Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/319 E. 2021/914 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2018
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04/12/2013 tarihinde müvekkiline ait araç ile davalının sürücüsü olduğu ve davalı … şirketleri ile sigortalı aracın karıştığı kaza neticesinde, müvekkilinin aracının hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu ve davalıların zararlarından sorumlu olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 19.544,94 TL tazminatın 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir.
Dava, davacı olarak … … tarafından açılmışken. Davacı … 6360 Sayılı Yasa gereğince Belediye Tüzel Kişiliği sona erdirilerek köye dönüştürülmesi üzerine, yasa’nın Geçici 2.Maddesi gereğince …si Yasal hasım haline geldiğinden dava… tarafından takip edilmiştir.
Davalı … … AŞ (… … AŞ) vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili tarafından … ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının … limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili tarafından sigortalı aracın kusur ve ihmalinin bulunmadığını, araç sürücüleri tarafından tanzim edilen tutanakta, davacıya ait aracın müvekkili tarafından sigortalı araca arkadan çaptığının sabit olduğunu, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde müvekkili tarafından sigortalanan araca kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, davacıya ait aracın sürücüsünün yeterli fren tedbirine başvurmaksızın müvekkiline ait araca arkandan çarptığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca talep edilen maddi tazminatın da fahiş olduğunu, davacının zararını kanıtlaması gerektiğini, talep edilen faizin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazanın davacı tarafından sigortalanan aracın, müvekkiline ait araca arkadan çarpması ile meydana geldiğini, kusurun davacıya ait araç sürücüsünde olduğunu, davacının talep ettiği tazminat miktarının da fahiş olduğunu, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … AŞ vekili cevap dilekçesinde; kaza tarihinde kaza yapan araca müvekkili tarafından düzenlenen … poliçesinin, Trafik sigortası olmadığını, bu nedenle meydana gelen kazada sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle tazminat talebine ilişkin olduğu, davacı vekilinin kazaya neden olduğunu iddia ettiği araç sürücüsüne, araç … yapan … şirketine ve … yapan … şirketine karşı dava açtığı, alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %75 oranında, davacıya ait aracın sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu ve davacının aracında kaza nedeniyle 13.255,00 TL hasar meydana geldiği, davalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden kısmın ise 9.941,25 TL olduğu, davacının … teminat limitini aşan zararı olmadığından davalı … … A.Ş.’den talepte bulunamayacağı, diğer davalıların ise kusur oranında meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile, davalı … … AŞ aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 9.941,25 TL’nin davalı …’dan kaza tarihinden, davalı … Sigortadan ise 29/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı … … AŞ vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; … … …’nin 6360 Sayılı Kanun ile 30.03.2014 tarihinde tüzel kişiliği sona ererek köye dönüştüğünü ve …sine bağlandığını, bu nedenle müvekkilinin davada yasal muhatap haline geldiğini, yerel mahkemenin bu hususları nazara almadan hüküm kurularak, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü, reddedilen kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğini, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun, olayı aydınlatmaktan uzak olduğunu, kazaya davacıya ait araç sürücüsünün aşırı süratli, dikkatsiz ve kontrolsüz seyrederek ve müvekkili tarafından sigortalı araca sağ arka kısmına çarparak sebebiyet verdiğini, davacıya ait aracın sürücüsünün fren tedbirine dahi başvurmadığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkili tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu belirtilen raporun dosya kapsamına uygun olmadığını, bilirkişi tarafından, müvekkiline ait araç sürücüsünün aracının bozulması nedeniyle gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle kusur verildiğini, müvekkili tarafından sigortalanan aracın bozulması söz konusu olmadığı gibi, kazanın gündüz, görüşe açık bir yolda olması nedeniyle bahse konu önlemlerin alınmamış olması nedeniyle kusur izafe edilemeyeceğini, bu nedenle kusur raporunun uygun olmadığını, ayrıca mahkemece belirlenen zararında gerçek zararın üzerinde olduğunu ve karar vermeye uygun olmadığını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece alınan kusur ve hasar bilirkişisi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Tarafların kendi aralarında düzenledikleri “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” içeriğindeki sürücü beyanlarında davalı araç sürücüsü “İncek Bulvarında, orta refüjde reklam panosunun yanında afiş asmak amacıyla dörtlülüleri yakıp durdum (solda durdum) bu arada her hangi bir işaret koymadım, B (davacı aracı) aracı başka bir araç tarafından sıkıştırılıp direksiyonunu kırınca bize arkadan vurdu, işaret koymadığımız için özür diledik, tedbir almadığımız için tedbirsiz ve dikkatsiz olarak kazaya sebebiyet verdim.” şekilinde, davacıya ait aracın sürücüsü “İncek Bulvarında seyir halinde idim, trafik yoğundu, önümde bir araç, yanında belediye otobüsü vardı, önümdeki araç sola park etmiş halde hiçbir işaret ve önlem almamış ve park park halinde duran A (davalı aracı) aracını gördüm. Hiçbir önlem almadığı için ben o anda fark ettim. Orta refüjde çalışma yapmak için park edip durmuş, belediye otobüsü sıkıştırdığı için kurtaramadım, arka sağdan vurdum, iki arkadaştı, araçtan inip geçmiş olsun dediğimde suçluyuz dedi” şeklinde beyanda bulunmuşlar, tarafların birbirini teyit eden beyanlarına göre, davalı araç sürücüsünün, meskun mahal içerisinde, yoğun trafiğe sahip yol içerisinde bölünmüş yol içerisindeki orta refüjde reklam panosunda çalışma yapmak için aracını, sol şerit üzerinde, güvenli olmayan yerde ve zorunlu olmadığı halde, KTK’nın 60/2 maddesinde durmanın açıkça yasak olduğu yerde durdurması sonrasında, davacıya ait araç sürücüsünün, davalıya ait aracı son anda fark etmesi ile sağ arka köşesinden çarpması ile kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Davalı … … AŞ vekili, kazanın meydana gelmesinde, davacıya ait araç sürücüsünün arkadan çarpma kuralını ihlal ettiğinden bahisle kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu iddia ederek kararı istinaf etmiş ise de, kaza tespit tutanağında kazanın meydana geliş şeklini teyit eden araç sürücülerinin beyanlarına, davacının KTK’nın 60/2 maddesine aykırı şekilde trafik güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde, ayrıca gerekli güvenlik önlemlerini dahi almaksızın aracı ile sol şerit üzerinde duraklamış/park etmiş olmasına, davalı araç sürücüsünün aracın bozulması halinde dahi KTK Yönetmeliğinin 135. Maddesi gereğince ancak yönetmelikte belirtilen önlemleri alarak durabileceği bir yerde, arıza bulunmamasına rağmen önlem almaksızın insiyatif alarak durmasına, her ne kadar arkadan çarpma KTK Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde asli kusur kabul edilmiş ise de, KTK Yönetmeliğinin 157/2 maddesindeki “Yukarıda sayılan hal ve hareketlerde bulunan sürücüler asli (esas) kusurlu sayılırlar. Ancak, sürücülerin veya yayaların kural dışı hareketleri veya taşıtların teknik arızaları bir başka sürücüyü tehlikeye düşürmüş ve bu sürücü, oluşması muhtemel bir kazayı önlemek, can ve mal güvenliğini korumak amacı ile Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü temel kurallardan birini ihlal etmeye mecbur kalmış ve bütün tedbirlere rağmen bir kazaya neden olmuşsa, asli kusurlu sayılamaz.” düzenlemesi karşısında, tarafların beyanları, araçların çarpma noktası ve kazanın oluş şekline göre kusur bilirkişisi tarafından tanzim edilen ve mahkemece hükme esas alınan raporda davalı araç sürücüsünün %75 oranda, davacıya ait aracın sürücüsünün %25 oranında kusurlu kabul edilmesi dosya kapsamına göre uygun olduğundan davalı vekilinin ve davanın tamamen kabul edilmesine ilişkin istinafları bu hususu da kapsayacağından davacı vekilinin kusura ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Tarafların hasar bilirkişisi tarafından tanzim edilen rapora yönelik itirazları yönünden ise, bilirkişi tarafından kaza neticesinde araçta meydana gelen hasar durumu kaza tarihi itibariyle araçtaki değişmesi gerekli parçalar, işçilik bedelleri tespit edilerek, hurda ve yeni parça tenzili takdir edilerek 13.255,00 Tl olarak tespit edilmiştir. Rapor gerekçeli ve denetime elverişli olup dosya kapsamında tespit edilen hasar durumuna da uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili tarafından raporun yeterli olmadığı, sadece hasar tutarı belirtildiği iddia edilmiş ise de, hasar kalemlerinin, malzeme ve işçilik bedellerinin, hurda ve yeni parça tenzilinin raporda açıkça değerlendirmiş olmasına göre, davacının istinaf talebinin ise soyut mahiyette olmasına göre davacı ve davalı vekilinin hasar bilirkişisinden alınan rapora ilişkin istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; davalılar … … AŞ ve davalı …’ın, davacının veya davacının eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuruna isabet eden zararlardan sorumluluğu bulunmadığından, mahkemece kabul edilen hasar miktarından, davacıya ait araç sürücüsünün %25 kusuruna isabet eden miktarın, tazminat miktarından mahsup ederek tazminat miktarını belirlemiş olmasında ve ayrıca … … A.Ş.’nin sorumluluğunun …’den kaynaklanmış olmasına ve … … teminat limitini aşan zararının da bulunmamasına göre … … AŞ hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durum karşısında; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davacı vekilinin ve davalı … … A.Ş. vekilinin ileri sürdükleri tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı … … AŞ vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … … AŞ alınması gereken 679,09 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 85,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 594,02 TL harcın davalı … … A.Ş’.den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5- İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.