Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3292 E. 2022/1088 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/05/2015 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı kamyonun havanın yağmurlu ve yerlerin kaygan olması nedeniyle kayması ile yolun sağında bulunan banket dışı kanaletin içine düşerek istinat duvarı ve rögar kapağına çarpması suretiyle dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini, iş bu kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, iş göremezliğe maruz kaldığını, bu sebeple bakıcı ihtiyacı doğduğunu, kazanın oluşumunda müvekkilinin hiç bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin beyin kanaması geçirdiğini, beyninde ödem oluştuğunu, kafatasında kırık, yüz kemiklerinde kırık, sağ ayak tabanında derin kesi olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde yaralanmalar olduğunu, yaralanma nedeni ile şiddetli başağrısı çektiğini, bakıcı ihtiyacı doğduğunu, sigorta şirketince 21.10.2016 tarihinde 71.049,00-TL kısmi ödeme yapıldığını, davalı tarafça yapılan ödeme müvekkilinin uğradığı zararları karşılamaktan uzak, eksik ve yetersiz olduğunu, davalının zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek; HMK’nın 107/2 maddesi uyarınca başlangıçta belirtilen talepleri saklı olmak üzere müvekkilinin dava konusu kazada yaralanarak iş göremezliğe uğraması ve bakıcı ihtiyacı doğması nedeniyle iş göremezlik bedeli olarak 150.000-TL, bakıcı gideri tazminatı olarak 100,00-TL olmak üzere toplam 150.100,00-TL bakiye maddi tazminatın kaza tarihi olan 25/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden (teminat limiti ile sorumlu olmak üzere) tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 02/11/2018 tarihli dilekçesi ile taleplerinin 148.000,00-TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminatına, 2.000,00-TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi; bilirkişi raporunda müvekkilinin 171.463,39-TL sürekli iş göremezlik zararı, 24.782,49-TL geçici iş göremezlik zararı, 7.557,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 203.802,88-TL bakiye zararının hesaplandığını, dava dilekçesinde talep ettikleri bakıcı giderini ve geçici iş göremezlik zararlarını bilirkişi raporunda hesaplanan miktarda artırdıklarını, dava dilekçesinde talep ettikleri 148.000,00-TL sürekli iş görmezlik zararı yönünden ise davalının, davadan sonra müvekkilinin banka hesabına 07/02/2018 tarihinde 73.117,68-TL daha ödeme yaptığını, bilirkişi tarafından hesaplanan miktardan bu meblağ da düşüldüğünde bakiye sürekli iş görmezlik tazminatının 98.345,71-TL olduğunu, yapılan ödemenin davadan sonra olması nedeniyle dava değerinin 203.802,88-TL üzerinden hesaplaması gerektiğini, mahkemece davadan sonra yapılan 73.117,68-TL yönünden müvekkili aleyhine vekalet ücretine karar verilmemesi gerektiğini, belirterek fazlaya iişkin haklarını saklı tutarak 24.782,49-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 148.000,00-TL sürekli iş görmezlik tazminatı ve 7.557,00-TL bakıcı gideri olmak üzere 180.339,49-TL bakiye maddi tazminatın davalıdan kaza tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanununun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortalarının, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da olmadığını, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılmasını, müvekkili şirket tarafından 71.049,00-TL ödeme yapıldığını, tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, bakiye tazminat tespitine ödeme tarihi verileri dikkate alınması gerektiğini, davacının trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, bu amaçla davacının üniversite hastanelerinin adli tıp bölümlerine sevkine karar verilmesini, davacı vekili tarafından avans faizi talep edildiğini, kazaya karışan sigortalı aracın ticari araç olmaması sebebi ile hükmedilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak tazminat sorumluluğu yerine getirildiğinden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın tek taraflı kazasında yaralandığından ve başvuru sonucu davalı tarafından 21/10/2016 tarihinde 71.049,00-TL ödeme yapıldığı halde ödemenin yetersiz olduğundan bahisle dava açıldığı, Elmadağ Cumhuriyet Savcılığının 2015/1062 sayılı soruşturma dosya sureti, başvuru belgesi, poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanakları,… yazı cevabı, maaş bordroları celp edilerek, ……… Başkanlığından alınan raporda davacının vücut genel çalışma gücünden % 39 oranında kaybettiği, 18 ay geçici iş göremezlik halinin olduğu, bakıcı ihtiyacının 6 ay olduğunun tespit edildiği, … bilirkişisinden alınan raporda davalı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edilerek hesap tarihi itibariyle tazminat miktarının hesaplandığı, davacının zararlarından davalının sorumlu olduğu, ancak davacının araçta, dava dışı sürücünün arkadaşı olması nedeniyle bulunduğu anlaşıldığından taşımanın hatır taşıması olması nedeniyle tazminat miktarından indirim yapılması gerektiği, bu göre davanın kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 24.782,49-TL bakiye geçici iş göremezlik, 98.345,71-TL bakiye kalıcı iş göremezlik ve 7.557,00-TL bakıcı gideri toplamı 130.685,20-TL’den %20 hatır indirimi yapılmak suretiyle 104.548,16-TL’nin 21/10/2016 tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili tarafından 02/02/2018 tarihinde açılan dava ile 150.000-TL iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL bakıcı gideri talep ettiğini, 02/11/2018 tarihli dilekçe ile HMK 107/2 uyarınca başlangıçta belirtilen talebin artırımına ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 150.000,00-TL iş göremezlik bedeli, 2.000,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 148.000-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere başlangıçtaki talebin kuruşlandırıldığını, dava açılmadan önce karşı yan … Sigorta A.Ş. tarafından açılan hasar dosyası kapsamında 21/10/2016 tarihinde müvekiline 71.049,00-TL kısmi maddi tazminat ödemesi yapıldığını, dava açıldıktan sonra da; davalı …Ş. tarafından 07/02/2018 tarihinde, ikinci kez banka hesabına 73.117,68-TL kısmi maddi tazminat ödemesi yapıldığını, işbu ödemeye ilişkin bilginin de 26/03/2018 tarihli dilekçeleri ile dosyaya kazandırıldığını, Aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davadan önce yapılan ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı 171.463,39-TL hesap edilmişken, dava ikame edildikten sonra yapılan 73.117,68-TL kısmi ödemenin de tenzili sonrası davacı müvekkilin bakiye 98.345,71-TL sürekli iş göremezlik tazminatının bulunduğu ve davalı yandan işbu bedelin tahsilinde hukuki zorunluk bulunduğunun mahkemeye beyan edildiğini, bu nedenle de ıslah dilekçesi ile sadece geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri taleplerini artırdıklarını, davada sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinin ise 148.000,00-TL olduğunu, dava tarihi itibariyle bu miktarda sürekli iş görmezlik zararı bulunmasına rağmen davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle davanın kımsen kabul kısmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; yine %20 hatır taşıması indirimi yapılarak ve davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle davanın kısmen reddine karar verilemeyeceğinden, bu nedenle davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de haksız olduğunu; ayrıca müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin de davadan sonra yapılan kısmi ödeme de dahil edilerek 203.802,88-TL tazminat miktarı üzerinden hesaplanması gerektiği halde kısmi ödeme mahsup edilerek belirlenen miktar üzerinden karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davacının maluliyet raporunun karar vermeye uygun olmadığını, rapora itiraz etmesine rağmen itirazlarının nazara alınmadığını, 25/02/2019 tarihili tıbbi mütala raporunda; davacının 31/01/2018 tarihili muayene belgeleri de değerlendirilerek davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik çerçevesinde özür durumunun %22 oranında olabileceği, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre ise maluliyetinin %29 oranında olabileceğinin mütala edildiği, Hükme esas alınan ……. Dalı Başkanlığından alınan raporda ise çalışma gücü kaybının %39 olduğu18 ay iş ve gücünden kaldığının ve 6 ay süre ile bakıma muhtaç kaldığının tespit edildiği, raporlar arasında çelişki olduğu, raporlar arasında çelişki nedeniyle Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiği halde eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir.
Davacı vekili davadan önce sigorta şirketi tarafından 21/10/2016 tarihinde 71.079,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiği halde, sürekli iş göremezlik tazminatının yetersiz olduğundan bahisle bakiyesini, ayrıca geçici iş göremezlik zararları ile bakıcı giderinin tazminini istemiştir.
Davacı vekili, davalının dava açıldıktan sonra 07/08/2018 tarihinde 73.117,68-TL daha ödediğini ancak bu ödemenin de zararını karşılamadığından, bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarından bu miktar tenzil edilerek, sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici iş görmezlik tazminatı talebi ile bakıcı giderinin hüküm altına alınmasını davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi, müvekkili lehine takdir edilecek vekalet ücretinin ise dava tarihindeki haklılık durumu nazara alınarak 203.802,88-TL üzerinden takdir edilmesini istemiştir. Mahkemece davadan önce yapılan ödemenin güncellenmiş değeri ile yargılama sırasında yapılan ödeme mahsup edildiğinde bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının 98.345,71-TL, geçici iş görmezlik tazminatının 24.782,49-TL, bakıcı giderinin 7.557,00-TL olmak üzere toplam tazminatın 130.685,20-TL olduğu, belirlenen tazminattan da %20 hatır taşıması indirimi yapıldığında davalıdan talep edilebilecek tazminatın 104.548,16-TL olacağı kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm maluliyet raporunun uygun olmadığından bahisle davalı vekili tarafından istinaf edilmiş; davacı vekili tarafından ise davanın davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle davalı lehine ve müvekkili lehine takdir edilen vekalet ücretinin hatalı olduğundan bahisle istinaf edilmiştir.
Kaza tespit tutanağına ve soruşturma dosyasına göre; 25/05/2015 tarihinde, davacının arkadaşı olan …’in sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak seyir halinde iken, araç sürücüsün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana gelen kazada davacının ağır şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 20/12/2018 tarihli 3523 sayılı maluliyet raporunda; davacının kaza sonrası gördüğü tedavilere ilişkin tüm tedavi evrakları incelenerek, muayenesi yapılarak ve son durumu değerlendirilerek hazırlanan raporda “… oğlu, 01/07/1976 doğumlu …’in dosyasının incelenmesi ve 20/02/2017 tarihinde … Üniversitesi Adli Tıp ve Nöroloji Anabilim Dalları tarafından yapılan muayene ve değerlendirmeleri sonucunda; 25/05/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonrasında hastada meydana gelen kafa kemik kırıkları, epidural ve subdural kanamaları sonrasında gelişmiş hafif şiddetteki frontal lob sendromu dikkate alınarak;
1-) 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı … Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla ve meslek grup numarası bildirilmediğinden düz işçi alınarak iş gücü kaybı oranı hesaplandığında;
Kişide tespit edilen “Organik beyin zedelenmesinden sonra oluşan psikotik olmayan özgül bozukluklar, post kontüzyon sendromu” Yönetmelik A cetveli I. Liste 18/B/a maddesi kapsamında değerlendirildiğinde,
Gr………….
Yaşına (38) göre (E cetveli) 439 olarak bulunduğu, 25/05/2015 tarihli trafik kazasına
bağlı çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %39 (otuzdokuz) olduğu,
2-) Geçici iş göremezlik süresinin 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği,
3-) Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince 6 (altı) ay bakıcıya ihtiyacı bulunduğu kanaatinde olduğumuzu bildirir Adli Tıp Kurulu Raporudur.” denilerek geçici ve sürekli iş göremezlik durumu ile bakıma muhtaçlık durumunun değerlendirilmiş olduğu, davalının 24/01/2019 tarihinde tebliğ edilen rapora süresi içerisinde itiraz etmeyerek, yasal süresinden sonra 19/04/2019 tarihinde rapora itirazlarını bildirdiği itirazını destekler mahiyette delil sunmadığı görülmüştür. Mahkemece alınan maluliyet raporunun dosya kapsamına ve davacının yaralanmasına uygun olmasına göre hükme vermeye elverişli olduğu değerlendirilerek, davanın esası hakkında karar verilmiştir.
1-Davalı vekili tarafından, mahkemece hükme esas alınan 20/12/2018 tarih ve 3253 sayılı raporun karar verilmeye elverişli olmadığı ileri sürülerek rapora itiraz edilmiş ise de; mahkemece hükme esas alınan raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybının tespitinde uygulanacak yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş olmasına, raporun davacının tüm tedavi evrakları incelenerek ve davacının muayenesi yapılarak ve son durumu değerlendirilerek düzenlemiş olmasına, davacının tedavi evraklarında tespit edilen bulgulara göre belirlenen maluliyet oranın uygun olmasına, davalının maluliyet raporuna yasal süresi içerisinde itirazda bulunmaması yanı sıra, süresinden sonra yaptığı itirazda da maluliyetin uygun olmadığına yönelik delil sunulmamış olmasına göre mahkemece taraflarca süresine itiraz edilmeyen maluliyet raporu yeterli görülerek hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelemesinde; davacı vekili istinaf dilekçesinde bilirkişi tarafından hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri toplamı 203.802,88-TL üzerinden müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Vekalet ücreti, harç ikmal edilmek suretiyle açılan ve ıslah edilen dava değerine göre haklılık durumuna göre talep edilebilir. Davacı vekili dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile toplam 180.339,49-TL tazminat alacağı üzerinden harcını ikmal ederek dava açtığı anlaşılmaktadır. Buna göre 203.802,88-TL üzerinden vekalet ücretine ilişkin istinaf talebi yerinde değil ise de, davacı vekili talebi çerçevesinde hükmedilen vekalet ücretinin de uygun olmadığını ileri sürdüğünden buna ilişkin istinaf sebeplerinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Her dava açıldığı tarih itibariyle görüldüğünden davada haklılık durumu dava tarihine göre belirlenir. Bu nedenle tazminat davalarında, davacının dava tarihinde talep edilen kadar tazminat alacağı olduğu halde, davadan sonra davalının kısmen veya tamamen ödeme yapması durumunda, tazminat miktarının talep edilen miktarın altında kalması durumunda, davadan sonra ödenen kısım yönünden talep konusuz kaldığından teknik anlamda reddedilen bir miktar bulunmadığından, hüküm altına alınmayan kısım üzerinden, ret edildiği belirtilse dahi hukuki anlamada “ödeme yapılan kısmın konusuz kalması nedeniyle karar verilmemiş olduğundan” davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemez. Davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle konusuz kaldığı kabul edilen kısım yönünden “davacının aksine bir talebi bulunmaması halinde” dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek yargılama gider ve vekalet ücreti değerlendirilerek hüküm altına alınır.
Diğer yandan; yasal, hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeni ile davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem arz etmektedir. Kısmen reddedilen miktar, Türk Borçlar Kanunu’nun 51 ve 52. maddesinden kaynaklanan bir indirim ise indirim miktarı yasadan kaynaklandığından bu indirim nedeni ile davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin ve 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları ile benimsenmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/4598 Esas – 2020/8076 Karar; 2018/4519 Esas – 2020/892 Karar; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/18148 Esas – 2021/9953 Karar Emsal kararları)
Bu nedenle haksız fiilden zarar görenin maddi tazminat taleplerinde, TBK’nın 51. ve 52. maddesi gereğince takdiri indirim nedeniyle hükmedilen tazminat miktarı, sırf bu nedenle talep edilen miktarın altında kalması durumda da davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyecektir.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde meydana gelen kaza nedeniyle dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 148.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.000,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100,00-TL bakıcı gideri talep etmiş, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor sonrasında, dava dilekçesinde talep edilen tazminat kalemlerinden sadece geçici iş göremezlik tazminatını ve bakıcı giderini ıslah ile artırarak 24.782,49-TL geçici iş göremezlik, 7.557,00-TL bakıcı gideri ve dava dilekçesinde talep edilen 148.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 180.339,49-TL’nin davalıdan tahsiline, bilirkişi hesabına dahil edilmeyen davadan sonra yapılan 73.117,68-TL sürekli iş görmezlik tazminatının mahkemece tenzil edilmesine, müvekkili lehine vekalet ücretinin ise 203.802,88-TL üzerinden takdirine karar verilmesini istemiş, mahkemece talep doğrultusunda davadan sonra yapılan ödeme tenzil edilerek davada karar verilmiştir.
Aktüer hesap bilirkişi tarafından davacının geçici iş göremezlik tazminatı 24.782,49-TL, bakıcı gideri 7.557,00-TL hesap edilmiş, sürekli iş göremezlik zararı ise davadan önce yapılan ödemenin güncel miktarı mahsup edildiğinde 171.463,39-TL olduğu değerlendirilerek toplam zararı 203.802,88-TL hesaplanmış olup, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Buna göre davacının dava tarihi ve ıslah tarihi itibariyle dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde talep edilen miktarda zararı olduğu anlaşıldığından haksız talebi bulunmamaktadır. Mahkemece davadan sonra yapılan ödeme ve TBK’nın 51. maddesi kapsamında hatır taşıması nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına göre davalı lehine fazlaya ilişkin istemin reddinin davadan sonra yapılan kısmi ödeme ve takdiri indirimden kaynaklanmış olması nedeniyle vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru olmadığı gibi, davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin de, tarafların kabulünde olan davadan sonra yapılan ödeme ile ödenen kısım açısından “fazlaya ilişkin istemin reddine” denilse dahi dava hukuki anlamada konusuz kaldığından, konusuz kalan kısım açısından ise haklılık durumuna göre vekalet ücreti takdiri gerektiğinden, bu durumda alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen dava tarihindeki haklılık durumu nazara alınarak, bilirkişi tarafından tespit edilen tazminat miktarından, hatır taşıması indirimi uygulandıktan sonra kalan bakiye üzerinden vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden sonra yapılan ödeme ve takdiri indirimi uygulanarak tespit edilen ve tahsil kararı verilen miktar üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre ilk derece mahkemesi kararın HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi hüküm fıkrasındaki “Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 8.687,05-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ” şeklinde bendin hüküm fıkrasından çıkartılarak, ayrıca davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin de, bilirkişi tarafından hesaplanan 203.802,88- TL tazminat miktarından, (davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle konusuz kalan kısım mahsup edilmeksizin) %20 hatır taşıması uygulanmak suretiyle hesaplanan 163.042,30-TL’lik kısmı açısından dava açmakta haklı olduğundan (taleple bağlı kalınarak ve usulü kazanılmış haklar korunarak inceleme yapıldığından) bu miktar üzerinden vekalet ücretinin hüküm tarihine göre düzeltilmesine, ilk derece mahkemesi kararın da istinaf edilmeyerek kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 02/10/2019 tarihli 2018/85 Esas – 2019/708 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
Davanın kısmen kabulüne, 24.782,49-TL bakiye geçici işgörmezlik, 98.345,71-TL bakiye kalıcı işgörmezlik ve 7.557,00-TL bakıcı gideri toplamı 130.685,20-TL’den %20 hatır indirimi yapılmak suretiyle 104.548,16-TL’nin 21.10.2016 tarihinden avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 7.141,68-TL harçtan peşin alınan ve tamamlanan 616,67-TL harçtan düşümü ile eksik kalan 6.525,01-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 652,57-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 15.732,54-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan kabule göre hesaplanan takdiren 1.043,67-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Talep halinde artan avansın iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III- İstinaf talebi reddedilen davalıdan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.141,68 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.632,00-TL’nin mahsubu ile kalan 5.509,68-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
IV-İstinaf talebi reddedilen davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-İstinaf talebi kabul edilen davacı tarafça yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
VI-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından 121,30-TL istinaf başvuru harcı ve 10,00-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 131,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
VII-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VII-Kararın usule uygun olarak taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 361/1-a maddesi gereğince kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.