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin ileri sürmesi gerekir. Hatır taşıması olduğunu ispat yükü iddia edene ait olup, bu taşımanın bir hatır için yapıldığını veya aracın hatır amaçlı olarak verildiğini ispat etmekle yükümlüdür.
Davalı davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup yargılama aşamasında davacı vekili tarafından davacının araçta arkadaş ve komşu olmaları nedeniyle araçta bulunduğunu belirtmiş olmasına göre mahkemece belirlenen tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, davalının bu yöne ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle mahkemece HMK.nın 31. maddesi gereğince dava dilekçesinde talep edilen zarar kalemlerinin ve miktarlarının ayrı ayrı açıklanmasının istenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi, ayrıca davacının davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araçta hatır için taşındığı iddia edildiğinden davalının itirazı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden davacı vekili ve davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 23. İcra Müdürlüğünün…. yatırılan 73.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …

….
Üye …

..

Üye …


Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.