Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3269 E. 2022/969 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/3269 – 2022/969
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3269
KARAR NO : 2022/969

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : SEZAİ TÜRKAN (28273)
ÜYE : AYNUR İĞDE (32170)
ÜYE : İFFET CANTÜRK ASLAN (36815)
KATİP : GÖKHAN ÖZŞAHİN (121521)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI : 2018/651 Esas 2019/749 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 04/05/2017 tarihinde, sürücü … idaresindeki bisiklet ile davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacı …’nın eşi, diğer davacıların babası olan …’ın hayatını kaybettiğini, en yakınlarını kaybeden davacıların yaşadıkları manevi acı nedeni ile davacı … için 15.000,00-TL, davacı … için 5.000,00-TL ve davacı … için 5.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın genişletilmiş kasko sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kazanın oluşunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığından davalı sigorta şirketinin dava konusu talepler nedeni ile sorumluluğunun bulunmadığını, davalı şirket usulüne uygun olarak temerrüde düşmediğinden faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacıların desteği olan … idaresindeki bisiklet ile sigortalı aracı kullanan … idaresinde bulunan aracın karıştıkları kaza sonucunda desteğin hayatını kayıp ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffa sürücünün %90, sigortalı araç sürücüsünün ise %10 oranında kusurlu olduklarını, kaza nedeni davacı …’nın eşini, diğer davacıların ise babalarını kayıp ettiklerini, kazadaki kusur durumu ve manevi tazminatın belirlenmesine dair ilkeler gözetilerek tazminat miktarlarının belirlendiğini belirterek, davanın kısmen kabulüne, davacı eş … için 1.500,00-TL, davacı çocuk … için 500,00-TL, davacı çocuk … için 500,00-TL manevi tazminat takdiri ile temerrüt tarihi olan 05/09/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın oluşuna ilişkin olarak ceza dosyasında alınan kusur raporu ile mahkeme dosyasındaki raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin ve buna bağlı olarak müteveffaya atfedilen kusurun hatalı olduğunu, dava dilekçesi ile talep edilen tazminatın müteveffaya düşen kusur dikkate alınarak talep edildiğini, buna rağmen belirlenen manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz olduğunu, red edilen manevi tazminat miktarları yönünden her bir davacı aleyhine ayrı ayrı red vekalet ücreti takdir edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki mevcut delillere göre, dava konusu kazaya ilişkin olarak, kaza tespit tutanağında yapılan değerlendirme ile ceza yargılaması dahil, tüm aşamalarda alınan kusur raporlarının aynı yönde olduğu ve kazanın; hız sınırının 55 km/saat olduğu meskun mahalde, sigortalı araç sürücüsünün mahal şartlarını dikkate alarak hızını asgariye düşürüp müteyakkız seyir etmesi gerekirken, bu kurala riayet etmemesi, sağ tarafından bisikleti ile karşıdan karşıya geçmek isteyen bisiklete etkin fren tedbiri almadan çarpmasında özen yükümlülüğüne aykırı davranması; müteveffa bisiklet sürücüsünün ise kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde ve seyir halinde olan araçların hız ile mesafesini dikkate almadan, istikametine göre sol tarafından gelmekte olan araca ilk geçiş hakkını vermemesi nedeni ile meydana geldiği, oluş itibari ile müteveffanın daha ağır kusurlu olduğu, ancak sigortalı araç sürücünün de kusurlu bulunduğu sabittir. Bu nedenlerle, 05/07/2019 tarihli bilirkişi raporundaki kusur tespiti ile kusur oranları oluşa, usul ve yasaya uygun olduğundan, yerel mahkeme tarafından hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekilinin vekalet ücreti takdirine yönelik itirazı bakımından ise; somut olayda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, ihtiyari dava arkadaşı oldukları ve usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları sabittir. Bu durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı aleyhine, red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden ayrı ayrı red vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya uygundur.
Takdir edilen manevi tazminat miktarları bakımından ise; davacıların tazminat istemleri BK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, dava konusu kazanın meydana gelmesinde, davacıların desteği … daha ağır kusurlu olsa da; doğan zararın davacılar yönünden ağırlığı, müteveffanın davacılar ile olan yakınlığı, davacıların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü ve diğer hususlar gözetildiğinde davacılar için takdir olunan manevi tazminat miktarlarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun miktara hükmedilmek üzere kararın kaldırılması gerekmiştir. Buna göre; davacı eş … için 5.000,00-TL, davacı çocuklar … ve … için ise 1.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilerek yeniden hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin olarak alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğundan davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine, ancak belirlenen manevi tazminat miktarlarının yetersiz olması nedeni ile buna dair istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına, istinafa konu olmayan hususlar aynen korunarak, HMK.353/1-b.2. maddesi gereğince, yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/09/2019 tarih, 2018/651 Esas 2019/749 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davacı … için 5.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL ve davacı … için 1.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 05/09/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 478,17-TL harçtan peşin alınan 85,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 392,78-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, kabul edilen miktarlar üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/1.maddesine göre belirlenen;
5.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a,
1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a,
1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red edilen miktarlar üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/2.maddesine göre belirlenen;
5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak,
1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak,
1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 202,70-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 56.756,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlasının davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Peşin yatırılan 121,29-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davacılar tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 70,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.