Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3256 E. 2022/1109 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/3256 – 2022/1109
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3256
KARAR NO : 2022/1109

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2019
NUMARASI : 2016/176 Esas 2019/677 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/08/2015 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken müvekkili aracına tam kusurlu biçimde çarptığını, müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, kusursuz olan müvekkilinin ZMMS sigortası kapsamında teminat limiti dahilinde sürekli ve geçici iş göremezlik sebebi ile oluşan zararının davalı tarafından tazmini gerektiğini, yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmaması üzerine eldeki davanın açıldığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL geçici iş görmezlik ve 1.000,00 TL sürekli iş görmezlik zararının davalı sigorta şirketinden dava tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; delillerin ibrazı gerektiğini, … plakalı aracın 10/06/2015 – 10/06/2016 tarihleri döneminde müvekkili nezdinde sigortalı bulunduğunu, müvekkili sigortanın sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olup limitin 290.000,00 TL olduğunu, müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, kusur tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, davacının gelirinin somut belgelerle kanıtlanmasına, geçici iş göremezlik zararı yönünden tazminat isteğinin teminat kapsamı dışında kaldığını, uzman bilirkişiden aktüer rapor alınmasını, müterafik kusur olgusunun araştırılmasını, haksız fiilden kaynaklı olayda en fazla yasal faize karar verilebileceği ve esasen davanın reddine karar verilmesini istediğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davacının maluliyete dair adli tıp raporunun alınması yönünde … Üniversitesi Adli Tıp Kurumuna sevki yapılmış olup 06/04/2018 günlü raporda özetle şahsın kaza neticesi %26,2 özürlü olduğu ve iyileşme süresinin dokuz ayı bulduğunun belirlendiği, davacının 2015 yılı gelir durumu sorgulanmış olup, çiftçilik yaptığı ve bakkaliye işlettiği ve buna göre emeklilik dönemi asgari ücret kalanı bu miktarın iki katı üzerinden yapılan aktüer hesaplamaya göre geçici işgöremezliği zararının 28.856,16 TL hesaplandığı ve yine sürekli iş göremezliğe dair zararının 213.892,45 TL olarak bildirildiği gerekçesiyle ıslah edilen davanın kabulü ile 28.856,16 TL geçici ve 213.892,45 TL sürekli işgöremezlik tazminatlarının 26/02/2016 dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının süreklilik arz eden gelirinin somut deliller ile kesin ve net şekilde ispatlanamadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, hükme esas alınan 06/04/2018 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihine göre hatalı yönetmelik hükümleri referans alınarak düzenlendiğini, davacının yaralanmasına neden olan kaza 05/08/2015 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının maluliyet raporunun 01/06/2015 tarihinden sonra yürürlükte bulunan ve dava konusu kaza tarihini de kapsayan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerekirken; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiş olmasının hatalı olduğunu, maluliyete ilişkin tespitlerin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından tespit edilmesi gerekirken Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınmamış olmasının isabetsiz olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında bulunmadığını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, yerel mahkeme kararında avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu sigortalı aracın kullanım amacı itibariyle hususi nitelikte olması ve özel kullanım sırasında kazanın meydan gelmiş olması itibariyle avans faizine hükmedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğinde istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı taraf, trafik kazası nedeni ile oluşan gerçek zarar ile sorumludur. Davacının kaza nedeni ile uğradığı gerçek zarar miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle davacının gelirinin doğru olarak saptanması gerekmektedir. Gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması gerekmektedir. Davacının kaza tarihi itibariyle mesleği ve gelirinin tespit edilmesi gerekir. Davacının gelirinin ispat edilememesi halinde hiç kimsenin asgari ücretin altında gelir elde etmeyeceği kabul edilerek asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer davacının gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır.
Aylık net sabit geliri olmayan tarımsal faaliyet icra eden, ticari işletmesi bulunan veya serbest olarak mesleki çalışma yapan kişiler yönünden öncelikle gelirin net olarak belirlenmesi için davacı tarafa ispat imkanı verilmesi, işletmesine ilişkin bilgiler ile, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde destek kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı göz önüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden çalışma gücü zararının hesaplanması gereklidir.
Bu durumda mahkemece, davacının tarımsal faaliyette bulunduğu taşınmazlarının miktarı, yapılan zirai üretimin niteliği, yılın hangi döneminde ne kadar süreyle tarım yapılabildiği, davacının kişisel özellikleri, bedensel katkısının ne oranda olduğu, davacının yerine işin görülmesi için başka birisinin çalıştırılması halinde, ilgili meslek odalarından sorularak bu iş için ne kadar ücretle başka birisinin çalıştırılabileceğinin belirlenmesinden sonra ziraat mühendisi ve aktüerya konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak, ayrıca bakkallık faaliyetine ilişkin olarak da gerekli araştırmalar yapılmak suretiyle davacının çiftçilik ve bakkallık mesleğinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne kadar olacağının tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Faize yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; işletilecek faiz türünün tespitinde, zarara neden olan aracın trafik kaydı ve kaza tarihindeki gerçek kullanım amacının değerlendirilmesi, bu değerlendirme neticesinde aracın kullanım amacının hususi olması durumunda yasal faize, ticari olması ve avans faizi talebi bulunması halinde avans faizine hükmedilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de, somut olayda, aracın kamyonet olduğu ve ruhsatta kullanım amacının hususi olarak belirtildiği anlaşılmakla yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faize hükmedilmesi de isabetsizdir.
Bu nedenle … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf isteminin kabulüyle, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yeniden yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/09/2019 tarihli 2016/176 Esas – 2019/677 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davalı sigorta şirketine iadesine,
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada gözönünde bulundurulmasına,
4-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.