Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3283 E. 2022/1050 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle)

KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 08.07.2009 tarihinde davacıların desteği …’un idaresinde bulunan davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı …plakalı araç ile neden olduğu kaza sonucu vefat ettiğini, müteveffanın anne ve babası olan davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında dava değerini davacı … için 65.727,13 TL, davacı … için 58.197,59 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, kazanın 08.07.2009 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 2018 yılında açıldığını, olayda uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirecek bir suç bulunmadığından 2 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiğini, bu nedenle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davalının sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müteveffanın araç sürücüsü olması sebebiyle davacıların talebinin sigorta teminatı dışında olduğunu, somut olayda davacıların murisi müteveffanın kaza anında emniyet kemeri takıp takmadığının araştırılması gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı zamanaşımı definde bulunmuş ise de, KTK’nın 109. maddesinin 2. Fıkrasındaki cezayı gerektiren fiil ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurduğu, buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK 66. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı Yargıtay 17. HD’nin 10/04/2019 tarih ve E:2016/12007, K:2019/4500 sayılı kararı, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; … plakalı motosiklet sürücüsü müteveffa …’un 2918 sayılı KTK’nun 47/c-d ve 52/a-b maddelerinde belirtilen kurulları ihlal etmesi yanında dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, olayın meydana geldiği yoldan kaynaklanan bir sorun olmaması nedeniyle yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşa atfedilebilecek bir kusur görülmediği, kaza tarihi olan 08.07.2009 tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde, sürücünün vefatı nedeniyle talep edilebilecek destek zararlarının sigorta teminatı kapsamı dışında olduğuna dair yasal düzenleme bulunmadığı gibi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay 17. HD’nin emsal içtihatlarına göre de, destek zararı mirasçı olmaktan kaynaklanan bir zarar olmayıp, 3. kişinin doğrudan zararı olduğu, bu durumda zarar görenin kusurundan söz edilemeyeceğinden, davacıların sigorta teminatı kapsamında zararlarının karşılanmasını talep edebilecekleri, davalının bu yöndeki savunması ve yine müterafik kusura ilişkin iddiaları aynı gerekçelerle yerinde görülmediği, davacıların zararlarının tazmini için davadan önce davalı … şirketine yapılan başvurunun 27.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden 8. iş günü sonra davalının temerrüde düştüğü gerekçesi ile davanın kabulü ile, …’un vefatı nedeniyle, desteğinden mahrum kalan davacı … için 65.727,13 TL, davacı … için 58.197,59 TL destekten yoksun kalma tazminatının 09.01.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme tarafından davacılar desteği …’un kask takmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmadan hüküm kurulmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacılar desteğinin kazada, kazada olmasa bile zararın artmasında kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması ve tespit edilen kusur oranında eğer bir tazminat hesaplanırsa bu kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, murisinin müterafik kusuru dikkate alınmadan ve tazminattan yapılması gerekli indirim yapılmadan karar verildiğini, Denizli Cumhuriyet Savcılığı’nın 2009/16501 soruşturma dosyasında bulunan ölü muayene tutanağında davacılar murisi …’un ölüm sebebi, kafa kemiklerinde kırıklar ile epidural kanama, beyin ödemi ve beyin kontüzyonu olarak belirlendiğini, kask takılmaması ile ölüm arasında doğrudan illiyet bağı bulunduğundan en az %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yerel mahkeme tarafından davacılar desteğinin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve bu husus tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınmadan hüküm tesis edilmesinin hakkaniyete usule ve yasaya aykırı olup Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacıların desteği idaresinde bulunan araç ile neden olduğu tek taraflı kaza sonucu vefatı nedeniyle aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu olay 08.07.2009 tarihinde meydana gelmiş, davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 18.06.2009 -2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir.
Yargıtay’ın olay tarihi itibariyle sürücü ve işletenin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalanlar tarafından açılan davalarda verilen kararların temyiz incelemeleri sonunda istikrar kazanan uygulamasına göre, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK’nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca), karar vermiş olması nedeniyle davalı … şirketinin bu yöne ilişkin istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve desteğin kusurunun davacılara yansıtılamamasına göre davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.465,30 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL.+2.116,32 TL’nin mahsubu ile kalan 6.304,58 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 14.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.