Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/317 E. 2021/910 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/11/2016 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek, önce yolun sağındaki bariyerlere, sonrasında ise başka bir araca çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, müvekkilinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat etmesine rağmen zararlarının karşılanmadığını, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.200,00 TL daimi iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıya müracaat tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 28/08/2018 tarihli talep artırım dilekçesinde geçici iş göremezlik zararlarını 5.129,98 TL olarak, sürekli iş göremezlik zararlarını 19.226,89 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenle reddine karar verilmesini, ayrıca davacının kusuru zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, maluliyetinin tespiti halinde ise tazminatın ZMMS Genel Şartlarında belirtilen yöntem ile hesaplanması gerektiğini, davacının davadan önce temerrütü söz konusu olmadığından dava tarihinden önce faiz talep edilemeyeceğini, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili tahkikat aşamasında verdiği beyan dilekçesi ile, müvekkilinin sigortalısının aracını tamir için bıraktığı tamirhaneden, izinsiz olarak aracın bir başkasını verildiğini ve kazanın olduğunu beyan ettiğini, aracın tamir için bırakılması halinde ise KTK’nın 104. ve 105. maddesi gereğince müvekkilinin sorumluluğunun olmayacağını, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kazada yaralandığını, davacının …. … alınan rapora göre meydana gelen kaza nedeniyle %4 oranında maluliyetinin meydana geldiği, 120 gün iş ve güçten kaldığının tespit edildiği, kaza yapan araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, alınan aktüer hesap raporuna göre davacının meydana gelen kaza nedeniyle %20 oranında hatır taşıması indirimi uygulandığında geçici iş göremezlik zararının 5.129,98 TL olduğunun, sürekli iş göremezlik tazminatının ise 19.226,89 TL olduğunun hesaplandığı, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu ve davalının hesaplanan tazminattan ZMMS kapsamında sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 5129.08 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 19.226,89 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 24.356,87 TL’nin davalından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin meydana gelen zarardan sorumluluğunun olmadığını, dosya kapsamında yer alan ifade tutanağında, kaza yapan aracın sanayiden emanet alındığının belirtildiğini, sigortalısı ile yaptığı görüşmede de, aracın tamir için sanayiye bırakıldığının belirtildiğini, sigortalının tanık olarak dinletilmesi istedikleri halde, mahkemece taleplerinin nazara alınmadığını, aracın oto tamircisinde tamir ve bakımı sırasında çalışan tarafından kullanılması sırasında kazanın meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilinin ZMMS kapsamında sorumluluğunun bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca bakıcı gideri ve tedavi giderlerinin sigorta teminatı kapsamında bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere taşımanın hatır taşıması olmasına göre indirim yapılmamasının da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nın “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı (ilk derece mahkemesi tarafından karar verildiği tarihte ve dava tarihinde yürürlükte bulunan) 141. maddesinde; “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” denilerek, yazılı yargılama usulünde davalının savunmasını serbestçe değiştirebileceği aşama düzenlenmiş, sonrasında ise ancak ıslah yahut karşı tarafında açık muvafakati ile savunmasını değiştirebileceği veya genişletebileceği kabul edilmiştir. Benzer düzenlenme basit yargılma usulüne tabi davalarda getirilmiş, HMK’nın 319. maddesinde savunmanın genişletilmesi yasağının cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesi ile başlayacağı kabul edilmiştir.
Davacının cismani zarar nedeniyle tazminat istemli davasından önce sigortaya müracaat sırasında kazaya ilişkin evrak ve ifade tutanakları davalıya verildiği ve davalı kazanın oluş şekline ilişkin bilgi sahibi olduğu halde davalı vekili cevap dilekçesinde, kazanın sigortalı aracın tamir için bırakıldığı sırada meydana geldiğine ve sorumluluklarının olmayacağına ilişkin savunma ileri sürmemiş, tahkikat aşamasında, aracın tamir için bırakıldığı sırada kazanın meydana geldiğini savunarak, bu hususta araştırma yapılmasını istemiştir. Davacının bu husustaki talebi savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğundan, davacının da açık muvafakati olmamasına göre, davalının bu nedenle eksik inceleme iddiası yerinde olmadığı gibi, dosyaya kazandırılan soruşturma dosyası ve diğer deliller kapsamında aracın tamir için bırakıldığı ve tamirci tarafından emaneten verildiğinin de kanıtlanamamış olmasına göre davalı vekilinin bu nedenle ileri sürüdüğü istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf talebi yönünden ise mahkemece verilen kararda davacının hatır için taşındığı kabul edilerek tazminat miktarından %20 oranında indirim uygulandığı, yapılan indiriminde Yargıtay içtihatlarına ve dava konusu olaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin hatır taşımasına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf sebepleri yönünden ise; 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından davalı … şirketinden talep edilebilir. Her ne kadar, davalı vekili tarafından geçici iş göremezlik zararlarının tedavi gideri olduğu, 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince de tedavi giderlerinden SGK’nin sorumlu olduğu ileri sürmüş ise de, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
Nitekim, Yargıtay 10. H.D.’nin … K. Sayılı ve 24.12.2019 Tarihli kararında, “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir.
Bu itibarla, davalının üçüncü kişilerin zararlarından sorumluluğu zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanması, kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırlarının, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamaması nedeniyle, davalı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik zararlarından davalının sorumlu olmayacağına ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin istinaf sebeplerini tümü yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 1.663,82 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 416,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1246,92 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.