Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/318 E. 2021/920 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen)
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/05/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının maliki olduğu ve müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı aracın 22/08/2017 tarihinde …. plakalı park halindeki araca çarparak maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğunu ve kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün kaza mahallinden firar ettiğini, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olması nedeniyle zarar gören araç için 9.000,00 TL tazminat ödendiğini, ZMMS Genel Şartları B.4-f maddesi gereğince sigortalı araç sürücünün olay yerini terk etmesi nedeniyle müvekkilinin davalı sigortalısına rücu hakkı bulunduğunu, bu nedenle … 30. İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyası ile 9000,00 TL asıl alacak ve 410,55 TL işlemiş faiz üzerinden icra takibinde bulunduğunu, davalının icra takibine itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek, davalının icra takibine itirazının iptali takibin devamına %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, meydana gelen kazanın maddi hasarlı trafik kazası olduğu, ZMMS Genel Şartları B4-f maddesi gereğince olay yerini terk durumunda sigortanın rücu hakkının sadece yaralamaları trafik kazalarında kabul edildiği, meydana gelen kazanın ise maddi hasarlı kaza olması nedeniyle davacının ilgili madde kapsamında sigortalısına rücu hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından ZMMS Genel Şartlarının hatalı yorumladığını, Genel Şartlar B.4-f maddesi gereğince olay yerini terkin rücu şartı olarak düzenlendiği ancak bedeni yaralanmanın varlığı halinde tedavi için olay yerini terk etmenin bu durum istinası olarak belirtildiğini, bu nedenle maddi hasarlı kazalarda olay yerini terk etmenin sigortalıya rücu etme hakkı tanıdığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, Karayolları Zorunlu Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı aracın üçüncü kişiye verdiği zarar nedeniyle yapılan ödemenin Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre sigortalıdan rücuen tahsili istemi ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı …, müvekkili tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün meydana gelen kaza sonrasında olay yerini terk ettiğinden bahisle ZMMS Genel Şartları B.4-f, maddesi gereğince, üçüncü kişiye ödediği hasar bedelinin rücuen tahsilini istemiş, mahkemece Genel Şartlar “B.4-f” maddesinin bedeni hasara neden olan trafik kazalarda rücu hakkı tanıdığından, maddi hasarlı kazalarda ilgili madde gereğince rücu talep edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı … şirketinin, davalıya ait aracın ZMSS poliçesini tanzim ettiğine ve araç sürücüsünün kaza mahallinde ayrılmış olduğuna ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, maddi hasarlı kazalarda, davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılmış olmasının tek başına rücu için yeterli olup olmadığına ilişkindir. KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartlar nazara alınır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası 25/07/2017 tanzim tarihlidir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının nazara alınması gereklidir.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Bu çerçevede, 01/06/2015 tarihinden önceki sigorta genel şartlarından olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması da, rücu şartı olarak düzenlemiştir. Genel Şartlar B.4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut kasti eyleminin varlığını kanıtlaması istenemez.
Sigorta genel şartları B.4-f bendin kapsamında sigortalının, kaza ister maddi zarara ister bedensel zarara neden olsun sürücünün olay yerine terk etmiş olması halinde üçüncü kişilere yapmış olduğu ödeme nedeniyle sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiş, ilgili madde de, istisnai durumlar “hariç” denilerek, gösterilmiştir. Buna göre sigortalı ancak;
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi,
-Bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulur. Yaralamalı kaza olmasa dahi olay yerinin terk edilmesi halinde sigorta şirketinin yukarıda belirtilen istisnalar haricinde sigortalısına rücu edebileceği kabul edilmiştir.
Bu durumda, yeni ZMSS genel şartlarının B.4-f bendinin maddi hasarlı trafik kazalarında da uygulanması gerektiğinin kabulü ile tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanıp, gerekli inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden ayrılmış olduğu kaza tespit tutanağı ve borca itiraz dilekçesindeki beyanlarla anlaşılmış olmasına göre ayrılmayı gerektirecek haklı sebep olup olmadığı değerlendirilerek, haklı sebebin bulunmadığının kabulü halinde rücu edilebilecek miktarın belirlenmesi açısından bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılmış olmasına göre davalının istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/10/2018 tarihli …Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 44,40-TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.