Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3188 E. 2022/1027 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, … plakalı aracın 29/09/2015 tarihinde yaptığı kaza sonucu yolcu konumunda olan müvekkilinin yaralanmasına ve maluliyetine sebep olduğunu, davadan önce davalı şirkete başvuru yapılmasına rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ederek şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın (geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının) davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihinin 8 iş günü sonrası olan 20/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, davanın KTK’nun 97. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirkete sigortalısının kusuru ile maluliyet durumu ve zarar miktarını ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, sağlık giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını, olayda hatır taşıması bulunduğunu, gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıya ait tıbbi tedavi belgeleri, kazaya karışan araçların kusur durumu, davacıya ilişkin tespit edilen maluliyet oranları ve süresi, hesap bilirkişisi raporu kapsamı hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda; olay tarihi olan 29/09/2015 günü dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki davalı … … Sigorta tarafından ZMMS ile sigortalı … plakalı traktör ile yasal olmamasına rağmen traktör tekerleğinin çamurluğunda yolcu olarak bulunan kızı davacı … … ile birlikte…. yönüne seyrettiği sırada, traktörde ve çamurluk üzerinde yolcu olarak bulunan davacı … …’ın dengesini kaybederek düşmesi sonucu yaralanması ile sonuçlanan kazada dava dışı sürücü …’ın %75 oranında, davacı … …’ın %25 oranında kusurlu bulundukları, davacının yaralanması sonucunda 04/12/2018 tarihli…. …. düzenlenen rapor kapsamına göre özürlülük oranının 0 (sıfır) olup, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, SGK tarafından herhangi bir gelir bağlanmadığı, ödeme yapılmadığı, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 22/03/2019 tarihli ek rapor kapsamına göre davacının yaralanması sonucu 5.195,94 TL geçici iş göremezlik tazminatı talep hakkı bulunduğu gerekçesiyle Davanın KISMEN KABULÜNE, -Sürekli iş gücü kaybı tazminat talebinin REDDİNE, Davacının geçici iş gücü kaybı tazminat talebinin KABULÜ İLE, 5.195,94 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 20/05/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, sürekli iş göremezlik geliri yönündne davanın reddinin isabetsiz olşduğunu, …..Kurulu raporunda % 15 oranında daimi maluliyet oranının belirtildiğini, 19/07/2017 tarihli ATK raporunda davacının 29/09/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle bedensel özür oranın % 7 olduğunun, tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiğini, hal böyle iken, 19.07.2017 tarihinde dosyaya havale edilen davacının maluliyet oranlarına ilişkin rapor kapsamında kaza tarihinde yürürlükte olmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği esas alınarak belirleme yapıldığı anlaşıldığından bahisle kaza tarihi olan 29/09/2015 tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri esas alınarak yeniden maluliyete ilişkin rapor alınmasına karar verildiğini ve 26.12.2018 tarihli ATK raporunda özetle, davacının 29/09/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle bedensel özür oranının bulunmadığı ve iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğine ilişkin görüş ve kanaate varılarak hüküm tesis edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir. Mahkemece, davacının, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD’den alınan rapora göre sürekli maluliyeti bulunmadığından bahisle sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin ise rapor doğrultusunda kabulüne karar verilmiş, hüküm; hükme esas alınan maluliyet raporunun yeterli olmadığından bahisle davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 4/12/2018 tarihli raporda Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik esas alındığında 0 (sıfır) özür oranı olduğu, 6 (altı) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı belirtilmiş, alınan rapora davacı tarafından süresinde itiraz edilmesine rağmen, alınan rapor karar vermeye yeterli görülerek, rapor çerçevesinde yapılan hesaplamaya göre karar verilmiştir.
Cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması veya tespit edilen rahatsızlıkların çelişmesi durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/292 E. 2020/6372 K., 2019/3629 E. 2020/5191 K., 2016/13576 E. 2019/6279 K.)
Somut olayda, hükme esas raporda, maluliyetin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik esas alınarak maluliyet durumu belirlenmiş ve davacının sürekli maluliyeti olmadığı tespit edilmişken, davalı tarafından yargılamadan önce yapılan ödeme sırasında ise, ZMMS Genel Şartlarındaki düzenlemeye göre hükümlerince Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Bilirkişi Kurulu raporunda davacının maluliyet oranının %15 olduğu belirlenmiş, engellik durumunun trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya ilişkin olduğu açıklanmış, dosyada Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespit işlemleri Yönetmeliği esas alınarak alınan raporda ise sürekli iş göremezlik oranı % 7 olarak belirlenmiştir .
Mahkemece dosyada mevcut raporlar arasındaki açıkça çelişki olduğundan, davacının meydana gelen kaza nedeniyle tüm tedavi evrakları dosyaya kazandırılarak, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri çerçevesinde; davacının kazaya bağlı maluliyetinin meydana gelip gelmediği, maluliyeti meydana gelmiş ise hangi oranda olduğu hususunda rapor alınarak ve raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulü ile uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacının sair istinaf sebeplerinin kararın eksik incelemeden kaldırılmış olmasına göre incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/06/2019 tarihli 2016/563 Esas 2019/566 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacının sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacıdan istinaf peşin harcı olarak alınan 44,40 -TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.