Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3192 E. 2022/1095 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 14/09/2017 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın, davacının sevk ve idaresinde olan araca kusurlu olarak çarptığını ve davacının yaralanmasına neden olduğunu, sigortaya müracaat edilmesine karşın zararın karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ön inceleme celsesinde davaya konu talebin geçici ve sürekli işgöremezliğe ilişkin olduğunu ve 50,00-TL’sinin sürekli iş görmezlik, 50,00-TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı olarak talep edildiğini açıklamış, ıslah dilekçesi ile sürekli iş görmezlik zararını 25.427,99-TL olarak arttırmıştır.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre,davanın kabulüne, 50,00-TL geçici iş görmezlik, 25.427,99-TL sürekli iş görmezlik tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde; geçici işgöremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan raporda kişiye TRH 2010 Ölüm Tablosundaki terminal yaş olan 99 yaşa kadar destek verildiğini, SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin hesaplanan tazminattan tenzil edilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda bilinen dönemin henüz içinde bulunulmayan 31.12.2019 tarihine kadar belirlendiğini, raporda davacı için yaşam olasılıkları hesaplanırken, … değeri işleyecek aktif dönem başlangıcındaki 44 yaşı, Dx değeri ise rapor tarihindeki en yakın tam yaş olan 43 yaşı esas alınarak işleyecek aktif dönemde (N44 — NG0) / D43 formülü, işleyecek pasif dönemde N60 / D43 formülü kullanıldığını, halbuki kişi için yaşam olasılıkları hesaplanırken, … ve Dx değerleri için rapor tarihindeki henüz doldurmadığı 42 yaşı esas alınarak işleyecek aktif dönemde (N42 —N60) / D42 formülü, işleyecek pasif dönemde (N60 —N75) / D42 formülü kullanılması gerektiğini, kaza tespit tutanağında davacının koruyucu tertibat kullanmadığı belirlenmesine rağmen müterafık kusurun değerlendirilmediğini, ıslah edilen kısma ilişkin ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminata yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiş, istinaf talebinden sonra sunduğu dilekçe ile de davacının alacağı 3. şahsa temlik ettiğini bildirerek bu durumun gözetilmesi ile hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 14.09.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacının idaresinde bulunan araca çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre dava konusu olayın 14.09.2017 tarihinde meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin 18.07.2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlendiği anlaşılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı … Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının … Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) “destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılmış olması ve bu rapora göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece bilirkişiden tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması suretiyle ek rapor alınarak ayrıca karar ve istinaf tarihinden sonra davacının, alacağı 3. kişiye temlik ettiği hususunda dosyada yer alan kayıtların da değerlendirilerek yeniden kurulacak hükümde ve taraf teşkilinde gözetilmesi ile karar verilmesi gerektiğinden davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 19. İcra Dairesinin 2019/15402 sayılı dosyasına yatırılan 45.750,00 TL nakit teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.