Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3341 E. 2022/970 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3341
KARAR NO : 2022/970

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
NUMARASI : 2017/792 Esas 2019/995 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/05/2010 tarihinde, davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan traktörün sürücü … idaresindeyken yaptığı tek yanlı kaza sonucunda sürücünün hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın tam kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile davacının oğlunu kaybettiğini ve destekten yoksun kaldığını belirterek, HMK 107. maddeye göre 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya ilişkin olarak Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/696 esas sayılı dosyasında müteveffanın eşi tarafından açılan davanın devam ettiğini ve davaların birleştirilmesi gerektiğini, kaza tarihinden itibari ile zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu kazanın tarlada meydana geldiğini ve KTK’nun 2.maddesi kapsamı itibari ile doğan zarardan sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, aynı zamanda kazanın müteveffa sürücünün tam kusuru ile meydana geldiğini ve zararın teminat kapsamında olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kazanın meydana gelmesinde desteğin müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacının desteği olan …’ın, kendi idaresindeki araç ile yaptığı tek yanlı kaza nedeni ile hayatını kaybettiğini, davacının talep edebileceği tazminat tutarının bilirkişi tarafından belirlendiğini belirterek, davanın kabulü ile 38.301,80-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 20/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın tarlada meydana gelmiş olmasından dolayı KTK’nun 2.maddesi gözetildiğinde teminat kapsamı dışında olmasına rağmen davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Somut olayda kaza tarlada meydana gelmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda da meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Ancak, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (tarlanın) 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Dosya kapsamında böyle bir tespit veya kayıt bulunmamakta olup, yerel mahkeme tarafından kazanın meydana geldiği yerde uzman bilirkişi ile birlikte keşif yapılarak, “tarlanın”, KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı bulunup bulunmadığı belirlenmeden davanın kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/11/2019 tarih, 2017/792 Esas 2019/995 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
7-Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16427 sayılı dosyasına yatırılan 61.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.