Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3247 E. 2022/1964 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/3247 – 2022/1964
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3247
KARAR NO : 2022/1964

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : 2018/1079 Esas 2019/845 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 24.02.2012 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın, davacı idaresindeki bisiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, 52 gün boyuncu yoğun bakımda kaldığını, beyin kanaması geçirdiğini, kafatası kemiğinin yarısının alındığını, yoğun bakım ve sonrasındaki tedavi sürecinde midesinin ve boğazının delinerek beslendiğini, sol tarafının tamamen felç olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kalıcı sakatlığı nedeniyle 1.000,00 TL gelir kaybı, 950,00 TL belgelenebilen tedavi gideri, 500,00 TL belgelenemeyen bakım gideri, hastanede yatarak uygulanan tedavi sırasında yapılan temizlik, beslenme, konaklama ve ulaşım giderinin davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … San ve Tic. Ltd. Şti ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile sigorta şirketinin 225.000,00 TL ödeme yaptığını belirterek 27.076,60 TL tedavi ve bakım, 124.648,77 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar …. San ve Tic. Ltd. Şti. ile …’dan tahsilini istemiştir.
Davalı … Genel Sigorta A.Ş. vekili, sorumluluklarının maluliyet halinde şahıs başına 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, tedavi masraflarından SGK sorumluluğunda bulunduğunu, davacının maluliyetin oranının ve tarafların kusur oranlarının belirlenmesinin gerektiğini savunmuştur.
Davalılar … ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, kaza nedeniyle henüz ceza davası açılmadığını, kusur oranlarının belli olmadığını, kazada davacının kusurlu bulunduğunu, davacı tarafın talep etmiş olduğu maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş tutarlarda olduğunu, davacının şahsi, sosyal ve ekonomik durumu ile orantılı olmadığını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2017/1953 E-2018/1370 K. sayılı kararına göre yapılan yargılama sonunda; ceza mahkemesi dosyasında davalı sürücü …’nun idaresinde bulunan … plakalı araç ile davacı …’in idaresindeki bisiklete çarptığı, çarpma neticesinde davacının yaralandığı, davalı araç sürücüsünün asli kusurlu, davacı bisiklet sürücüsünün kusursuz olduğu kabul edilerek davalı sürücünün taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 10.05.2013 tarihinde kesinleştiği, 06.08.2014 tarihli raporuna göre davalı araç sürücüsü …’nun 2918 sayılı KTK 52/A.maddesi “kavşaklara yaklaşırken hız düşürme” ve 47.mad/b-c kurallarını ihlal ettiği “trafik ışıkları ve işaretlerine uyma” ‘dır anlamındaki fasılalı ışığa rağmen durmadan kavşağa girdiği ve bisiklet yolunda ilk geçiş hakkını bisikletli sürücüye vermediği gerekçesi ile kazada tam kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsü …’in, kazada kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu, N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nden alınan raporda davacı …’in 24.02.2012 tarihinde uğradığı trafik kazası neticesinde yaralandığı, beyin kanamasına geliştiği, travmatik sol haniparezi, sol hemianopi sendromu ve organik mental bozukluk arızalarının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oram Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %100 maluliyetinin bulunduğu, aktüer bilirkişisi raporunda davacı … sürekli, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi ve bakıcı giderlerinin toplamda 964.690,37 TL olduğuna dair rapor düzenlendiği, davacı vekilinin maddi tazminat davasını 149.275,00 TL artırarak 151.725,00 TL’ye ıslah ettiğini, davalılar … ve … San. ve Tic. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı … Genel Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak 225.000,00 TL maddi tazminat ve fer’ileri ile birlikte yargılama giderlerinin ödendiği belirtilerek davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 118.003,82 TL bakiye sürekli sakatlık tazminatı, 6.644,95 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 10.000,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere toplam 134.648,77 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … San ve Tic. Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın taraflar arasındaki anlaşma sebebi ile esası hakkında karar tayinine yer olmadığına, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalılar … San ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Maddi tazminat açısından fazlaya ilişkin tüm talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde bildirilen tüm maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde davacının bakıma muhtaç olduğunun açıkça belirtildiğini, dolayısıyla maddi tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat açısından, 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, manevi tazminat talebinin de tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kaza sonucu davacının kafasından yaralandığını, beyin kanaması geçirdiğini, kafatası kemiğinin yarısının alındığını, kafatasının yarısının çökük olarak kaldığını, 52 gün boyunca yoğun bakım ünitesinde kaldığını, tedavi sürecinde midesi delinerek beslendiğini, kaza neticesinde felç kaldığını, bir çok operasyona maruz kaldığını, konuşma güçlüğü yaşadığını ve halen kısmen de olsa bu durumun devam ettiğini, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar açısından yoksulluğa sebebiyet vermesinin mümkün olmadığını, 50.000,00 TL manevi tazminatın davacının zenginleşmesine de sebebiyet vermeyeceğini, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilen Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası için davalılar yararına vekalet ücretine hükmolunmuş olması da hukuka aykırı olup kararın bu yönü ile de kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin ilk kararının Bam tarafından bozulduğunu, bam kararında davacının bakıcı gideri talebi olmadığının belirtildiğini, ancak 17.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda tedavi ve bakım gideri adıyla tazminat hesabı yapıldığını, hesaplamanın bam kararına aykırı olduğunu, davacının iş göremezlik ve maluliyet oranının davacının bizzat muayenesi sonucunda tespit edilmesinin gerekliliği ortaya konulduğunu, mahkemenin davacının iş göremezlik ve maluliyet oranının tespiti için kurulan ara kararına istinaden dosyaya ibraz edilen 23.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda: 31.05.2013 tarihinde gerçekleştirilen muayenenin sonucu olduğunun belirtildiğini, bam kararında davacının bizzat muayene edilerek maluliyet durumunun tespit edilmesi gerektiğinin ifade edildiğini, davada … Genel Sigorta A.Ş.’nin de müteselsil borçlu sıfatı ile davalı olduğunu, davacının sigorta şirketinden bir kısım tazminatı tahsil ettiğini, emsal Yargıtay kararlarına göre ibranın sirayetinin tüm taleplerine rağmen göz önüne alınmadığını ileri sürmüştür.
Davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. H.D. 2017/1953 E-2018/1370 K sayılı kararında istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınması şeklinde hüküm kurulduğu halde kararda bu hususta hüküm kurulmadığını, istinaf masraflarının dikkate alınmadığını, mahkemece dosyada mevcut tek kişilik mahalli bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan tek kişilik trafik bilirkişisi raporunun içerik yönünden itiraza uğradığından, Adli Tıp Kurulu Trafik ihtisas dairesi yada bir heyet raporuyla denetlenmesi gerektiğini, bam kararı ile bakıcı giderleri taleplerine bu ilamda yer verilmediğine göre bu kısım yönünden davalı lehine ilam vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece dosyaya sunmuş oldukları uzman görüşüne neden itibar edilmediğini gerekçeli kararda açıklanmadığını, gerekçeli kararda geçen ve sürücü hakkında HAGB kararının verildiği Konya 6. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/1076 E-2013/457 K, sayılı kararının temyiz denetimi görmediğini, diğer davalı hakkında ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, maddi olguyu gösterebilecek ve belirleyecek nitelikte kesin hüküm olmadığını, mahkemece davacının talep etmediği bakıcı gideri tazminatının belirlenmesine dair talebini kabul edilerek tüm itirazlarına rağmen tespite yöneldiğini, taleple bağlılık ilkesi gereği bu yöndeki davacı talebinin, daha görevsizlik kararı verilen 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/82 E. sayılı davanın 18/06/2013 tarihli celsesinde, davalı vekilince davacı vekilinin dilekçesinde bakıcı giderlerine ilişkin talebi olmadığının beyan edildiğini, rapor alınması için davanın 3-4 yıl sürüncemede kalmasına sebebiyet verdiğini, bu sürüncemeden ötürü arada oluşan asgari ücret zamları, tazminat farkları ve faizlere davalının katlanmak zorunda bırakılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, diğer yandan … Sigorta A.Ş. tarafından 23/12/2014 tarihinde 255.000,00 TL ödendiğine göre tazminat taleplerinin o tarihte tamamının karşılanıp karşılanmadığının araştırılması gerekirken buna dair taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılardan birinin yaptığı ödeme kalemi, ödemenin sirayeti ilkesi gereği davacının tüm taleplerini kestiği görmezden gelinerek, ödemenin amacına aykırı olarak tanzim edilen raporlara itibar edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişisi …’in 17/09/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre 272.786,84 TL toplam zarar belirlendiğini, bu rapordan 3 ay sonra davacıya 255.000,00 TL ödeme yapıldığına göre davacının kalan 17.786,84 TL maddi tazminatın tartışılması gerektiğini, mahkeme bilirkişi …’den alınan 14/10/2015 tarihli raporda 60.839,21 TL bakiye tazminat hesaplamasına gidildiğini, son raporda ise 151.725,37 TL ki bu toplam kalem içinde diğer iki raporda yer verilmeyen bakıcı gideri adı altında 17.076,60 TL dahil edilerek fahiş miktarda bir rakama ulaşıldığını, bu fahiş artışların tek nedeninin davacının 31/07/2012 tarihli dava dilekçesinden olmayan talebinde ısrar etmesi, mahkemenin de buna uymasının neticesi olduğunu, mahkeme davacının ömür boyu bakıcı gideri tazminatı talebini dikkate almasaydı 17/09/2014 tarihli kök rapora göre bile davayı kabul etseydi hükme göre davalının maddi tazminat külfeti 17.786,84 TL olacak iken gelinen aşamada 151.725,37 TL olduğunu, ıslah tarihi itibariyle 07/07/2017 tarihli dilekçede de belirttikleri üzere zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafa yapılan 23/12/2014 tarihli yapılan ödemeyle ilk dava alacağı konusuz kaldığına göre ıslah yönünden zamanaşımının devam edeceğini, ıslahla talep edilen kısmın zamanaşımına uğradığını, olayın davacı/bisikletli sürücü …’in, yaya kaldırımı ve bisiklet yolu ile Aydınlık alt geçidi istikametinden, Yeni İstanbul caddesini takiben, Mobilyacılar istikametine doğru bisiklet yolundan seyrettiği, bisiklet yolu ile taşıt yolunun kesiştiği olay mahalline yaklaştığı ve taşıt yoluna geldiğinde, durup, sol yandan yaklaşan araç sürücülerine ilk geçiş hakkını verdikten sonra, trafiğin müsait olduğu bir durumda, taşıt yolu üzerinden karşıdan karşıya seyrine devam etmesi gerekirken, bu kurala uymadığı. seyir hızı ile birlikte ve kontrolsüz bir şekilde seyrine devam ettiği sırada, 6,70 mt’lik taşıt yolunun 4,70 m’lik kısmını geçip, yaya kaldırımına 2,0 m. kala, bisikletin sol yan kısmı ile, sol tarafından, İstanbul caddesi istikametinden, Mobilyacılar önündeki bağlantı yolunu takiben, Ereğli çevre yolu istikametine doğru seyreden ve olay yerine yaklaşan … plakalı kamyonet sürücüsü diğer davalı …’nun, seyir yönünde sağ taraftan, kontrolsüz bir şekilde taşıt yoluna giren davacı bisikletli sürücüyü, onun kontrolsüz şekilde taşıt yoluna girmesinden ötürü, çarpışmayı önleyici fren yerine sola manevra tedbirine başvurması neticesinde davacının, davalı …’in sevk ve idaresindeki aracın sağ ön kapı ayna kısmına çarpması şeklinde oluştuğunu, bilirkişi …’ın sözünü ettiği refüj önü adası üzerinde bulunan sinyalizasyon lambası, diğer davalı, araç sürücüsü …’nun takip ettiği bağlantı yolunda seyreden araç sürücülerine hitap etmemekte aksine, Yeni İstanbul yolunu takiben, kampüs istikametine doğru seyreden araç sürücülerine hitap etmekte olduğunu, bilirkişinin açıkça yanılgıya düştüğünü, davalı sürücü …’ya yüklediği kusurun trafik işaret ve levhalarına uygun düşmediğini, bisiklet yolunun anayol sayılmayacağını. taşıt yolu anayol konumunda olup, kazadan sonra bisiklet yolunun, taşıt yolu ile kesiştiği yerde, bisiklet sürücülerine hitap eden. “YOL- VER” levhasının konulduğunu, bisikletli sürücünün, taşıt yolunda seyreden araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerektiğini, fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere olay mahalline sonradan konulan “YOLVER” levhası ile de bu hususun belirtildiğini, kaza tarihî itibarîyle, olay mahallinde 1 adet bisiklet yolu işaret levhasının mevcut olduğu, bu trafik işaret levhasının da, bulunduğu yer ve konum itibariyle, araç sürücülerini uyaran başkaca bir levhanın olmadığını, olay tarihinde araç sürücüsünün takip ettiği taşıt yolu ile bisiklet yolunun kesiştiği sol tarafta, bisiklet yolunun hemen yanında araç sürücülerini uyaran, “Bisiklet yolu” trafik işaret levhasının mevcut olduğunu, bu levhanın bulunduğu yer itibariyle araç sürücülerini uyarmasının düşünülemeyeceğini, zira böyle bir levhanın bisiklet yolundan en az 30,0 m. önüne, yön levhalarının 2,0 m. İlerisine konulması gerekeceğinden zikredilen levhanın yerleştirildiği nokta itibariyle araç sürücülerini uyaran bir durumun olmayacağını, kazadan sonra, bisiklet yolu ile taşıt yolunun kesiştiği yerde, bisiklet yolunun sağ tarafında, “DUR” trafik işaret levhasının konulduğunu, bu levhanın, bisiklet sürücülerine hitap ettiğini, fotoğraflarda da görüldüğü üzere, “DUR” trafik işaret levhası konulmakla, bisikletli sürücünün takip ettiği bisiklet yolundan, anayol konumunda olan taşıt yoluna geldiğinde, mutlaka durması ve sol taraftan yaklaşan araç sürücülerine ilk geçiş hakkını vermesi gerekeceğini, davacı bisiklet sürücüsünün kazanın oluşmasına % 60 oranından az olmamak üzere kusurlu olduğu, trafik işaret levhalarından sorumlu idarenin, olayın meydana gelmesindeki katkısı itibariyle, ikinci derecede ve % 40 oranından az olmamak üzere kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, 6111 sayılı Kanunun, 59 ve Geçici 1. Maddesi ile bir düzenleme yaparak tedavi masrafları ödeme sorumluluğunu Sosyal Güvenlik Kurumu’na verildiğini, davacının da dosyaya, iddiasına dayanak herhangi bir delil, belge, fatura vs ibraz etmediğini, davacı lehine takdir edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davacı tarafa davalılardan … sigorta A.Ş. tarafından 225.000,00 TL maddi tazminat ve ferileri ile birlikte yargılama giderleri ödemesi yapıldığı 09/03/2015 tarihli celsede davacı tarafından beyan edildiğine göre ne kadar fer’i ve ne kadar yargılama gideri/vekalet ücreti ödendiğinin araştırılarak, davacıya ödendiği tespit edilen fer’i ve yargılama gideri/vekalet ücretinin ‘Ödemenin Sirayeti İlkesi’ gereği işbu hükümde tartışılması, takdir edilen vekalet ücretlerinden davacının aldığını beyan ettiği miktarın mahsup edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazimatına hükmedilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, hekim raporlarına göre davacının başlangıçtan itibaren tam felçli olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve … Ltd. Şti vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın, davacı idaresindeki bisiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, belirterek 1.000,00 TL gelir kaybı, 950,00 TL belgelenebilen tedavi gideri, 500,00 TL belgelenemeyen bakım gideri, hastanede yatarak uygulanan tedavi sırasında yapılan temizlik, beslenme, konaklama ve ulaşım giderinin davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. San ve Tic. Ltd. Şti ve … vekilinin ve … Ltd. Şti vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın, davacı idaresindeki bisiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, belirterek 1.000,00 TL gelir kaybı, 950,00 TL belgelenebilen tedavi gideri, 500,00 TL belgelenemeyen bakım gideri, hastanede yatarak uygulanan tedavi sırasında yapılan temizlik, beslenme, konaklama ve ulaşım giderinin davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. San ve Tic. Ltd. Şti. ve …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapılması üzerine Ankara BAM 26. HD.’nin 2017/1953 Esas, 2018/1370 Karar sayılı kararı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş olup mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 118.003,82 TL bakiye sürekli sakatlık tazminatı, 6.644,95 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 10.000,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere toplam 134.648,77 TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen 24.02.2012 tarihli kaza tespit tutanağında davalı sürücü …’nun idaresinde bulunan kamyoneti ile sağa dönüş yapmak isterken aracının sağ ön kısmı ile sağından bisiklet yolundan gelen geçişini tamamlamak üzere olan bisikletli …’e çarptığı olayda davalı …’nun bisiklet yolundan gelen bisikletliye sağa dönüş yaparken ilk geçiş hakkının vermemesi nedeniyle tam kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsünün kusurunun bulunmadığının belirtildiği, dava konusu kaza nedeniyle sanık … hakkında Konya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1076 E – 2013/457 K sayılı dosyasında mahallinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporunda sanık …’nun kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, fasılalı yanan kırmızı ışığı dikkate almadığı, bisiklet yolundan kurallara uygun olarak seyreden sürücüye geçiş hakkının vermemesi nedeniyle kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsünün kusurunun bulunmadığının belirlendiği, sanık hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, mahkemece alınan 08.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise davalı sürücünün fasılalı ışık ve bisiklet yolu levhasına ve zemindeki çizgilere dikkat etmediği, hızını düşürmediği, ilk geçiş hakkının bisikletliye vermediği, fren tedbirine başvurmadığı gerekçesi ile davalı sürücünün %100 tam kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı belirtilmiş, dosya kapsamında alınan raporların birbirine uygun olması dikkate alındığında mahkemece davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş, davalıların kusur oranına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, her ne kadar davacının olay tarihinden itibaren %100 maluliyetinin bulunduğunun tespit edilmesine göre geçici iş göremezlik tazminatı değil olay tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi gerekir ise de mahkemece hüküm fıkrasında ayrıca geçici iş göremezlik tazminatı yazılmış olmasının sonuca etkili görülmemesine, ıslah tarihi itibariyle ceza zamanaşımı süresinin dolmamış olmasına, sigorta şirketi tarafından yargılama aşamasında kaza tarihindeki poliçe limitinin tamamının ödenmesi nedeniyle ödenen miktar kadar diğer davalılarında borçtan kurtulduğunun kabul edilmiş olmasına, ayrıca manevi tazminatın takdirinde TBK.nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL.’nin mahsubu ile kalan 36,30 TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … ve … Ot. Ltd. Şti.’den alınması gereken 11.247,15 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 2.811,79 TL + 2.812,00 TL.’nin mahsubu ile kalan 5.623,36 TL. harcın davalılar … ve … Ot. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
4-Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 30.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.