Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3205 E. 2022/1063 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI : …..
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde: 02.11.2016 tarihinde davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı, sürücü … sevk ve idaresindeki araç ile sürücü … sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının, davalıya trafik sigortalı ve dava dışı … yönetimindeki araçta yolcu konumunda olduğunu, kaza sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, kısmi olarak iş göremez hale geldiğini, vücudunun birçok yerinden yaralandığını ve özellikle sağ patelle kırığı (diz kapağı kırığı) nedeniyle beden gücünde belli oranlarda azalma olduğunu, bedensel zarara istinaden hareket kısıtlılığına bağlı olarak ciddi sıkıntılar yaşadığını, geçici ve kalıcı işgücü kaybı olduğunu, 01.01.1966 doğumlu olan davacının kaza tarihinde asgari ücretle çalışmakta olduğunu, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının buna göre hesaplanması gerektiğini, davanın 6100 sayılı yeni Hukuk Yargılama Yasası’nın 107.maddesine göre “belirsiz alacak davası” olarak açıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00TL geçici ve 2.000,00TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının kaza tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 20.05.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini toplam 92.209,56TL’sına yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde; kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davacının çalışması konusunda bilgi verilmemekle asgari ücretin gelire esas alınmasının talep edildiğini, kişi SGK’lı olarak çalışmakta ise geçici iş göremezlik zararının … … Kurumu tarafından karşılanacağını, bu nedenle … … Kurumuna müzekkere yazılarak davacıya rücuya tabi tazminat ödemesi yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davacının yaralanmasında müterafik kusuru var ise ve hatır taşıması ile taşınmakta ise bu indirim kalemlerinin mahkemece dikkate alınmasını talep ettiklerini, davacı ile sürücü arasındaki taşıma ilişkisinden dava dilekçesinde bahsedilmemiş olup davacının hatır için taşındığının açık olduğunu, davacının yaralanma şekli ve ağırlığından emniyet kemeri takmadığının anlaşıldığını, davacı taraf ile davalı şirket arasında sigorta ilişkisi bulunmadığını, davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğunu, sigortalı aracın ticari olmadığını, avans faizi istenemeyeceğini, davalı şirketin sorumluluğunun temerrüt ile başladığını, usulüne uygun bir başvuru olmadığını, kaza tarihinden itibaren avans faizi isteminin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kaza tespit tutanağı ve alınan bilirkişi raporları ile de anlaşıldığı üzere 02/11/2016 tarihinde sürücü … yönetimindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı otomobil ile dava dışı sürücü … yönetimindeki aracın çarpışması sonucu davalıya sigortalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığı, davacının kazada meslekte kazanma gücü oranının % 16’sını kaybettiği, 120 gün süre ile geçici iş göremezliğinin bulunduğu, kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu, tüm bu veriler dikkate alınarak aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen hesap raporuna göre, davacının 5.413,19-TL geçici iş göremezlik, 86.796,37-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminat talep hakkının bulunduğunun belirlendiği, aktüer bilirkişi raporunun bilimsel verileri içerdiği, denetime elverişli olduğu, dosya kapsamıyla da uyumlu olduğu, davalı tarafın talebini 20/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile toplamda 92.209,56-TL olarak ıslah ettiği, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, ZMMS poliçesinden kaynaklandığı, anlaşılmakla, davanın kabulü ile; 5.413,19-TL geçici iş göremezlik ve 86.796,37-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 92.209,56-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; Dava tarihinden önce değişen KTK 97. Maddesine göre, davacı tarafından başvuru ile birlikte sağlık kurulu raporu sunulmadığı dikkate alınarak davacının başvurusunun dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini,
Maluliyet raporunun hatalı olduğunu, şahsın dizindeki patella kırıklarının 2018 yılında iyileşmeye başladığı belirtilmiş olup raporun henüz iyileşme süreci tamamlanmadan düzenlendiğini, iyileşmeye başlayan patella kırıklarının bugün tamamen iyileşmiş olacağını, bu nedenle davacının yaklaşık %8-10 maluliyeti olacakken hatalı belirleme ile maluliyet oranının %16 olarak belirlendiğini ve akabinde diğer sürelerin de hatalı belirlendiğini, zira dosyadaki maluliyet raporunun davacı görülmeden düzenlendiğinin anlaşıldığını,
Hesap raporundaki hesap yaşının hatalı belirlendiğini, davacının hesap tarihindeki bakiye ömrü 26 yıl olup, 53 yaşında olan davacının bakiye ömür süresi 79 yaşında sona erecek iken, bilirkişi tarafından hesaplamanın 99 yaşına kadar yapıldığını, rapora bu yönü ile itiraz etmelerine ve bilirkişi tarafından TRH 2010 tablosu kullanıldığı belirtilmesine karşın hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılmadığını,
Davacının gelirinin belirlemesinin hatalı olduğunu, … ve ekonomik durum araştırmasında davacı emekli olarak belirtilmiş olup bilirkişi tarafından gelirin AGİ dahil asgari ücret üzerinden hesaplandığını, AGİ’nin çalışanlara sağlanan bir yardım olduğunu, davacı emeklilik devresinde olup pasif yaşamında olmasa dahi emekli maaşı aldığı, gelirinin emekli maaşı düzeyinde olduğu dikkate alınarak gelirin AGİ hariç asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini,
Geçici iş göremezlik giderleri ve geçici iş göremezlik dönemine tabi geçici bakıcı tazminat taleplerinin 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları gereği teminat dışı olduğunu, Genel Şartlar’ın yürürlüğe girmesi itibariyle geçici iş göremezlik tazminat talepleri tedavi giderleri kapsamında olup; 6111 sayılı yasa uyarınca davalı Şirket’in tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ve geçici iş göremezlik dönemi geçici bakıcı talepleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlıklı A.5. maddesinde açıkça bu hususun düzenlendiğini, bu nedenle geçici iş göremezlik talepleri dolayısıyla davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu ve teminatı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın, bir başka araçla karıştığı trafik kazası sonucu davalıya sigortalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralanması nedeniyle açılan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
1-Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi gerekir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, … … Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı). Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve annüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Somut olayda hükme esas, davalılar tarafından zarar gören davacıya ödenmesi gereken gerçek zararın belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda; davacı için iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak bakiye ömür süresi belirlendiği belirtilmiş ise de; adı geçen davacının beklenen yaşam süresi 99 yaş esas alınarak, bu yaşa göre ve 1.8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yapılmıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen / işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması suretiyle daimi iş göremezlik zararının tespit edilmesi (davacı tarafın istinaf talebi olmadığı için, davalı sigorta şirketinin daha aleyhine hüküm kurulamayacağı ve davalı sigorta şirketi yararına oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek, mahkemece hükme esas alınan 18.03.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporundaki veriler dikkate alınıp, bilinen dönem 31.12.2019 tarihinde sonlandırılarak) hesaplama yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2-Davacı yönünden yapılan 12.05.2017 tarihli … araştırmasında, davacının emekli olduğu belirtilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine davacının gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü ile tazminat hesabı yapılmıştır. Davaya konu trafik kazası 02.11.2016 tarihinde gerçekleşmiştir. Tazminat raporunda davacının 1966 doğumlu olup, rapor tarihinde 53 yaşında olduğunun kabulü ile 60 yaşını tamamlayana kadar 7 yıl için AGİ’li asgari ücret üzerinden tazminat hesaplanmıştır. AGİ fiilen çalışanlara tanınan bir hak olduğu için, emekliler yönünden uygulanması mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece davacının kaza tarihinde fiilen çalışıp çalışmadığı, hangi tarihte emekli olduğu hususunun SGK’dan araştırılması, öncelikle emekli olduğu tarihin tespit edilmesi, daha sonra davacının emekli olduğu tarihe kadar (en fazla 60 yaş hitamına kadar) AGİ’li asgari ücretten, emekli olduktan sonra AGİ’siz asgari ücret üzerinden talep edebileceği iş göremezlik tazminatının ek rapor ile aktüer bilirkişiye hesaplattırılması, kaza tarihi itibari ile emekli ise tüm tazminat hesabının AGİ’siz asgari ücretten hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan gerçek ve fiili duruma aykırı şekilde tazminat hesabı yapılan rapora itibar edilerek eksik inceleme neticesi karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta AŞ vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.09.2019 tarihli, 2017/162 Esas-2019/735 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 1.574,70TL nispi istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2019/14087 esasına yatırılan 150.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.