Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3280 E. 2022/748 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3280
KARAR NO : 2022/748

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2017/470 Esas 2019/798 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …. Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08/06/2017 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davalı …’in sevk ve idaresindeki ve davalı … tarafından ZMMS ile sigortalı aracın çarpışması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı …’ten tahsiline karara verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında; maddi tazminat talebinin 500,00 TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatına, 500,00 TL’sinin ise sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 13/03/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 4.352,16 TL olarak, sürekli iş göremezlik tazminatını ise 37.262,16 TL olarak belirleyerek davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının da sigorta teminatı kapsamında olmadığını, sorumluluklarının ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplanması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …; usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, kazanın meydana gelmesine ilişkin Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda çift taraflı meydana gelen kazada davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı, … Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD’den alınan 08/05/2017 tarihli maluliyet raporunda davacının vücut çalışma gücü kaybı oranın %5 olduğu ve 3 ay iş göremez kaldığının tespit edildiği, Aktüer bilirkişiden alınan raporda ise davacının geçici iş göremezlik zararının 4.352,16 TL, sürekli iş göremezlik zararının 37.262,16 TL olduğu, davacının zararlarını davalıdan talep edebileceği, davacının cismani zararı nedeniyle manevi tazminat da talep edebileceği, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayların ağırlığı, kaza tarihi nazara alındığında 3.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile; davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 4.352,16 TL geçici iş göremezlik, 37.262,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 41.614,32 TL tazminatın, davalı … … Sigorta A.Ş. yönünden 21/06/2017 tarihinden, davalı … yönünden 08/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece maluliyet raporunun taraflarına tebliğ edilemediğini ve bu şekilde savunma hakkının kısıtlandığını, ayrıca hükme esas alınan maluliyet raporunun davacının yaralanmasına uygun olmadığını, bu durumun da ekte sunulan medikal rapor ile sabit olduğunu, sundukları rapor ile mahkemece hükme esas alınan rapor arasında fahiş fark olduğunu, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini, diğer yandan davacının dava dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı talebi olmamasına rağmen talep aşılarak geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmesinin de hatalı olduğu gibi geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğundan müvekkilinin sorumluluğuna karar verilmesinin de hatalı olduğu; hükme esas alınan aktüer hesap raporunun da karar vermeye elverişli olmadığını, hesaplamanın muhtemel yaşam süresine kadar değil, 99 yaşına kadar yapıldığını, hesaplamanın genel şartlara ve Yargıtay uygulamasına uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı …Sigorta A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekili tarafından dava dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı talep edilmediği halde talep aşılarak karar veriliği iddia edilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği, ön inceleme duruşmasında da, açık olmayan talebini açıklayarak, talebinin 500,00 TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu açıkladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece talep doğrultusunda yargılama yapılarak karar verilmiş olduğundan, davalının talepten başkasına karar verildiğine yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
2- Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenesinde; davalı vekili maluliyet raporunun taraflarına tebliğ edilmeden hükme esas alınarak, savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür.
Dosya içerisinde, hükme esas alınan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 27/12/2018 tarihli raporunun davalıya tebliğ ediliğine dair tebliğ evrakı olmadığı, UYAP Sisteminde de tebliğ çıkartıldığına dair bilgi olmadığı, duruşmada elden tebliğ de yapılmadığı görülmüştür.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hâkim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Savunma hakkını güvence altına alan T.C Anayasa’sının 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır. (Yargıtay 17. H.D. 2015/19424 E. 2018/9958 K.)
HMK’nın 280. maddesinde de “(1) Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” denilerek, raporun tarafa tebliğinde, istisnai bir düzenleme getirmediği gibi, hakime rapor tebliği hususunda takdir hakkı tanımamıştır. HMK’nın 281. maddesi gereğince, tarafların raporun tebliğ edilmesinden itibaren 2 hafta ( hakim tarafından ek süre verilmemesi halinde ) içerisinde rapor itiraz ve beyanda bulunma hakkı bulunmaktadır.
Mahkemece, HMK hükümleri gözönüne alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline maluliyet raporu tebliğ ile bu rapora karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmesi gerektiği halde raporun tebliğinden imtina edilerek davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu durumda mahkemece anılan bilirkişi raporlarının davalı vekiline tebliği ile bu raporlara karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda yasal sürelerin gözetilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru olmadığından, davalı … … Sigorta A.Ş. vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
2-Davalı vekilinin Aktüer Hesap Bilirkişinin hesap raporuna yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde;
Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle davacı gerçek zararını talep edebilir. Gerçek Zarar, TBK ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen ilkeler çerçevesinde hesaplanmalıdır. Bu hususta alınacak aktüer bilirkişi hesap raporu da Gerçek Zarar hesabına ilişkin yönelik Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen ilkelere uygun ve denetime elverişli olmalıdır.
Her ne kadar; ZMMS kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğu açısından, ZMMS Genel Şartlarında zarar hesaplama yöntemi getirilmiş ve KTK’nun 90. maddesinde hesaplamanın ZMMS kapsamındaki zararlar açısından Genel Şartlara göre yapılması öngörülmüş ise de, KTK’nın 90. maddesindeki Genel Şartlara atıf yapan hükümlerin AYM tarafından iptal edilmiş olması ve AYM’nin iptal kararlarının devam eden uyuşmazlıklar açısından da uygulanacak olması karşısında, sigorta şirketinin sorumluluğu da, TBK ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen gerçek zararın belirlenmesine yönelik ilkeler çerçevesinde tespit edilmelidir.
Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ve 4. Hukuk Dairesi kaza tarihi itibariyle zararın hesaplanmasında muhtemel yaşam süresinin PMF1931 Yaşam Tablosuna göre belirlenmesi, işlemiş geçici iş göremezlik zararlarının ve işlemiş dönem maluliyet zararlarının zararın meydana geldiği tarihteki gelirine, geliri belirlenemiyor ise asgari ücrete göre belirlenmesi, işleyecek dönem zararlarının ise “progresif rant yöntemi” uygulanarak aktif dönem yönünden bilinen son geliri üzerinden, pasif dönemin ise bilinen son AGİ’siz asgari ücret üzerinden 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanması kabul edilmişken, İçtihat değişikliğine gidilerek hesaplamada “progresif rant yöntemi” uygulamasının devam edeceği kararlaştırılarak, muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH2010 Yaşam Tablosunun uygulanmasına, geçilmiştir.
Mahkemenin hükme esas aldığı 07/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda, anılan biçimde herhangi bir hesaplama yapılmamış; hesaplamada işleyecek (bilinmeyen) dönem zararının hesabında TRH2010 Yaşam Tablosu ve tam anüite nazara alınarak “Devre Başı Ödemeli Rant Forümülü” kullanılmıştır. Rapor içeriğinde yanıltıcı olarak kısmi anüite (muhtemel yaşam süresi kadar) hesaplama yapıldığı ve “devrebaşı ödemeli belirli süreli rant formülü” uygulandığı belirtilmiş ise de, tam anüiteye göre hesaplamanın 99 yaşına kadar yapıldığı anlaşılmaktadır.
Alınan rapor, Yargıtay tarafından benimsenen yönteme uygun olmadığı gibi ZMMS Genel Şartlarında belirlenen yönteme de uygun değildir. Ayrıca muhtemel yaşam süresi kadar yapılmamış olması nedeniyle de davalının lehine olup olmadığı değerlendirilemediğinden alınan rapor karar vermeye elverişli değildir.
Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplandığından ve değerlendirildiğinden söz edilmeyeceğinden, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmüştür.
Bu itibarla; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklandığı üzere, öncelikle davalıya maluliyet/özür raporu tebliği ile rapora karşı itiraz ve beyanda bulunma imkanı tanınarak, itiraz etmesi halinde itirazları HMK’nın 281. Maddesi hükmü gereğince değerlendirilerek, maluliyet/özür durumu tespit edildikten sonra dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek yukarıda açıklandığı üzere, Yargıtay tarafından benimsenen yöntem çerçevesinde ve kararın sadece davalı … Sigorta A.Ş. tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle kaldırılan hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesap tarihi itibariyle tazminat belirlenerek, usulü kazanılmış haklar da korunarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 08/10/2019 tarihli 2017/470 Esas 2019/798 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 710,66 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4- Gölbaşı (Ankara) İcra Müdürlüğü’nün 2019/1260 E. Sayılı dosyasına depo edilen 70.000,00 TL teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.