Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3143 E. 2022/962 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3143
KARAR NO : 2022/962

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : 2018/777 Esas 2019/543 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 24/12/2015 tarihinde, davalı belediyeye ait … plakalı aracın dava dışı sürücü … idaresindeyken sağa dönüş yaptığı sırada davacıların desteğine çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda destek …’un ölümüne neden olduğunu, kaza nedeni ile eşini kaybeden davacı … ile babalarını kaybeden diğer davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacılar için 500,00’er TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, eş … için 50.000,00-TL, çocuklar … ve … için 25.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, davaya idari yargı yerinde bakılması gerektiğini, yetkili mahkemenin Köyceğiz mahkemeleri olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kontrolsüzce aracın arkasına geçen müteveffanın kusurlu olduğunu, davadan önce sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile davacıların tüm zararının karşılandığını, talep edilen maddi ve manevi tazminat istemlerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacıların desteğinin vefatına neden olan kazanın oluşunda davalı belediyenin %60 oranında, dava dışı araç sürücüsü …’ın ise %20 oranında ve desteğin de %20 oranında kusurlu olduklarını, kaza nedeni ile eşini kayıp eden davacı … ile babalarını kayıp eden diğer davacıların talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarının belirlendiğini belirterek, davacıların maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacı … için 150.120,50-TL, davacı … için 68.015,91-TL ve davacı … için 21.947,27-TL olmak üzere toplam 240.083,68-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 25.000,00-TL, davacı … için 15.000,00-TL ve davacı … için 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kaza sonucu davacı …’nin eşini, diğer davacıların ise babalarını kayıp ettikleri ve kazanın meydana gelmesinde davalı tarafın kusuru gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın yangın söndürme sırasında meydana gelmesi ve olayın oluş şekli dikkate alındığında davalı idareye verilen kusurun yerinde olmadığını, davacılar lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olarak belirlenmesinin, yargılama sırasında sigorta şirketine karşı açılan davadan feragat edilmesinin davalı idarenin durumunu ağırlaştırmaması gerekirken sigorta ödemesi gözetilmeden hüküm kurulmasının, kusur raporuna itiraz süresi dolmadan dosyanın hesap bilirkişisine rapor için verilerek savunma hakkının kısıtlanmasının, tüm alacak miktarına dava tarihinden faiz yürütülmesinin, her davacı için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının hesaplaması aktüer bilirkişiye yaptırılmış, hükme dayanak alınan 29/05/2019 tarihli raporda, dava dışı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler de dikkate alınmıştır. Ancak, yapılan 40.000,00-TL’lik ödemenin davacılara hangi miktar üzerinden ödendiği kabulünün varsayımsal olarak yapılması yanında hesaplanan tazminattan sigorta limiti kadar düşüm yapılmaması nedeni ile rapor hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir.
Şöyle ki; davacılar tarafından dava dışı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 11/04/2016 tarihinde davacı … için 193.249,30-TL, davacı … için 9.741,18-TL ve davacı … için 17.844,32-TL olmak üzere toplam 220.834,80-TL ödeme yapılmıştır. Yine sigorta şirketi tarafından, kime ne kadar ödeme yapıldığı belirtilmeksizin, 05/04/2017 tarihinde 40.000,00-TL daha ödeme yapılmıştır. Yapılan bu ödemeler nedeni ile davacılar vekilince verilen 24/04/2017 tarihli dilekçe ile “sigorta şirketi yönünden davadan feragat edildiği, davalı … yönünden ise sigorta limitinin üstünde kalan kısım için davaya devam edildiği” belirtilmiştir. Kaza tarihi itibari ile poliçe limiti 290.000,00-TL olup, sigorta şirketi tarafından yapılan toplam ödeme ise 260.834,80-TL’dir.
Davacılara dava dışı sigorta şirketi tarafından poliçe teminatının altında ödeme yapılmış, ancak davacı taraf bu ödemeyi kabul ederek davalı sigorta şirketini ibra etmiş ve davalı …’ye yönelik iş bu davadaki talebini, sigorta limitinin üzerinde kalan kısma hasretmiştir. Yapılan ödeme nedeniyle dava dışı sigorta şirketi ibra edildiğine göre, davalının da sigorta şirketini sorumlu olduğu limit miktarı kadar borçtan kurtulacağı gözetilerek, belirlenen tazminattan limit miktarının düşülmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davalı aleyhine yapılan hesaplama usulüne uygun görülmemiştir.
Mahkemece öncelikle, sigorta şirketi tarafından 05/04/2017 tarihinde ödenen 40.000,00-TL’nin davacılara ne miktar üzerinden ödendiğinin belirlenmesi bakımından dava dışı sigorta şirketine ayrıntılı müzekkere yazılarak bu hususun sorulması ve kaza nedeni ile oluşturulan hasar dosyasının eksiksiz olarak getirtilmesi gerekmektedir.
Hasar dosyası getirtildikten sonra, davacılara yapılan ödeme miktarları da belirlenip, bilirkişiden; hükme dayanak alınan rapor tarihi verilerine göre yeniden hesap yapması istenip, davacı tarafın limit dahilindeki feragatinin davalıya sirayet ettiği de gözetilerek, belirlenen tazminattan limit miktarı kadar düşüm yapıldıktan sonra ödenmesi gereken tazminat miktarlarının belirlenmesi ve yine her bir davacıya yapılan fiili ödeme miktarları gözetilerek davacıların talep edebilecekleri kalan tazminat miktarlarının belirlenmesi gerekirken, eksik ve hatalı değerlendirme içeren bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Kabule göre de; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, ihtiyari dava arkadaşı oldukları ve usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları sabittir. Bu durumda, esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden, kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına göre, lehlerine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gibi, aynı şekilde red edilen kısımlar yönünden de davalı taraf lehine her bir davacı aleyhine ayrı ayrı red vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken toplam rakam üzerinden vekalet ücretine karar verilmiş olması da usule uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, sonucuna göre, kazanılmış haklar da korunarak karar verilmesi için HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacılar vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/07/2019 tarih, 2018/777 Esas 2019/543 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma nedenine göre davacı tarafın istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde istinafa gelen taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.