Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3222 E. 2022/1174 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/3222 – 2022/1174
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3222
KARAR NO : 2022/1174

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2019
NUMARASI : 2019/225 Esas 2019/909 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile davalı nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan arcın karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralanarak malul kaldığını, zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 4.500,00 TL maluliyet tazminatının davalı sigorta şirketinden başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu; Ankara C. Başsavcılığı’nın 2018/141552 soruşturma, 2018/109144 karar sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekinin …, şüphelinin dava dışı … olduğu, dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan görüşmeler neticesinde tarafların uzlaştığı, uzlaşma nedeniyle şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, uzlaşma raporunda müşteki …’nin maddi ve manevi zararına karşılık olarak şüpheli … tarafından 5.000,00 TL ödendiği, bu şekilde müşteki ve şüphelinin uzlaştığının anlaştığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sırasında davacı ve davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü ve maliki …’ın uzlaşması nedeniyle kovuşturmaya yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, uzlaşma raporuna göre davacının dava dışı …’dan 5.000,00 TL aldığı ve tarafların bu şekilde uzlaştığı, CMK’nun 253/19 maddesinde “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir…. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır…” hükmünün bulunduğu, belirtilen yasa hükmü gereğince davacı ile davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü ve maliki …’ın uzlaşması nedeniyle davacının müşterek ve müteselsil sorumlu olan davalıdan maddi tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece ceza dosyasında taraflar arasında uzlaşma gerçekleştiğinden bahisle davanın reddine karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu, uzlaşmada müvekkiline 5.000,00 TL ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkilinin kalıcı zararının karşılanmadığını, müvekkili cüz’i bir miktara anlaşmışsa da bedelin de sürücüden alındığını, gerek uzlaştırmacı gerekse de karşı tarafın yapılan ödeme ile müvekkilinin sigorta şirketinden olan haklarından vazgeçmiş sayılacağına dair açıklama yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin gerçek zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, ZMMS kapsamında sigorta şirketinden tazminat istemidir. Mahkemece, suç teşkil eden eylemin, uzlamaya tabi olması ve 11/10/2018 tarihinde Cumhuriyet Savcısı tarafından uygun bulunarak onaylanan tarafların uzlaşması nedeniyle, CMK’nın 253/19 maddesi gereğince meydana gelen kaza nedeniyle tazminat davası açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza 01/10/2018 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza sonucu davacının yaralandığı, kazaya karışan aracın maliki ve sürücüsü olan … ile davacı arasında, uzlaştırmacı huzurunda uzlaşma müzakereleri yapıldığı, taraflara uzlaştırmacı tarafından uzlaşmanın tüm hukuki sonuçları anlatıldıktan sonra, davacı ile araç sürücüsünün arasında ve uzlaştırmacı huzurunda gerçekleşen uzlaşmada tarafların şikayetinden vazgeçerek, başkaca talep ve dava hakları bulunmadığına dair beyanda bulunarak anlaştıkları, uzlaştırma tutanağından anlaşılmaktadır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/141552 soruşturma nolu dosyasında CMK’nın 253. maddesi gereğince uzlaştırma nedeniyle 15/10/2018 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerinin yazılı olduğu, davacının uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarını anladığı, formun bir örneğini aldığına dair tutanakta imzasının bulunduğu, imza inkarında bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
CMK’nın 253/19 maddesinin “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171’inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171’inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” düzenlemesiyle şüpheli ile mağdur arasında uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde tazminat davası açılmayacağı, açılmış davalardan ise feragat etmiş sayılacağı kabul edilerek, uzlaşmanın hukuk davaları açısından da sonuçları yasa ile açık şekilde belirlenmiştir.
Uzlaşma kapsamında yapılan anlaşmaların da; TBK’nın 28. maddesi (aşırı yararlanma) yahut TBK’nın 30 ve devamı maddeleri gereğince irade bozukluluklarına ilişkin hükümler çerçevesinde iptalinin talep edilmesi mümkün ise de, bu husus ancak anlaşmanın tarafına karşı açılabilecek dava ile ileri sürülebilir.
Davacı özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzalamış olup, uzlaşma tutanağı CMK’nın 253/19. maddesi gereği ilam niteliğindedir. Öte yandan araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortası şirketi arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunduğundan, kendi aralarındaki iç ilişkide rücu şartları varsa zarar en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kalır. (TBK’nın 162,163.vd mad.) TBK’nın 166. maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluların da borcundan kurtulacağına yine aynı Kanun’un 168/2 fıkrası gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekeceğine ilişkin düzenleme karşında, zarar görenin, sürücü ve/veya işleten ile yapacağı borcu sona erdiren anlaşmadan sigorta şirketi de istifade eder.
Bu durumda, ZMSS şirketi araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesi nedeniyle sürücü ile yapılan uzlaşmanın, davalı sigorta şirketine de sirayet etmesi ve mahkemenin gerekçesine göre; yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.