Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3285 E. 2022/1017 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.10.2016 tarihinde, davalıların sürücüsü, işleteni, maliki ve ZMMS sigortacısı olduğu aracın, karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davalı sigorta şirketine 13.03.2017 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsiline tahsiline; 1.000,00 TL tedavi gideri, 1.000,00 TL bakıcı gideri, 1.000,00 TL efor kaybı olmak üzere toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden avans faiziyle, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 25.07.2017 tarihli dilekçesi ile maddi tazminatın davalı sigorta şirketi tarafından ödendiğini belirterek maddi tazminat yönünden davadan feragat ettiğini, manevi tazminat yönünden talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, 19.07.2017 tarihinde davacıya 59.715,00 TL ödeme yaparak ibraname aldıklarını, eldeki davanın ibraname ve feragat nedeniyle reddini istemiştir.
Davalı … yetkileri, kazaya karışan aracın işleteni olmadıklarını, aracı Ankara’daki bir maç için kiraladıklarını, sürücünün kulüp çalışanı olmadığını belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuşlardır.
Davalılar … ve … vekili, …’a ait, ….’ın sevk ve idarisindeki araçla karıştığı kazada kusurun davacıda olduğunu, kusur oranı ve davacının maluliyeti yönünden ATK’dan rapor alınmasını, davacının talebi üzerine kendisine tedavisi için 10.11.2016-03.01.2017 tarihleri arasında 3.000,00 TL ödeme yaptıklarını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davacının maddi tazminat talebinin tefrik edilerek ayrı esasa kaydedildiği, manevi tazminat yönünden yapılan yargılamada olayın özelliği ile duyulan veya duyulacak elem ve acıya karşılık olarak davalı gerçek kişilere düşen kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumu, kaza tarihine göre paranın alım gücü değerlendirildiğinde davacı için 17.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve makul olacağı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulü ile 17.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı …’ne yönelik açılan davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu, dosyada kusur durumunun tespiti için alınan bilirkişi raporlarından ilkinde …’ın %75 kusurlu; ek raporda ise %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kök bilirkişi raporunun aksine verilen ek rapor ile oluşan çelişkiler giderilmeksizin verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalı …’ın meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini,
Davacının maluliyet iddiası hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiği yönündeki itirazlarının Mahkemece dikkate alınarak davacının maluliyet oranının tespitinin salt sağlık kurulu raporu ile tespit edilmeksizin karar vermek yerine Yüksek Sağlık Şurası ve Adli Tıp Kurumu silsilesi hukuken takip edilerek davacının maluliyet oranının denetime açık bir şekilde tespit edilerek tespit olunan değere göre manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekirken davacının sunmuş olduğu engelli sağlık kurulu raporu denetlenmeksizin ve Adli Tıptan Rapor alınması talebi dikkate alınmaksızın manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, olayın oluş şekli dikkate alındığında meydana gelen kazada … kusursuz olup esas yönünden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, aksi durumda dahi hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, ayrıca kazaya karışan araç kaza tarihi itibariyle kaskolu olup kasko firmasına ihbar edilmeyen davanın anadolu anonim türk sigorta şirketine ihbarı gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme karının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat yönünden tefrik kararı verilmiş; manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulü ile 17.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı …’ne yönelik açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davalılar …. ve … vekili, kusur oranı, davacının maluliyet oranı ve manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki mevcut delillere göre, davacının maluliyetinin tespitine ilişkin Ankara … Hastanesince düzenlenen 08.03.2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda davacının mevcut kaza nedeniyle sol tibia plan kırığı ve sol ayak 1. parmağının ampütasyona uğradığı, engel oranının %13 olduğu, ceza dosyasında mevcut 04.01.2017 tarihli ATK raporunda davacının vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin ağır (5) derecede olduğu ve bir parmağının ampütasyona uğradığının tespit edilmesi karşısında anılan raporların hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi; kesinleşen Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1704 Esas – 2018/719 Karar sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile eldeki dosyada olay yeri CD’leri izlenerek düzenlenen 22.04.2019 tarihli ek uzman bilirkişi raporlarından davalı sürücü …’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle taşıt trafiğine kapalı yola girerek “T” kavşağa yaklaşırken hızını daha da düşürmesi ve dönüş yönüne sinyal vererek, … 1 Sokağa dönüş yaparken yolun karşısına geçmeye çalışan yaya …’na geçiş önceliği hakkını tanıması gerekirken, sürücünün aksine hareketle kontrolsüz ve de tedbirsizce doğrultu değiştirme manevrası esnasında, kavşak başından karşıya geçmekte olan yayaya çarpmaya fren tedbiri ile de engel olamadığı, davacı yayanın sol ayağı üzerinden geçtiği kazada asli ve tam kusurlu (%100 oranında), davacı yayanın kusursuz olduğu anlaşılmış olup yerel mahkemece davalı sürücünün tam kusurlu olduğuna dair kabulünde bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davacının manevi tazminat istemi BK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 29.10.2016 tarihli kaza nedeni ile davacının sol tibia plan kırığı ve sol ayak 1. parmağının ampütasyona uğradığı, engel oranının %13 olduğu bu nedenle çeşitli ameliyatlar geçirdiği, dokuz gün hastanede yattığı ve kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu, davacının kusursuz olduğu sabittir. Davacının yaralanmasının boyutu ve kazada kusursuz olduğu gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarının; duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve her iki tarafın mali ve sosyal durumlar uygun olduğu görülerek, davalı tarafın manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin benimsenen kusur ve maluliyete ilişkin bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davalılar … ve … vekilinin manevi tazminata ilişkin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.161,27 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 290,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 870,77 TL harcın davalılar … ve …‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinden bırakılmasına,
4-Karar tebliği ile harç mahsup ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.