Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3301 E. 2022/1051 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … Sigorta Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 27.03.2017 tarihinde davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan araca çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün şerit ihlali yaparak kazaya neden olduğunu, davalı sigorta şirketine başvurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 7.071,70 TL geçici, 28.179,40 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davalının sorumluluğunun sigortalı aracı kullanan sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini kaza tespit tutanağı ve soruşturma dosyasında davalı sigortalısının kusursuz bulunduğunu, ceza mahkemesi dosyası getirilerek Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, müterafik kusurun değerlendirilmesini, davacının gelir durumu ve maluliyetinin belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan rapordan davacının 9 ay süreli geçici olarak iş göremezlik halinde kaldığı, vücut genel çalışma gücünün %8 oranında kaybettiğinin belirtiği, … … Kurumu Sakarya İl Müdürlüğünce davacı … İskefiyeli’ye rücuya tabi geçici iş göremezlik ödemesinin yapılmadığının bildirildiği, kazanın oluşumunda davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeni ile davacının geçici iş göremezlik zararı alacağının 7.071,70 TL, kalıcı iş göremezlik zararının 28.179,40 TL olarak belirlendiği, belirlenen zararın poliçe limiti kapsamında kaldığı, ek rapor alınmasını gerektirecek şekilde tebliğ sonrasında taraflarca somut itirazda da bulunulmamış olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, 35.251,10 TL’nin 17.05.2018 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsü kusursuz olmasına rağmen kusur raporu dahi alınmadığını, kaza tespit tutanağında ve Pamukova Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/1373 soruşturma numaralı dosya nezdinde alınan kusur raporunda sigortalı araç sürücüsü kusursuz bulunduğunu, sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun değerlendirilmesi ve hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılması gerektiğini, davacı motosiklet kullanıcılarının giymesi zorunlu olan kask, eldiven ve dizlik gibi koruyucu ekipmanı da kullanmadığından ve ehliyetsiz motosiklet kullandığından zararın oluşumu ve artmasında ağır kusurlu olduğunu, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasında zarar görenin müterafik kusurunun bulunması durumunda tazminattan en az %20 oranında, ek olarak davacı ehliyetsiz bir şekilde motosiklet kullandığından bu nedenle de en az %20 indirim yapılması gerektiğini, ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden faiz işletilmesini, maluliyet raporlarının hatalı düzenlendiğini, 20.02.2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ile Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını, kaza yerinin Pamukova, davacının ikametgahının Pamukova olduğunu, maluliyet raporunun … Üniversitesi’nden alınmasında davacının hiçbir menfaat bulunmadığını, heyetteki uzmanların sadece Adli Tıp Uzmanı olduğunu, ortopedi uzmanı da bulunmadığını, Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını talep ettiklerini, geçici iş görmezlik zararının SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davalı şirket nezdinde düzenlenen poliçenin vadesinin 23.06.2017 tarihinde başladığını davacı yanın taleplerinin yeni genel şartlar dönemi kriterleri esas alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereği geçici iş göremezlik zararının sağlık giderleri teminatına alındığını, sağlık giderleri teminatının … … Kurumunun sorumluluğunda olduğunu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutağına göre kazanın 17.11.2017 tarihinde meydana geldiği, davacı idaresinde bulunan motosiklet ile kavşakta bulunan logar kapağı nedeniyle sola manevra yaptığı sırada karşı istikametten gelen davalıya sigortalı araç ile çarpıştığı belirtilmiş, davacı …’ın şeride tecavüz nedeniyle asli kusurlu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Pamukova Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlık soruşturma dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda kazanın kavşak mahallinde meydana geldiği, yolun iki tarafında da park halinde araçların olduğu, her iki sürücünün de park halindeki araçları dikkate almadan yolu ortalar şekilde şerit ihlali yaptıkları gerekçesi ile eşit kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Mahkemece alınan raporda da davacı sürücü … İskefiyeli’nin idaresindeki aracı ile normal yolunda seyir halinde iken, yolun sağında bulunan park halinde araca ve kavşağa yaklaşırken dikkatli olmaması, hızını asgari hadde düşürmemesi, hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması, yolu ortalar şekilde geldiği olay mahalli kavşakta davalı yana sigortalı araca karşı fren ve direksiyon tedbirine başvurmamasıyla neden olduğu olayda %50 oranında kusurlu olduğu, diğer sürücü …’ın aracı ile normal yolunda seyir halinde iken, yolun sağında bulunan park halinde araca ve kavşağa yaklaşırken dikkatli olmaması, hızını asgari hadde düşürmemesi, hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması, yolu ortalar şekilde geldiği olay mahalli kavşakta davacı sürücünün sevk ve idaresindeki motosiklete karşı fren ve direksiyon tedbirine başvurmamasıyla neden olduğu olayda % 50 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında her iki sürücünün de yolu ortalar şekilde diğer şeride tecavüz ederek seyrettiği, sürücülerin eşit kusurlu olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de hazırlık soruşturması dosyasının sonucu sorulmamış, ceza davası açılıp açılmadığı ve karar verilip verilmediği araştırılmamıştır.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi gereğince Ceza Hukuku ile ilişkisinde başlığı altında “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir.
Hukuk hakiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti, gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir.
Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K). Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla ve ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı ile bağlıdır.
Dava konusu olayda kaza tespit tutanağında davacının şerit ihlali yaptığından tam kusurlu olduğu belirlenmiş, hazırlık soruşturması ve mahkemece alınan bilirkişi raporunda sürücülerin her ikisinin de şerit ihlali yaptığının belirtilmiş olmasına göre C. Savcılığı hazırlık soruşturma dosyası ve ceza davası açılmış ise ceza mahkemesi dosyası getirilerek hukuk mahkemesi hakimi her ne kadar ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de dava konusu olayda olayın oluşuna ilişkin ceza mahkemesi kararı ile belirlenecek maddi vakıa, yani dava konusu olayda şerit ihlali yapan sürücünün belirlenmesi yönünden incelenmesi ve sonucuna göre kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasında meydana gelen çelişkinin giderilmesi için konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Mahkemece davacının maluliyetinin belirlenmesi için … Üniversitesi, Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 01.10.2018 tarihli raporda davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetinin %8 olduğu ve 9 ayda iyileşeceği belirlenmiş, davacının zararının belirlenmesi için alınan aktüerya hesap raporunda davacının %10 oranında maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış olması da doğru görülmemiş olduğundan davacının 01.10.2018 tarihli maluliyet raporu ile belirlenen %8 maluliyet oranına göre istinaf kanun yoluna başvuran davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklarda dikkate alınarak hesaplama yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden de kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … … … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 32. İcra Müdürlüğü 2019/15570 Esas sayılı dosyasına yatırılan 58.000,00 TL teminat mektubu miktarının yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.