Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3250 E. 2022/1177 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3250
KARAR NO : 2022/1177

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
NUMARASI : 2017/857 Esas 2019/718 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı …. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 06/11/2016 tarihinde müvekkili …’in sevk ve idaresindeki, diğer davacıların içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç ile seyir halinde iken, davalı …’nın sevk ve idaresindeki, davalı … şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, şerit ihlalinde bulunması nedeniyle meydana gelen kaza neticesinde …’in ağır şekilde yaralandığını ve %100 oranında malul kaldığını, diğer müvekkillerinin de aynı kazada yaralandığını, maddi ve manevi zararlarının olduğunu, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; müvekkili … için 1.000,00 TL, diğer müvekkilleri için ise ayrı ayrı 100,00 TL maddi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen, ayrıca müvekkili … için 600.000,00 TL, … ve … için 100.000,00’er TL, … için 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Dava sırasında 08/11/2018 tarihinde …’in vefatı nedeniyle, mirasçısı olan … ve … mirasçısı sıfatıyla davayı takip etmiştir.
Davacılar vekili 12/07/2017 havale tarihli dilekçesi ile taleplerini açıklayarak; müvekkilleri …, … ve … için her türlü tedavisi için amacıyla yapılan giderlere ilişkin ayrı ayrı 100,00 TL olduğu, … için ise Tedavi gideri, bakıcı gideri ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklanan zararlara ilişkin 1000,00 TL olduğunu belirtmiş, 15/05/2019 tarihli dilekçesi ile de; bilirkişi raporu ile bakıcı gideri zararı 25.842,93 TL, sürekli iş göremezlik zararı 25.842,93 TL hesap edildiğinden, fazlaya ilişkin olarak talep ettikleri 1.300,00 TL maddi tazminat taleplerini 51.685,86 TL’ye çıkardıklarını belirtmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davacının maluliyet raporunu ibraz etmeden müvekkiline müracaat ederek başvuru şartını yerine getirmediğini, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise; davacıların emniyet kemeri takmadıklarının ceza dosyasındaki ifadeler ile sabit olduğunu, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının ulaşım ve tedavi giderlerinin teminat kapsamında olmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu; davacının sürekli bakıcı giderini ve maluliyetini ve diğer zararlarını kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde kusur durumunu kabul etmediklerini, kazanın arkadan çarpma şeklinde meydana geldiğini, müvekkilinin şerit ihlali yaptığının afaki bir ifade olduğunu, kaza tespit tutanağının hatalı olduğunu, müvekkilinin sağdaki sokağa girmek için yolu geniş alıp şerit ihlali yaptığı belirtilmiş ise de, sağdaki sokağın çıkmaz sokak olduğunu, müvekkilinin dönüş kastı olmadığı gibi, şerit ihlali de olmadığını, yine araçtaki ağaçların yola 3 m. sarktığı belirtilmiş ise de sarkmanın kazadan meydana gelmesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekklinin kural ihlalinin ve kusurunun bulunmadığını, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olduğu, davacılar vekilinin, 06/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıların maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını iddia ederek maddi ve manevi tazminat talep ettiği, somut olayda; davacı taraf dava dilekçesi ile trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebini davacı … için tedavi harcamaları, bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik kalemlerine dayandırdığı, diğer davacılar için ise tedavi harcamaları kapsamında maddi tazminat istenildiği, her ne kadar davacı vekili 02/03/2019 tarihli dilekçesi ekinde SGK tarafından karşılanmayan tedavi harcamalarına ilişkin birtakım belgeler sunmuş ise de 15/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini aktüerya bilirkişisi raporuyla tespiti yapılan davacı …’e yönelik bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik gideri toplamı olan 51.685,86-TL’ye yükselttiğinden iş bu davada talep aşılmayarak maddi tazminat talebi yalnız davacı çocuk …’in kaza nedeniyle bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik tazminatı noktasında değerlendirildiği, olayın oluş şekline ilişkin Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda davalının %80 oranında asli, davacı araç sürücüsünün ise %20 oranında tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, Karayolları Fen Heyetinden alınan raporda ise davalı sürücüsünün %60 asli, davacı sürücünün ise %40 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği raporlar arasında çelişki olmadığı, her iki raporda da davalı …’un ışık donanımı yetersiz traktör römorkuyla trafiğe çıktığı, davacı …’in ise yola gereken dikkatini vermeden far ışığı altındaki görüşüne uygun olarak araç kullanmaması nedeniyle kusurlu olduğunun belirtildiği, raporlarda taraflara isnat edilen kusur oranları farklı ise de bu hususta takdirin hakime ait olduğunu, hız limiti 110 km/saat olan yolda davacı …’in hız limitine yakın hızla sağ şeritte ilerlemesinde davacı …’in kusurunun %20 olarak belirlenmesi gerektiğine dair kanaate ulaşıldığı, ayrıca davacı … kaza esnasında emniyet kemeri takmadığından müterafik kusuru bulunduğu, yerleşik Yargıtay uygulamaları doğrultusunda bakıcı gideri ve sürekli iş göremezlik tazminatlarından %20 oranında indirim yapmak gerektiği, yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı …’in dava açıldıktan sonra vefat ettiği gözetilerek kaza tarihi ile ölüm tarihi arasında davalı …’un %80 oranında kusuru gözetilerek 25.842.93-TL bakıcı gideri, 25.842,93-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hakettiği, %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında 20.674,34-TL bakıcı gideri, 20.674,34-TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi gerektiği, ıslah dilekçesinde talep yalnız davacı … yönünden bakıcı gideri ve sürekli iş göremezliğe dönüştürüldüğünden davacılar …, … ve … yönünden maddi tazminata ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat yönünden ise; davacılar …, … ve …’in manevi tazminat talepleri kaza nedeniyle kendi yaralanmaları ile … in ağır yaralanması nedenine dayandığı, davacı … dava açıldıktan sonra 08/11/2018 tarihinde vefat etmiş olup …, … ve … tarafından Kayseri 1. Ticaret 2019/237 esas sayılı dosyası kapsamında destekten yoksun kalmaya dayanan maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, anılan dosyada baba … yönünden 450.000-TL, anne … yönünden 450.000-TL ve kardeş … yönünden 100.000-TL manevi tazminat talep edildiği, iş bu dosyada vefat eden küçük …’in %100 malul kalışı, kaza ile ölüm tarihi arasında çekilen manevi ızdıraplar, davacı …’in %20 kusurlu oluşu, davacı …’in emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusuru bulunuşu, davacıların ayrıca Kayseri 1. Ticaret 2019/237 esas sayılı dosyası kapsamında manevi tazminat talepleri ile olay tarihinde paranın alım gücü gözetilerek anne ve baba için ayrı ayrı 10.0000-TL, kardeş … için 3.000,00-TL manevi tazminata hükmolunduğu gerekçesi ile; maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … yönünden 20.674,34-TL bakıcı gideri, 20.674,34-TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı olan (davalı … Şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olması kaydıyla) 41.348,68-TL maddi tazminatının davalı … yönünden kaza tarihi olan 06/11/2016 tarihinden, davalı … şirketi yönünden temerrüt ve dava tarihi olan 15/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’e veraset ilamı oranında verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine, davacılar …, … ve …’e ilişkin maddi tazminat talepleri ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … yönünden 60.000-TL davacı … yönünden 10.000-TL, davacı … yönünden 10.000-TL, davacı … yönünden 3.000-TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 06/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hükmedilen manevi tazminatın olayın özelliklerine göre yetersiz olduğunu ve kabul edilmesinin mümkün olmadığını, belirterek karın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Tedavi giderlerine ilişkin sorumluluğun SGK’da olduğunu, bu nedenle tedavi giderine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili tarafından sigortalı araca izafe edilecek kusurun olsa olsa %60 olabileceğini, bu nedenle %80 kusuru kabul etmediklerini, mahkeme aksi kanaatte ise çelişkiyi giderecek rapor alması gerektiğini, ayrıca müterafik kusurun %25 oranında yapılması gerektiği belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece verilen karar davacılar vekili tarafından manevi tazminata ilişkin olarak, davalı … şirketi tarafından ise maddi tazminata ilişkin olarak istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde, havanın kararmaya başladığı bir saate ışık donanımı bulunmayan römorkunda ağaç dalları bulunan aracı ile davalı … seyir halinde iken kendisi ile aynı yönde seyir halinde olan ve gerisinden gelen davacı …’in sevk ve idaresindeki araç ile römorkun sol arka kısmına, sağ ön tarafı ile çarpması sonrasında direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması neticesinde kazanın meydana geldiği, kaza neticesinde yaralanan davacı …’in dava açıldıktan sonra 08/11/2018 tarihinde vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Meydana gelen kaza nedeniyle, davalı … hakkında Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/328 E. Sayılı dosyası ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan dava açılmış iken …’in 08/11/2018 tarihinde vefat üzerine ayrıca Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/371 E. Sayılı dosyası ile taksirle ölüme neden olmak suçundan dava açıldığı, her iki dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında birleştirilmesi sonrasında mahkemenin 2020/305 K. Sayılı kararı ile …’un taksir ile ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan cezalandırılmasına karar veriliği görülmüştür.
Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde kusur tespiti açısından Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınan alınan 15/03/2018 tarihli, 1393 sayılı raporda, kazanın meydana gelmesinde traktör sürücüsü …’un %80 oranında, otomobil sürücüsünün ise %20 oranında kusurlu oldukları tespit edilmiştir.
Tarafların rapora itirazları ve mahkemece raporun yeterli görülmemesi nedeniyle Eski Karayolları Fen Heyetinde görevli bilirkişilerden oluşturulan heyetten rapor alınmış bilirkişi heyeti raporunda “… olayın, römorkunda ağaç dalları yüklü traktörün havanın kararmakta olduğu sırada trafiğe çıkmasıyla arkadan dikkatsiz ve süratli biçimde yaklaşan otomobilin çarpması biçiminde meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Buna göre; davalı şirkete sigortalı traktörün davalı sürücüsü …’un, yönetimindeki ışık donanımı yeterli olmayan römorkunda ağaç dalları yüklü traktörle havanın kararmakta olduğu sırada görünürlüğünü yeterince sağlayamadan trafiğe çıkarak trafiği tehlikeye düşürmekle sebebiyet verdiği olayda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d (Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, Uymak zorundadırlar.) maddesini ihlâlle birinci derecede kusurlu bulunmaktadır.
Otomobil sürücüsü …’in, yönetimindeki araçla yolun ilerisine dikkat etmeden, tehlikeyi gördüğünde fren ve direksiyon tedbirine baş vurmaksızın römorkun sol arka kısmından çarparak karıştığı kazada aynı Kanunun 52/b (Hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, Zorundadırlar.) ve 84/d (Arkadan çarpmak) maddesini ihlâlle ikinci derecede kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. |
Davacı …, otomobilde yolcu olup, emniyet kemeri takmadığı ve kaza sonucu araç içinde düşerek yaralandığı anlaşılmaktadır. Yolcunun olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmamaktadır. Emniyet kemeri takmamış olmasının yaralanmasındaki etkisinin takdiri mahkemeye aittir.
Havanın açık, yolun düz, vaktin gece ve görüşe engel bir şey olmadığı, traktörün banket çizgisi üzerinde seyrettiği, çarpma noktası banket çizgisine yakın bir yerde işaretlenmiştir. İfadelerde ise havanın kararmakta olduğu, traktörün tepe lambasının yandığı söylenmiştir. Bu nedenlerle traktör sürücüsü, ışık donanımı yetersiz traktör römorkuyla trafiğe çıkmakla birinci derecede kusurlu bulunmaktadır. Ancak, otomobil sürücüsü de, fren ve direksiyon tedbirine baş vurmaksızın sağ şeritte süratli seyredip arkadan çarpmakla kusur oranı artırılarak Adli Tıp Kurumu Başkanlığının görüşüne iştirak edilmiştir.” denilerek kusur durumu tespit edilmiştir.
Mahkemece, alınan kusur raporları sonrasında, kusur oranın takdirinin hakime ait olduğu karar gerekçesinde belirtilerek, alınan ilk rapordaki kusur oranı uygun görülerek, kazanın meydana gelmesinde davacı araç sürücüsünün %20 oranında, davalı araç sürücüsünün %80 kusurlu olduğu, ayrıca davadan sonra vefat eden …’in de kazanın meydana gelmesinde müterafik kusuru olduğu kabul edilerek maddi ve manevi tazminat belirlenmiştir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez. Diğer yandan kusur durumunun tespiti açısından alınacak raporlarda Adli Tıp Kurumu son merci olmadığından, alınan raporlardan birisinin Adli Tıp Kurumundan alınmış olması sırf bu nedenle diğer raporlara göre üstün tutulmasını gerektirmez.
Somut olayda; mahkemece Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından alınan kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü %80 oranında, arkadan çarpma kuralını ihlal eden … ise tali %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmişken, itiraz üzerine Karayolları Trafik Fen Heyeti üyelerinden seçilen heyetten alınan raporda ise olayın oluş şekli değerlendirilerek davalı traktör sürücüsünün %60 oranında, davacı araç sürücüsünün ise %40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, raporda Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilen rapordaki kusur oranına neden itibar edilmediği de açıklanmıştır. Alınan ikinci raporun ilk raporun değerlendirilerek tanzim edilmiş olmasına ve ilk rapordaki kusur oranlarının uygun bulunmamasının sebeplerinin de gerekçesinde belirtilmiş olmasına göre; kazaya ilişkin ceza dosyasının tamamı dosyaya kazandırılarak raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilecek öğretim üyelerinden kazanın oluş şekli, oluş saati, kazanın bulunduğu yerdeki görüş durumu, çarpma noktası, her iki araç sürücünün uymakla yükümlü olduğu trafik kuralları ayrıntılı olarak değerlendirilerek gerekçeli, mahkemece alınan raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, öncesinde yeterli görülmeyen ilk rapora göre eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Öte yandan; davacılar tarafından açılan iş bu davadan sonra …’in vefatı nedeniyle, aynı davalılar hakkında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/237 E. Sayılı dosyasında meydana gelen ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepli dava açtıkları anlaşılmaktadır. Davacılar eldeki davada …’in yaralanması nedeniyle dava açmış iken, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılan davada ise ölüm nedeniyle yeniden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gibi birisi hakkında verilecek karar diğeri hakkında hükmedilecek tazminatları da etkileyecek mahiyettedir. Bu durumda, sonradan açılan davanın eldeki dava ile birleştirilmesi sağlanarak, her iki dava birlikte görülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosyalar birleştirilmeksizin sadece eldeki dava yönünden karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Buna göre yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin ve davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile uyumazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle henüz karara çıkmamış olması halinde Kayseri 1 Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/237 E. Sayılı dosyanın eldeki dosya ile birleştirilmesi sağlanarak, akabinde ceza dosyası da dosya içerisine kazandırılarak, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilecek bilirkişilerden oluşacak heyetten rapor alınarak, davalı …’nın kararı istinaf etmemesi, davacının ise maddi tazminata yönelik istinafının bulunmaması nedeniyle usulü kazanılmış haklar da korunarak sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesi gönderilmesine, kaldırma sebebine göre istinaf edenlerin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin ve davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10/09/2019 tarihli 2017/857 Esas 2019/718 karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin ve davalı …. vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4-Kayseri Genel İcra Dairesi 2019/52495 E. Sayılı dosyasına depo edilen 75.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.