Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/365 E. 2021/1267 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 13.07.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın karıştığı kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, … Komisyonuna yapılan başvuru üzerine sürekli işgöremezlik tazminatı talebinin haklı bulunarak poliçe teminat limitinin ödendiğini, davacının %99 oranında malul kaldığını ve ömür boyu bakıcıya ihtiyacı olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığı halde ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL bakıcı gideri tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı tarafından düzenlenen poliçenin 30.12.2015-2016 tarihleri arasında geçerli olduğunu, poliçede sürekli sakatlık teminatı limitinin 310.000,00TL olduğunu, davacının … Komisyonuna başvurması üzerine 383.922,41 TL.nın davacıya ödendiğini, bakıcı giderinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları gereğince sürekli sakatlık teminatında olduğunu, ödeme ile limitin tükendiğini, tazminatın davacıya ödendiğini, bakıcı gideri talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre dava konusu sigorta poliçesinin tanzim tarihi olan 30.12.2015’in yeni trafik sigortası genel şartlarının yürürlüğe girdiği 01.06.2015 tarihinden, kazanın Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklik tarihi olan Nisan 2016 tarihinden sonra gerçekleştiği, olayda uygulanması gereken trafik sigortası genel şartları gereğince bakıcı gideri talebinin de sürekli sakatlık teminatı kapsamı ve limiti içinde bulunduğu, davacının ömür boyu bakıcı yardımına ihtiyacı bulunduğu anlaşılmış ise de; yeni düzenlemeye göre bu zararın sürekli sakatlık teminatı kapsamı dahilinde bulunduğu, söz konusu zarar için poliçe limitinin kaza tarihinden itibaren 310.000,00TL olduğu ve davacıya sürekli işgücü kaybı zararı olarak bu miktarın sigorta şirketince ödendiği ve limitin tükendiği, bu nedenle davalı … şirketinden talep edebileceği bir miktarın kalmadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının 13.07.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinde tedavi gideri teminatı kapsamında bakım ve bakıcı giderinin karşılanmasının zorunlu olduğunu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının kanuna aykırı düzenlenmiş olması nedeniyle uygulanmasının mümkün olmadığını, poliçe başlangıç tarihinin 26.04.2016 olup KTK değişikliğinden önce düzenlendiğini, poliçe düzenlendiği tarihte bakıma muhtaçlık ve bakıcı gideri zararları tedavi gideri teminatı kapsamında karşılandığını, bakıcı gideri zararlarının karşılanması gerekirken mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece kanunun geriye yürütülerek kanunun yürürlüğe girmesinden önce düzenlenen sigorta poliçesinin kapsamının kanun hükmüne dayandırılarak hukuka ve kanunlara aykırı şekilde hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle bakıcı gideri talep etmiş, davalı … şirketi davacıya sakatlık teminatı kapsamında poliçe limitinin tamamının ödendiğini savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece her ne kadar zorunlu mali sorumluluk sigortası Genel Şartlarının A.5.c Maddesinde, “Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” denilerek, sürekli bakıcı giderlerinden sigortanın, “sürekli sakatlık teminatı” kapsamında sorumlu olacağı düzenlen bakıcı gideri talep edemeyeceği kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile belirlenen ve sürekli sakatlık tazminatı ile sürekli bakıcı giderinin aynı teminat limitinden tahsil edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Davalı … şirketi davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup kaza 13.07.2016 tarihinde meydana gelmiş, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ise 30.12.2015 tarihinde düzenlenmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90.maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışına bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde …. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre davacının zararının ve zararın kapsamının zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre değil 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin istikrar kazanan uygulamalarına göre bakıcı gideri zararı tedavi giderleri kapsamında kabul edilmektedir. TBK.nın 54. Maddesinde de tedavi giderinin bedensel zararlar kapsamında olduğu belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası,( Trafik Sigortası) 91. Maddesinde “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiş 85.maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir.
KTK.nın 93. Maddesinde; Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.”hükmü mevcuttur.
2918 sayılı KTK.nın Tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller başlıklı 95. Maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” denilmiştir.
Türk Ticaret Kanunun Sorumluluk sigortalarının düzenlendiği Sözleşmenin konusu ve kapsamı başlıklı 1473. Maddesinde “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” düzenlemesine göre sigorta şirketlerinin sorumluluğu konusunda tek sınırlamanın poliçe limiti olduğu düzenlenmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 13. Maddesinde; Sigorta şirketleri, faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz. Sigorta şirketleri ruhsat sahibi oldukları ilgili sigorta branşlarında tesis edilmiş zorunlu sigortalara ilişkin olarak sigorta poliçesi teklifi vermek zorundadırlar ve sigorta şirketleri ruhsat sahibi oldukları ilgili sigorta branşlarında tesis edilmiş zorunlu sigortalar konusuna dahil herhangi bir rizikoyu kapsam dışı bırakacak şekilde veya poliçe tanziminden caydırmaya yönelik fiyatlama ve komisyon tespiti yapamazlar. (Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 13. Maddesi)
Dava konusu olayda sigorta poliçesinin düzenlendiği, 2016 yılında Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Asgari Sigorta Teminatlarına İlişkin Tarife Ve Talimatta 01.01.2016 tarihinden itibaren geçeri olmak üzere zorunlu mali sorumluluk sigortası sağlık gideri teminatının kişi başına 310.000,00 TL. , sakatlanma ve ölüm teminatının kişi başına 310.000,00 TL. olduğu belirlenmiştir.
Davalı … şirketi tarafından düzenlenen poliçede de davalı … şirketi Hazine Müsteşarlığı tarafından poliçe düzenleme tarihi olan 30.12.2015 tarihinde geçerli olup 2015 yılı için belirlenen asgari teminatlara ilişkin tarifeye göre kişi başı sağlık gideri için 290.000,00 TL. kişi başına sakatlık teminatının 290.000,00 TL. olduğu belirtilerek priminin sigortalıdan tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Olay tarihi itibariyle hazine müsteşarlığı tarafından belirlenen limit ise 310.000,00 TL. dir.
Tüm bu hususlar ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı birlikte değerlendirildiğinde davalı … şirketinin tedavi giderleri kapsamında olan bakıcı giderinden 2918 sayılı KTK.nın 85.maddesi ve 91. Maddesi, TBK.nın 54. Maddesi gereğince sorumluluğunun devam ettiği her ne kadar zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sürekli sakatlık ve sürekli bakıcı gideri için tek limitten sorumlu olduğu belirtilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve KTK.nın 95. Maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden ve kanundan doğan tazminat yükümlülüğünün kaldırılması ve miktarının azaltılması hallerinin zarar görene karşı ileri süremeyecek olmasına, Yargıtay 17, 10 ve 21. Hukuk dairelerinin bakıcı giderinin tedavi ve sağlık giderleri teminatında kabul etmesine, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına atıf yapan KTK.nın 90. Maddesinin iptal edilmesi nedeniyle davalı … şirketinin sağlık gideri ve tedavi giderlerinden sorumlu olmasına, tedavi gideri ve sağlık giderinin ne olduğunun kanun ve Yargıtay tarafından belirlenmiş olmasına, Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen ve poliçede bulunması zorunlu olan teminatlardan olan ve poliçede belirtilen, primi de tahsil edilen teminat limitine göre sigorta şirketi tarafından poliçeye yazılarak tahsil ettiği prim karşılığı verdiği teminatları ödemekten kaçınamayacağına göre davacının bakıcı gideri zararından davalı … şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin…. Sayılı ilamları)
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş, davacının maluliyetinin ve bakıcıya ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesi için… tarafından düzenlenen raporda davacının C3 vertebra kırığı nedeniyle boyundan aşağısının hissetmediği, kas gücünün bulunmadığı, eklemlerini kullanmadığı ve ayağa kalkamadığı maluliyetinin %100 olduğu ve sürekli bakıcıya muhtaç olduğu belirlenmiş, aktüerya konusunda uzman bilirkişiden alınan raporda ise brüt asgari ücret esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının 837.889,04 TL bakıcı gideri zararının bulunduğu belirlenmiş olmasına göre davacının talebi ile bağlı kalınarak 100,00 TL bakıcı giderinin 20.11.2017 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın kabulü ile; 100,00 TL bakıcı giderinin 20.11.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunun gereğince alınması gereken 59,30 TL. karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL’den mahsubu ile kalan 27,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL. başvuru harcı, 31,40 TL. peşin harç, 916,81-TL bilirkişi, posta masrafları olmak üzere toplam 979,61 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi gereğince 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- HMK.nın 333.maddesi gereğince delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
II-İstinaf Başvurusu Nedeniyle Yapılan Harç ve Masraflar Yönünden;
1- Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama 52,01 giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRE İÇERİSİNDE TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere 24.06.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle bakıcı gideri talep etmiş, davalı … şirketi davacıya sakatlık teminatı kapsamında poliçe limitinin tamamının ödendiğini savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında, davalının sürekli bakıcı giderinden sorumluluğuna ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, “bakıcı gideri” nedeniyle sorumlu olunan miktarın, poliçede “Sağlık Gideri Teminatı” ve “Ölüm – Sakatlık Teminatı” olarak gösterilen teminatlardan hangisinden karşılanacağına ilişkindir.
Zorunlu Sorumluluk Sigortası; sigorta ettiren ile yapılan sözleşme kapsamında, sigortalının üçüncü kişilere olan sorumluluklarının, belirli bir sigorta primi karşılığında üstlenildiği bir sigorta türüdür. Bu nedenle sigorta priminin belirlenmesinde sigorta şirketinin sorumlu olduğu teminat miktarı önem arz ettiğinden, sigorta tarafından üstlenilen sorumluluğun belirlenmesinde kanuna aykırı olmadıkça, hangi zararlardan, hangi teminat kapsamında ne miktarda sigortanın sorumlu olacağı Genel Şartlar ile düzenlenebilir. Bu durum sigortanın, söz konusu zararlardan kaza risk değerlendirmesine göre belirlenen prim karşılığında sorumlu olmasının doğal sonucudur. Bu nedenle mevzuatta zararların hangi teminat kapsamında ödeneceği açıkça düzenlenmiş ise, yapılan düzenleme çerçevesinde sigortanın sorumluluğu belirlenmelidir. Davalının mevzuattaki düzenlemeye göre prim maliyetini belirleyerek üstlendiği sorumlulukta, prim maliyetine de etki edecek şekilde, zararın niteliğine göre sorumlu olunacak teminat yorum yolu ile belirlenemez.
Bu çerçevede, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına bakıldığında, 2918 Sayılı Yasanın 91/1. maddesinde “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” düzenlemesi ile kanuna tabi araçların üçüncü kişilere vereceği zararlarda, işletenin sorumluluğunun karşılanması için sorumluluk sigortası yaptırılması zorunluluğu getirilmiştir. Kanunda yapılan düzenlemede, sigorta şirketinin sorumlu olduğu teminat üst limitleri, hangi teminatların, hangi zararların hangi limitten karşılanması gerektiğine ilişkin açık bir düzenleme yapılmamış, “En Az Sigorta Tutarları” başlıklı 2918 Sayılı Yasanın 93. Maddesinde “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. (2)Tarife ve talimatların tespitinde; araç türleri; coğrafi bölge; sigorta süresi içinde herhangi bir hasar ödemesine neden olmayan işletenlerin primlerinin indirilmesi yoluyla ödüllendirilmesi, hasar ödemesine neden olan işletenlerin primlerinin yükseltilmesi yoluyla cezalandırılması ve gerekli görülen diğer hususlar dikkate alınır.” denilerek, buna ilişki düzenleme ve belirleme yetkisi Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığa bırakılmıştır.
İlgili düzenleme ile idareye tanınan yetki sınırlı olup, idare 2918 Sayılı Yasanın 93. maddesinde belirtilen hususlarda ve kanuna aykırı olmamak üzere düzenleme yapabilir. Buna göre; İdare, Sigortanın sorumluluk sigortası olması nedeniyle, sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişinin TBK çerçevesinde belirlenmesi gereken zararlarının belirlenmesinde, kanun ve uygulamaya aykırı hesaplanmayı içeren düzenleme; kanunda sigorta teminat kapsamında sayılan bir takım zararları teminat kapsamı dışına çıkaran düzenleme yapamaz ise de, sigorta şirketinin sorumlu olacağı en az sigorta teminat tutarlarını belirleyebileceği gibi, zararın niteliğine göre birden fazla teminat belirlenmiş ise, hangi zararların hangi teminat kapsamında karşılanacağını belirleyebilir. İdare tarafından yapılan bu belirleme, prim bedellerinin belirlenmesinde esas alındığından, sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlenmesinde de esas alınır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları incelendiğinde, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlar A.5 Maddesinde, sigorta poliçesinde yer alan teminatlar düzenlemiş, sigortanın hangi zararlardan, hangi teminat kapsamında sorumlu olacağı belirlenmiştir. “Sürekli Sakatlık Teminatına” ilişkin “c” bendinde “Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” denilerek, sürekli bakıcı giderlerinden sigortanın, “sürekli sakatlık teminatı” kapsamında sorumlu olacağı düzenlenmiş olup, bu şekilde yapılan düzleme TBK’da, TTK’da ve 2918 Sayılı Yasada, zararı ve sigortanın sorumluğunu belirleyen hükümleri kaldırmamasına ve azaltmamasına, yine belirtilen kanunlarda teminatın belirlenmesine ilişkin aksine bir düzenleme olmamasına göre davalı … şirketinin sorumlu olduğu teminat miktarı genel şartların A.5-c bendine göre belirlenmesi gerekir. Her ne kadar Yargıtay uygulamalarında, sorumlu olunan zararın niteliğinden hareket ile daha önce söz konusu zararların “Tedavi ve Sağlık Teminatı” kapsamında olduğu, “Sakatlık Teminatı” kapsamında olmadığı kabul edilerek uygulama yapılmış ise de, 01/06/2015 tarihinden önce Genel Şartlarda bu hususta hüküm bulunmaması nedeniyle yorum yöntemi ile söz konusu belirlemenin yapıldığı, oluşan yeni mevzuatta bu durumun açıkça düzenlenmiş olması, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 2918 Sayılı Yasanın 93. Maddesinden aldığı yetkiye istinaden düzenlemenin yapılmış olması, yapılan düzenlemenin sigortanın sorumlu olduğu en az sorumluluk miktarının belirlenmesine yönelik olması ve 2918 Sayılı Yasanın 91 ve 92. Maddesinde çerçevesi çizilen sorumluluğu kaldıran veya azaltan mahiyette olmaması karşısında, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlar çerçevesinde düzenlenen poliçeler açısından sigortanın sorumluluğunda, “Bakıcı Giderinin” “Tedavi ve Sağlık Gideri Teminatı” kapsamında görülmesine ilişkin değerlendirme yapılması mümkün görülmemektedir. Diğer yandan, TBK ve KTK’da sigortanın bakıcı ve çalışma gücü kaybından sorumluluğu mevcut ise de, ilgili kanunlarda sigortanın sorumluluğu açısından tedavi gideri ve diğer sorumluluk halleri için ayrı ayrı limit belirleme yükümlülüğü getirilmemiş olduğundan, KTK 93. maddesine göre yapılan belirleme sorumluluk açısından nazara alınması gerekir.
Bu itibarla, somut olayda davacının 13/07/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle bakıma muhtaç kaldığından bahisle, kazaya sebep olan araç sigortacısından bakıcı giderine ilişkin zararlarının karşılanmasını talep etmiştir. Kazaya sebep olan araç zorunlu sorumluluk sigortası 30/12/2015 tarihinde düzenlenmiş olduğundan, davalının sorumluluğu 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar çerçevesinde belirlenmesi gerekir. Buna göre de davalı … şirketi “bakıcı giderinden”, “sürekli sakatlık teminatı” limiti kapsamında sorumludur. Davacı söz konusu “sakatlık teminatı” kapsamında yapılan ödemeler sonrasında limit kalması halinde davalıdan talep edebilir. Dava açılmadan önce, … Kararı uyarınca 24.10.2017 tarihinde davacının sürekliği sakatlığı nedeniyle teminat limitinin tamamı davalı tarafından davacıya ödediğinden, mahkemece sakatlık teminatında davalının sorumlu olacağı limit kalmaması nedeniyle, “bakıcı gideri” kapsamındaki davasının reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.