Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3242 E. 2022/1175 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 11/06/2011 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motosiklet ile davalı tarafından ZMMS ile sigortalı otomobilin çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı otomobil sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin yaralanması nedeniyle uğramış olduğu zararlardan davalı … şirketinin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 2.000,00-TL sakatlık tazminatı ve 2.000,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline, ayrıca müvekkilinin sakat kalması sebebiyle ekonomik durumu iyi olmaması nedeniyle TBK.m.76 hükmü gereğince 30.000,00-TL geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 30/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 9.764,31-TL artırarak 13.764,31-TL’nin 09.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen aracın müvekkili şirket nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirket tarafından 06/09/2012 tarihinde davacı tarafa 171.198,27-TL ödeme yapıldığını, bu tutar ödeme tarihinden yasal faizi ile günümüze kadar güncellendiğinde poliçe limitlerinin tükenmiş bulunduğunu, sorumluluklarının sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin ancak ihbardan itibaren 8 iş günü içerisinde temerrüde düşebileceğini, faizin ancak yasal oranda istenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazası sonucu yaralanan davacının geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatı, bakıcı gideri istemine ilişkin olduğu, Elazığ 2. Asliye ceza Mahkemesinin 2011/470 Esas – 2012/427 Karar numaralı hükmüne esas alınan raporda, kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının yolcu olduğu motosiklet sürücüsünün ise kusurunun olmadığının tespit ediliği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 13/05/2015 tarih ve 794 sayılı raporunda; …’in 11/06/2011 tarihinde geçirmiş olduğu yaralanmadan dolayı, vücut genel çalışma gücünden %36 oranında kaybettiği, 9 ay süresince iş göremezlik halinde kaldığının bildiriliği, İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulunun 06/09/2018 tarih ve 966 Karar sayılı raporlarında; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; …’in 11/06/2011 tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazasına bağlı sol kol sinir paralizisi ve her iki kruris kırığı arızaları sebebiyle meslekte kazanma gücünden % 44 oranında kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 21/10/2013 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi boyunca bir bakıcıya gereksinim duyabileceği, aynı Yönetmeliğin 15. maddesi çerçevesinde başka birinin sürekli bakımına muhtaç haller kapsamında olmadığı görüşü bildirildiği, aktüer bilirkişisi raporundan, davacı adına 06/09/2012 ödeme tarihi itibariyle yapılan hesaplamada; ödenen meblağ (171.198,27-TL ) hesap edilen daimi iş göremezlik tazminatından (137.264,67-TL) daha fazla olduğundan bakiye daimi iş göremezlik tazminatı alacağı bulunmadığı, maluliyet raporunda belirtildiği üzere 9 ay süre nispetinde; 6.012,01-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 7.752,30-TL bakıcı gideri tazminatı hesap edildiğinin bildirildiği alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin zararını talep edebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 6.012,01-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 7.752,30-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 13.764,31-TL’nin 06/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin daha önce davacıya uğramış olduğu bedensel zararlar nedeniyle 06/09/2012 tarihinde 171.198,27-TL ödemede bulunduğunu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre ise zararın 137.264,67-TL sürekli, 6.012,01-TL geçici, 7.752,30-TL bakıcı gideri olmak üzere 151.028,98-TL hesap edildiğini ve ödemenin davadan önce yapıldığını, mahkemece yapılan ödemenin sürekli iş göremezliğe ilişkin olduğundan geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin kabulüne karar veriliğini, dava öncesinde yapılan başvuruda geçici, bakıcı ve sürekli iş göremezlik ayrımının bulunmadığını, ödemenin salt bedensel zararı nedeniyle yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin tazminat sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkilinin hesaplanan tazminatın 20.000,00-TL fazlasını ödediğini, müvekkilinin sehven fazla ödediğini, fazla ödemeye ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri istemidir.
Mahkemece, davacının sürekli iş göremezlik zararlarının davalı tarafından davadan önce karşılandığından bahisle reddine, geçici iş göremezlik zararları ve bakıcı gideri yönünden davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından daha önce yapılan ödeme ile davacının tüm zararları karşılandığı ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Haksız fiil neticesinde meydana gelen bedensel zarara ilişkin olarak kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Yasa’nın 46 maddesinde (TBK m. 54) ” Cismanî bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir.” denilerek, talep edilebilecek zararlar düzenlenmiştir. Bu kapsamda geçici iş göremezlik zararları ile kalıcı iş görmezlik zararları da talep edilebilecek zararlar arasındadır.
Geçici iş göremezlik, Borçlar Kanunu Genel hükümleri çerçevesinde; haksız fiil nedeniyle bedensel zarara uğrayan kişinin geçici olarak çalışamaması durumunu ifade etmektedir. Kaza geçiren şahsın bir süre tedavi görmesi, iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunması durumunda hak ettiği bir tazminat türüdür.
Kalıcı iş göremezlik ise; kalıcı (sürekli) iş göremezlik durumu kendi içinde sürekli kısmi iş göremezlik ve sürekli tam iş göremezlik olarak ikiye ayrılmaktadır. Sürekli kısmi iş göremezlik hâline giren kişi çalışmasını sürdürebilir ise de, yaşıtlarına ve aynı durumda olanlara göre (sakatlığı oranında daha fazla güç ve çaba harcayacağından), kazançlarında bir azalma olmasa bile (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edilmektedir. Sürekli tam iş göremezlik, beden gücünün bütünüyle yitirilmesi durumudur. Bu durumdaki kişi artık çalışamayacak ve kazanç elde edemeyecektir. Bu nedenle kalıcı iş göremezlik tazminatının bulunması halinde tazminat yüzde yüz oranı üzerinden hesaplanacaktır.
Gerek kalıcı iş göremezlik zararları, gerekse de geçici iş göremezlik zararları, kişinin gelir kaybını yahut aynı geliri elde etmekle birlikte yaşıtlarına ve aynı durumda olanlara göre daha fazla güç caba harcamasından kaynaklanan zararlarını karşıladığından, zarar görenin meydana gelen kaza neticesinde, geçici ve kalıcı iş göremezlik durumunun meydana gelmesi halinde, geçici iş göremezlik zararı talep etmesi halinde, geçici iş göremezlik süresi içinde kalan dönem için ayrıca sürekli iş göremezlik zararı talep edilemez. Kalıcı (sürekli) iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik süresinin sonundan itibaren hesaplanarak tespit edilir.
Zarar görenin, haksız fiil sorumlusundan tazminat talebi üzerine yapılan bir ödeme mevcut ise, ödeme hangi tazminat kalemine ilişkin ise, sonrasında açılan davada da yapılan ödeme kaleminden mahsubu gerekmekte ise de kalıcı iş göremezlik zararı kapsamında yapılan ödeme geçici iş göremez kalınan süreyi de kapsar şekilde hesaplanarak ödenmiş ise, bu süre için yapılan sürekli iş göremezlik ödemesi miktarı hasar dosyası getirtilerek tespit edilerek geçici iş göremezlik zararından indirilmesi gerekmektir.
Somut olaya; davacı vekilinin dava dilekçesinde 11/06/2011 tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin yaralanması nedeniyle, kazaya karışan araç Trafik Sigortasına müracaat ettiğini davalı … şirketi tarafından müvekkiline 171.250,00-TL ödemede bulunulduğunu yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararlarını talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 05/07/2017 tarihli ve sonrasında raporlar arasındaki çelişki nedeniyle Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’ndan alınan 06/09/2018 tarihli raporda davacının meydana gelen kaza nedeniyle %44 oranında çalışma gücünü kaybettiğinin, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin ve iyileşme süresi kadar başka birsinin bakımına muhtaç olduğunun tespit edilmesi sonrasında, davalının daha önceki ödemesine ilişkin hasar dosyası getirtilmeksizin aktüer bilirkişiden alınan 11/04/2019 tarihli raporda; tarafların kabulünde olan 06/09/2012 ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada, davacının geçici iş göremezlik süresi sonundan itibaren talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 137.264,67-TL olduğu, geçici iş göremezlik zararının ise 6.012,01-TL olduğu, davalı tarafından ise davacıya 06/09/2012 tarihinde 171.198,27-TL ödeme yapıldığından, davacının sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik zararlarından sorumluluğun sona erdiği kabul edilmiş iken, davacı vekilinin bakıcı giderinin hesaplanmamış olması ve sigorta tarafından daha önce yapılan ödemenin sürekli iş göremezliğe ilişkin olduğunu beyan ederek itiraz etmesi üzerine alınan 24/05/2019 tarihli ek raporda, davacının sürekli iş göremezlik zararının kök raporda belirtiliği üzere ödeme ile sona erdiği, geçici iş göremezlik zararının 6.012,01-TL, bakıcı giderinin ise 7.752,30-TL olduğunun hesaplanması üzerine, sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, rapor ve ıslah dilekçesi doğrultusunda geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından yetersiz ödeme ve ödenmeyen tazminat kalemleri için dava açıldığına göre, öncelikle davalı tarafından yapılan ödemeye ilişkin hasar dosyası ve ödemeye ilişkin tüm belgeler dosyaya kazandırılarak, bedensel zarar kapsamında davacıya ödeme yapılmış ise hangi tazminat kalemleri yönünden yapıldığı tespit edilerek, ödemenin tüm kalemlere ilişkin olması halinde davanın reddi gerekip gerekmediği değerlendirilerek; ödemenin sadece sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olması halinde ise yukarıda da açıklandığı üzere kaza tarihinden itibaren hesaplama yapılarak yapılan bir sürekli iş göremezlik ödemesi mevcut ise, yapılan ödemenin ne kadarının (ödemede nazara alınan maluliyet oranına göre) geçici iş göremezlik süresine ilişkin olduğunun tespit edildiği, buna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik miktarı olup olmadığı hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ödemeye ilişkin deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklanan eksiklikler giderilerek, bilirkişiden alınacak ek rapora göre “kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış hakları da korunarak” davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesi gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/09/2019 tarihli 2014/1050 Esas – 2019/623 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 236,00-TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4- Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2019/15265 Esas sayılı dosyasına depo edilen 35.000,00-TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.