Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3286 E. 2022/1028 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
NUMARASI :…….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, 16.09.2013 tarihinde … plaka sayılı araç ile … plakalı motosikletin karıştığı kazada müvekkilinin ağır derece de yaralandığını, müvekkilinin kusurunu kabul etmediklerini belirterek 500 TL geçici 500 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiği, kaza tespit tutanağında davacının kusurlu olduğunun belirtildiğini bu nedenle davanın reddini istemiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde haksız fiil nedeniyle sorumluluğuna gidilebileceği ancak kusurunun tespit edilemediği, öte yandan davalı sigorta şirketi sigortalının kusuru ve sorumluluğunun saptanması halinde bir zarar oluşmuş ise zararın teminat kapsamında değerlendirilmesi mümkün olduğundan, dosyada kusura ilişkin alınan rapor ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda kusurun %100 oranında davacıda olduğu tespit edildiğinden davalı sigorta şirketinden de maddi zararın tazmininin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, 16.09.2013 tarihinde sürücü ….. … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile… üzerinde seyir halinde iken…..hiçbir sinyal vermeden aniden sola dönmek için, yönelince yine aynı istikamette seyreden müvekkil … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile … plakalı aracın sol yan kısımlarına çarpması sonucu çift taraflı ve yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, hükme esas alınan kusur raporu hakkaniyete aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilin motosikletiyle aracın solunda seyir halinde iken dikkatli bir araç sürücüsünün dikiz aynasını kontrol ettiğinde solunda seyreden aracı görmesi ve buna göre daha dikkatli olması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilin kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunsa dahi bilirkişi tarafından müvekkilin tamamen kusurlu bulunmasının isabetsiz olduğunu, görüntü izleme tutanağının kavşaklara gelmeden şerit değiştirme konusunda sınır teşkil eden 30 metreyi görüp görmediği hususunun araştırılmadığını, … Kürsüsü’ne dosyanın gönderilerek mevcut durum göz önünde bulundurarak itirazları karşılar nitelikte yeniden bir rapor alınmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, sigortacısının, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında 3. şahısların ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı KTK’ya göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli, zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı 3. şahısların, sigortalının KTK çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.
Somut olayda, dosyada alınan bilirkişi raporlarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile kavşağa uygun hızla yaklaşmadığı, önünde seyreden araçla yeterli ve güvenli takip mesafesi bırakmadığı, olay yeri kavşakta önünde kurallara uygun şekilde sola dönüş yapmakta olan dava dışı sürücü … … … … sevk ve idaresindeki otomobilin sol yan kısımlarıyla çarpışması sonucu meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü … … … …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile seyrederken geldiği olay yeri kavşakta, kurallara uygun şekilde sola dönüş yaptığı esnada arkadan aynı yönden gelen sürücü … sevk ve idaresindeki motosikletin ön kesimleri ile aracının sol yan kısımlarıyla çarpışması sonucu meydana gelen olayda kazaya etken kural ihlalinin olmadığı anlaşılmakla sonuçta atfı kabil kusuru bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında sigorta şirketinin sigortalının kusuru oranında sorumlu olacağı, dosyada alınan bilirkişi raporunda ve Adli Tıp Kurumundan alınan raporda sigortalının kusurunun olmadığının belirtildiği, bu kusur oranının kaza tespit tutanağında belirtilen verilerle de uyumlu olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b-1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 40,3 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davacı tarafından yapılan istinaf masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.