Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3211 E. 2022/1119 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 25.04.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nın 107. maddesi gereğince 250,00 TL geçici ş göremezlik, 250,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalından tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 27.413,57 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurmaları mecburiyetinin getirildiğini, davacı tarafından gerçekleşmiş olan rizikonun kapsamının ve hak sahibinin uğramış olduğu zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgelerin taraflarına ibraz edilmediği için ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, söz konusu evrakların eksik olduğuna dair davacı vekiline bilgi verildiğini ancak eksiklikler giderilmeden davanın açıldığını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ….i Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda; davacı …’in geçirmiş olduğu yaralanmadan dolayı vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 9 ay süresince iş göremez halinde kaldığının belirtildiği, itiraz üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan maluliyet raporunda; davacının geçirmiş olduğu kazadan dolayı yaralanması nedeniyle fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 9 ay olduğunun belirtildiği, davalı … Sigorta A.Ş’ne sigortalı …. plakalı araç sürücüsü …’ın olayda %100 kusurlu olduğu, davacı …. plakalı motosiklet sürücüsünün kusursuz olduğu, davacının 27.413,57 TL geçici iş göremezlik tazminatı talep edebileceği, daimi iş göremezlikten kaynaklı tazminat talebinin yerinde olmadığı, davadan önce davalı tarafın temerrüte düşürüldüğü gerekçesi ile davacının sürekli iş göremezlik talebinin reddine, geçici iş göremezlik talebinin kabulü ile 27.413,57 TL geçici iş göremezlik tazminatının 31.08.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; geçici iş göremezlik zararının trafik sigorta poliçesi teminat kapsamında olmadığını, davalının bu zararlardan sorumlu tutulduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının trafik sigortası genel şartları ve Karayolları Trafik Kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olup SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, sigorta poliçesinin 13.07.2015 tarihinde düzenlendiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarına göre teminatın kapsamının belirlenmesi gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu 90. maddesi ve Trafik Sigortası Genel Şartları A.5. maddesi gereğince davacının yaralanması sebebiyle çalışamadığı günler için geçici iş göremezlik zararının SGK tarafından karşılanması gerektiğini, davacının tazmini gereken geçici iş göremezlik zararı bulunmadığını, dosyada mübrez bulunan SGK İl Müdürlüğü’nden gelen 08.02.2018 tarihli müzekkere cevabı incelendiğinde; davacı …’e 28.04.2016 – 06.06.2016 tarihleri arasında 39 gün karşılığı 4.116,67 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı ve sonrasında başkaca bir ödeme yapılmadığının anlaşıldığını, ATK. 2. İhtisas Dairesi’nin maluliyet raporunda davacının iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde kanaat bildirildiğini, varsayımsal olarak tespit edilmiş bu sürenin tamamında davacının çalışamadığı anlamına gelmediğini, SGK tarafından davacıya kaza sonrasında yalnızca 28.04.2016 – 06.06.2016 tarihleri arasında 39 gün karşılığı 4.116,67 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödenmiş olup alışamadığı bu süre zarfındaki geçici iş göremezlik zararının karşılandığını, davacının 07.06.2016 tarihi itibariyle yeniden çalışmaya başladığını, davacının kazadan itibaren sadece 39 gün çalışamadığını, geçici iş göremezlik süresinin 07.06.2016 tarihi itibariyle son bulduğunu, davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmamış olup, dava şartı noksanlığı nedeniyle dava usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından eksik evrak ile başvurulduğunu, 6704 sayılı yasanın 3. maddesi ile 26/04/2016 tarihinde değişikliğe uğrayan Karayolları Trafik Kanununun, “Doğrudan Doğruya Talep Ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesi gereğince sigorta şirketine başvurunun HMK’nın 114/2. maddesi gereğince dava şartı olduğunu, başvuru sırasında Trafik Sigortası Genel Şartları’nın Ek 6. maddesinde “Sürekli Sakatlık” halinde başvuru belgesine eklenecek belgelerin eklenmediğini, davalının faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması temerrüt hükümleri ile bağdaşmadığını, davacının başvurusu talebin değerlendirilebilmesi ve zarar hesabının yapılabilmesi için gerekli belgeleri içermediğinden mevzuata uygun olmadığı gibi Karayolları Trafik Kanununun, “Doğrudan Doğruya Talep Ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinin aradığı anlamda bir usulüne uygun bir başvuru olmadığından davalının temerrüte düşmediğini, Mahkeme kararının HMK.’nın 297. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı idaresinde bulunan motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, mahkemece sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış ayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK’nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet ) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin … güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … … Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, … … Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve BK’nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK’nın 85. maddesi ve 1. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK’nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında, bir usulsüzlük bulunmamasına, SGK tarafından yapılan ödemenin geçici iş göremezlik tazminatından mahsup edilmiş olmasına, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinin usul ve esas yönünden yasaya uygun olmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.872,62 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 468,16 TL.’nin mahsubu ile kalan 1.404,46 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.