Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/368 E. 2021/1305 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2018
NUMARASI : ……

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Ölüm Sebebiyle Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/06/2013 tarihinde, davalı …’ın sevk ve idaresindeki, davalı … işleteni olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı otobüsün, yaya geçidinden karşıya geçmekte olan, müvekkilleri … ve …’in kızları, müvekkili …’nın kardeşi olan … …’e çarparak ölümüne neden olduğu, vefat eden …’nin kaza tarihinde … 3. Sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldığını ve ayrıca manevi ızdırap çektiklerini, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkilleri … … ve … için ayrı ayrı 1000,00’er TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın, sigorta limiti içerisinde kalması halinde davalı sigorta şirketinden, sigorta limiti aşan kısım olması halinde ise limiti aşan kısım yönünden davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … ve … için ayrı ayrı 100.000,00 ‘er TL, müvekkili … için 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesinde; bilirkişi tarafından talep edilebilecek destek zararının … için 19.312,18 TL, Müvekkili … için 16.819,27 TL olarak tespit edildiğini, dava değerini ıslah ederek Müvekkili … için 19.312,18 TL, müvekkili … için 16.819,27 TL olarak talep ettiklerini, belirtmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun vefat edende olduğunu, müvekkilinin nizami şekilde ilerlediği sırada, ölenin trafik ışığını ve yolu kontrol etmeden, yola fırlayarak girmesi ile kazanın meydana geldiğini, bu durumun kaza tespit tutanağı, kamera ve takograf kayıtları ile sabit olduğunu,bu nedenle müvekkilinden tazminat talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin birkaç saniyelik ve anlık zamanda alabileceği hiçbir tedbir olmadığını, takograf kaydına göre hızının 13 km/s olduğunu, olayda müvekkiline isnat edilebilecek kusur olmadığını, davanın dayanaksız olduğunu, ayrıca talep edilen maddi tazminat açısından da davanın haksız olduğunu, davacıların ölenin destek olduğunu kanıtlaması gerektiğini, kusur durumunu kabul etmemekle beraber manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davanın haksız olduğunu, kazanın meydana gelmesinde, ölenin tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ait araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığının kaza tespit tutanağı ile tespit edildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca kusuru ve davayı kabul etmemekle beraber, davacıların talep ettiği tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, meydana gelen kazanın kasıtlı bir suç olmadığını, manevi tazminatın belirlenmesinde araç sürücüsünün sosyal ekonomik durumunun nazara alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalıların kazaya karışan aracın sürücüsü, işleteni ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle mahkemece alınan raporlar arasındaki çelişki olması nedeniyle Adli Tıp Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan kusur raporu alındığı, alınan raporda araç sürücüsünün %15 oranında, kırmızı ışıkta karşıya geçmekte olan yayanın ise %85 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, alınan raporun dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olduğu, bu nedenle hükme esas alınmasına karar verildiği, ölenin davacılar … ve …’in kızı olması nedeniyle, ölenin desteğinden mahrum kaldıklarının kabulü gerektiği, davacı …’nın ise ölenin kardeşi olduğu ve desteğinden mahrum kaldığını kanıtlayamadığından talebinin yerinde görülmediği, ölenin Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olması nedeniyle vefat etmemiş olsaydı, okuldan mezun olarak hakim ve avukat olabileceği ihtimaline göre aktüer bilirkişiden rapor alındığı, aktüer bilirkişinin 19/11/2017 tarihli ek raporunda, kaza tarihindeki davacıların, ölenin muhtemel yaşam süresi, kusur durumu dikkate alınarak hazırlanan raporda; ölenin mezun olduktan sonra avukat olarak çalışması halinde davacı …’in destek zararının 9.299,23 TL, babası …’in destek zararının 8.237,19 TL olarak, Hakim olması halinde ise annesi … için 19.312,18 TL, babası …’in destek zararının 16.819,27 Tl olacağının hesaplandığı, ölenin hakim olabileceği gibi avukat olma ihtimalininde bulunmasına göre, bilirkişi tarafından hesaplanan destek zararının ortalamasının alınmasının uygun olacağı, buna göre davacı …’in destek zararının 14.305,70 TL, …’in destek zararının 12.528,23 TL olacağı, davacıların manevi tazminat talepleri yönünden ise ölenin davacılara olan yakınlığı, yaşı, olayın oluş şekli, özellikleri, kusur durumu ile tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın satın alma gücüne göre anne baba için takdiren 15.000’er TL, kardeşi … için 7.500,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile davacı …’in maddi tazminat talebinin reddine, diğer davacıların maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 14.305,70 TL destek tazminatının 1000,00 TL’sinin dava tarihinden, kalanın 13/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile, davacı … … için 12.528,23 TL destek tazminatının 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden, kalanın 13.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıların manevi tazminat talepleri yönünden davacı … için 7500,00 TL, davacı … … ve … için 15.000’00 er TL manevi tazminatın 05/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile sigorta haricindeki davalılardan tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı … vekili ve Davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkilli … ve …’in kızı olan, …’nın kardeşi olan müteveffanın 21 yaşında … 3. sınıf öğrencisi iken, … altında kalarak feci şekilde can verdiğini, kaza neticesinde davalı araç sürücünün yargılanarak ceza aldığını, kazanın yaya geçidi üzerinde meydana geldiğini ve yaya geçidinden karşıya geçmekte olan mütevaffaya otobüsün çarptığını, mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda ölenin %85 oranında, sürücüsünün %15 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiğini, İTÜ Ulaştırma Araştırma Merkezinden aldıkları ve dosyaya sundukları teknik raporda müteveffanın %40 oranında, davalının ise %60 oranında kusurlu olduğunun belirtilemesine rağmen, söz konusu teknik rapor göz ardı edilerek, resen seçilen bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, mahkemece manevi tazminatın çok düşük belirlendiğini belirterek kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili İstinaf Başvuru Dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından davanın 270.000,00 TL manevi tazminat ve 3.000,00 TL maddi tazminat talebi ile toplam 273.000,00 TL dava değeri üzerinden açıldığı, davanın yazılı usule tabi olması nedeniyle son celse duruşmanın bittiği belirtilerek sözlü yargılamaya geçileceği hatırlatılarak, sözlü yargılama duruşma günü tayini gerekirken, davalı sigorta şirketinin bulunmadığı duruşmada duruşmanın bittiği belirtilmiş olmakla sözlü yargılama usulüne riayet edilmediği için kararın kaldırılması gerektiğini, esas yönünden ise davayı kabul manasına gelmemekle beraber davacıların ıslah dilekçesi ile davalarını ıslah ederken ayrı ayrı davacılar adına ıslah edildiğinden, ıslah edilen tazminattan tüm davalıların sorumlu tutulması ve reddedilen tutar için ise tüm davalılar lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, sadece davalı sigorta lehine reddedilen miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesinin usule aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde, müvekkilinin kusurunun bulunmamasına rağmen tali kusurlu kabul edilmesinin ve tazminata hükmedilmesinin dosya kapsamına ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, kusuru kabul etmemekle birlikte %15 kusur durumuna göre müvekkilinin toplam 37.500,00 TL manevi tazminat ile sorumlu tutulduğunu, belirlenen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin şoför olduğunu sosyal ekonomik durumuna göre ve kaza tarihine göre manevi tazminatın fahiş olduğunu, mahkemece maddi tazminatın davacının “Hakim” ve “Avukat” olarak çalışma ihtimaline göre gelirinin belirlendiği, davacının “hakim” veya “avukat” olarak çalışacağının kesin olmadığını, bu nedenle gelirinin belirlenmesinde “asgari ücret” ile çalışması veya çalışamamasının da nazara alınması gerektiğini, rapora itirazlarının nazara alınmadığını, davacının öğrenci olduğu dönemde asgari ücret üzerinden gelirinin hesaplanmasının hatalı olduğu, keza avukat olacağı veya hakimliği kazanacağı dönem için dahi gelir hesaplanmasının hatalı olduğunu, ölenin avukatlık mesleğine başlama tarihi kabul edilen tarihten itibaren gelirinin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, vefat edenin kaza tarihi ve mesleğe başlayacağı dönem arasında davacılara destek olmayacağını bilakis bu dönem için tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ayrıca kaza tarihinde 21,5 yaşında olduğunu 5 yıl boyunca bekar kalacağı varsayımının yerleşik hesaplamalara aykırı olduğunu, 5 yıl boyunca anne babaya %25 oranında destek olacağının kabulünün hakkaniyete ve yerleşik uygulamalara aykırı olduğunu, belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun ve sorumluluğunun olmadığını, bu nedenle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, olayın kasıtlı bir eylem olmadığını, taksirli bir eylem olduğu, otobüs sürücüsünün sosyal ekonomik durumunun belli olduğunu, mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminatın da müvekkili tarafından sürücüye rücu edileceğini, sürücünün talep edilecek tazminatları ödeyebilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece bu hususun nazara alınmadığını, manevi tazminatın fahiş olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından, davalı … vekili ve davalı … … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde, vefat edenin ışıklı yaya geçidinden, yayalara kırmızı ışık yandığı esnada, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpması neticesinde meydana gelen kaza neticesinde, mahkemece alınan kusur raporunda araç sürücüsünün %15 oranında, vefat edenin ise %85 oranından kusurlu olduğunun tespit edilmesi üzerine, aktüer bilirkişiden alınan 19/11/2017 tarihli alternatifli hesap raporu sonrasında, davacılar vekilinin 28/12/2017 tarihli celsedeki “bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itiraz dilekçemizdeki taleplerimizden vazgeçiyoruz, davanın ıslah ettiğimiz tutar üzerinden kabulünü istiyoruz” şekildeki beyanı ve sonrasında 10/04/2018 tarihli celsede “ek rapora itirazımız yoktur. Islah ettiğimiz miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istiyoruz” şeklindeki beyanı sonrasında, bilirkişiden alınan alternatifli hesaplanan miktarların ortalamasına göre davanın kısmen kabulü ile davacının dilekçesindeki talebi doğrultusundan maddi tazminatın sigorta şirketinden tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalılar … vekili ve Davalı … vekilinin destek tazminatının miktarına yönelik istinaf talepleri yönünden; Her ne kadar, mahkemece verilen kararda davacıların talebi doğrultusunda zararın tamamının sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş is de, sürücü ve işletenin de zarardan yasal olarak sorumluluğu bulunması karşısında mahkemece haklarında maddi tazminata ilişkin hüküm kurulmamış olsa dahi ileride zararın davalılardan talep edilebilme imkanı bulunduğundan, davalıların maddi tazminata ilişkin hükmü temyiz etmekte hukuki yararları olduğu kabul edilerek, incelenmiştir.
Buna göre; vefat eden Gazi Üniveristei Hukuk Fakültesi öğrencisi olup 2014-2015 yılı öğretim yılı sonunda mezun olabileceği,…..dekanlığının cevabi yazısı ile bildirilmiştir.
TMK’nın 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327.maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir.
Vefat edenin özellikle örgün eğitim kapsamında üniversite okuması halinde, eğitim süresi sonuna kadar baba ve çalışan anne tarafından yetiştirme giderinin karşılanacağı, üniversiteden mezun olduğu tarihten itibaren ise vefat edenin anne ve babasına destek olacağı kabul edilir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi…… Emsal kararları)
Mahkemece, hükme esas alınan 19/11/2017 tarihli raporda, vefat eden, kaza tarihinde örgün eğitim veren bir üniversitede hukuk fakültesi 3. Sınıf öğrencisi olmasına rağmen, kaza tarihinden itibaren anne ve babasına destek olacağı kabul edilerek, davacı anne ve baba için destek zararı hesap edilmiş, yetiştirme gideri nazara alınmamıştır. Bu nedenle hükme esas alınan rapor karar vermeye yeterli ve elverişli olmadığından, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanarak ve değerlendirilerek karar verildiği söylenemeyeceğinden davalıların maddi tazminata ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmüştür.
Buna göre, davalı … vekili ve … … vekilinin istinaf taleplerinin, kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, vefat edenin, mezun olacağı tarih sonuna kadar yetiştirme giderlerinden çalışan anne ve babanın gelirlerinin %5 oranında ayrı ayrı, annenin çalışmaması halinde sadece babanın %5 oranında yetiştirme gideri yapacağı kabul edilerek, mezuniyet tarihine kadar yetiştirme giderlerinin hesaplanarak, vefat edenin mezuniyet tarihinden itibaren anne ve babasına destek olacağı kabul edilerek, bu tarihten itibaren iş bulacağı muhtemel tarihe kadar asgari ücret üzerinden gelir elde edebileceği, bu tarihten sonra ise mezuniyet durumuna göre elde edebileceği muhtemel gelir nazara alınarak, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihat değişikliği ile gerçek zarar hesaplanmasında, TRH2010 Yaşam Tablosu ve “progresif Rant Yöntemini” kabul ettiğinden, buna göre yapılacak hesaplamaya göre, davacı vekilinin hükme esas alınan raporda hesaplanan miktara itiraz etmeyerek, raporda hesaplanan miktara göre göre karar verilmesini talep ettiğinden, davalı… kararı istinaf etmediğinden usulü kazanılmış haklar da korunarak, hükme esas alınan tarihteki rapora göre rapor alınarak, tazminatın ZMMS limitini aşmaması halinde davacı sadece sigorta şirketi yönünden tazminat talep ettiğinden, sürücü ve işleten yönünden tazminat miktarının tespit ile yetinilerek sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, davalıların sair ve davacının tüm istinaf sebeplerinin şimdilik kaldırma gerekçesine göre incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı ….. (…) vekilinin ve davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun Kabulü İle Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/06/2018 tarihli…. Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm, davalı …. vekilinin vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-Ankara 8. İcra Müdürlüğünün…. Sayılı dosyasına yatırılan 156.478,29 TL ve 79.878.47 TL teminatın yatırana iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.