Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3196 E. 2022/1022 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2018
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/07/2011 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı … ait, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkili … ağır ve hayati tehlike yaşayacak şekilde yaralandığını, dava konusu kaza ile ilgili Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/17855 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, davalının soruşturma dosyasına vermiş olduğu ifade ile kaza tespit tutanağındaki anlatımların birbirini tutmadığını, kaza tespit tutanağında yapılan tespitin her türlü şüpheden uzak ve tarafsız bir tespit olmadığını ve bilimsel verilere dayanmadığını, bu nedenle de dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı … …’ın kusurlu olduğu kanaatinde olduklarını, … Hastanesince düzenlenen 07/06/2016 tarihli raporda müvekkilinin %51 oranında engelli olduğunun tespit edildiğini, dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, kaza sonrası müvekkilinin hiçbir işte çalışamadığını, kendisini ve ailesini geçindiremediğini, davalı … şirketi açısından taleplerinin maddi tazminat ile sınırlı olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL. maddi tazminat ile 40.000 TL. manevi tazminat (davalı … şirketi ışındaki davalılardan) olmak üzere toplam 40.100 TL tazminatın haksız fiilin/kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde sürücü … sinyal vermeden ve kullanmakta olduğu aracın yönünde yakın mesafede başka araç olmamasına rağmen geçişini beklemeden kontrolsüzce şerit tecavüzü yapmasından kaynaklandığını, davacının motosiklet ehliyetinin olmadığını, kullanmakta olduğu motosikletin plakasız ve ruhsatsız olduğunu, trafiğe çıkması yasak olan bir araç olduğunu, kaza esnasında başında kaskının olmaması nedeniyle ağır şekilde yaralandığını, motosiklet güvenlik ekipmanlarını takmış olsa idi kazadan basit sıyrıklarla çıkabileceğini, kazadan iki buçuk sene sonra alınan raporun kayıtlara geçmemiş başka bir kaza veya hastalık veya doğal bir nedenle gerçekleşmiş olmasının muhtemel olduğunu, dava konusu kazanın oluşumunda davacının kusurlu olduğunu, ayrıca kullandığı motosikletin arkasına yasak olmasına rağmen iki tekerlekli bir sepet bağlayarak oğlu … …’ın güvenliğini tehlikeye soktuğunu beyan ederek, en ufak bir kusurunun bulunmayışı nedeniyle itirazlarının kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu kaza sonucu başlatılan soruşturma sonucunda davacı … …’ın tamamen kusurlu olması nedeniyle takipsizlik karar verildiğini, dava konusu kazada davacının %100 kusurlu olduğunu, davalı … kusurunun olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. cevap dilekçesi ile özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 200.000 TL olduğunu, müvekkilinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının motosiklet yolculuğu esnasında kask ve diğer koruma aksesuarlarını takıp takmadığının tespitinin gerektiğini, kaza sırasında davacının kask takmamasının müterafik kusur oluşturacağını, tazminat hesaplamalarında bu durumun indirim sebebi olarak kabul edildiğini, davacının sakat kalıp kalmadığının ve sakatlık oranının Adli Tıp Kurumunca tespit edilmesini talep ettiklerini, davacının sakatlıktan dolayı herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp almadığının araştırılması gerektiğini, almış olduğu tazminatın hesaplanacak tazminattan düşürülmesi gerektiğini, sakatlık tazminat hesabının aktüer uzmanı tarafından yapılması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, dava dilekçesinde davacının herhangi bir maluliyeti olduğundan bahsedilmediğini, müvekkil şirketin temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece, kazanın oluşumundaki taraflara ait kusurluluk durumu ile kusur oranlarının tespiti yönünden gerekçeli ve denetime elverişli şekilde trafik uzmanı bilirkişi …’tan 06/06/2017 tarihinde rapor alındığı, alınan bilirkişi raporunda, trafik tespit tutanağına göre tescilsiz motosiklet sürücüsü … …’ın %100 oranında asli kusurlu, … plakalı otomobil sürücüsü … …’ın ise kazaya etken kusuru bulunmadığı, tanık … …, ……. ile şüpheli … … isimli şahısların ifadelerinin incelenmesi sonucuna göre tescilsiz motosiklet sürücüsü … …’ın %100 oranında asli kusurlu, … plakalı otomobil sürücüsü … …’ın ise kazaya etken kusuru bulunmadığının belirtildiği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, hüküm vermeye yeterli ve elverişli olup, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre trafik uzmanı bilirkişi kaza tutanağındaki tespite paralel olarak kazanın oluşumuna %100 davacı kusurlu hareketinin sebebiyet verdiğini belirlediği, bu belirleme mahkemece dosya kapsamına ve oluşa uygun bulunmakla, davacı kendi kusuru nedeniyle oluşan trafik kazası nedeniyle kusursuz davalı sürücü … ve işleten malik davalı … ve ZMMS sigortacısı davalıdan talepte bulunamayacağından davanın reddine vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddine ilişkin gerekçe olarak, dosya kapsamında alınan 06/06/2017 tarihli bilirkişi raporundaki kusur atfının gösterildiğini, oysa söz konusu bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucunda düzenlenmiş olup ek bilirkişi raporu ve keşif talebinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, raporda müvekkilin, “… Aracın hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı, mevcut hızıyla olay mahalli kavşağa tehlike arz edecek tarzda dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz bir biçimde girdiği…” ve “… Araçları kontrol etmesi, gelen araçlara ilk geçiş hakkını verdikten sonra ve yolun müsait olduğuna kanaat getirdikten sonra dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yeterli kontrolleri yapmadığı…”nın belirtildiği, müvekkilin davalı tarafın sevk ve idaresindeki aracın karşı istikametinden gelerek orta şerit çizgisine yakın bir noktada sola dönmek için aracını durdurduğunu ve yolun müsait olmasını beklediğini, ancak müvekkil, uygun geçiş anını beklerken davalı tarafın kusurlu bir şekilde gelip (aracının hızının yüksek olmasından veya dikkatsiz davranmasından dolayı) müvekkile çarptığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sürücünün trafik kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda zarar gören 6098 Sayılı TBK’nın 49. maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine karşı dava açabilir. İşleten ve … şirketi de zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Kural olarak işleten, sürücünün kusuru oranında zarar gören üçüncü kişilere karşı sorumlu olup, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı da işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenmektedir.
Mahkemece, davacı vekilinin itirazları da değerlendirilerek Adli Tıp Kurumu veya konusunda uzman İTÜ veya Karayolları Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, davanın esasına girilerek, tarafların delilleri toplandıktan sonra bir karar verilmesi bakımından, HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/02/2018 tarih, 2016/850 Esas, 2018/174 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.