Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3107 E. 2022/874 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:………

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI ……….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

KARAR TARİHİ : 01/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı sigorta şirketi vekili ile davalı şirket vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı … Sigorta AŞ vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete ait araç için trafik sigorta poliçesi düzenlediklerini, sigortalı aracın… idaresinde iken 30/01/2015 tarihinde neden olduğu kaza sonucu hasara uğrayan … plaka sayılı araç için ödeme yaptıklarını, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olarak araç kullandığının tespit edildiğini, sigortalı araç sürücüsünün alkol alarak araç kullanması nedeni ile zarar oluşması durumunda 3.kişiye yapılan ödemenin sigorta genel şartları uyarınca sigortalıdan geri alınması gerektiğini, bu amaçla 3.kişiye yaptıkları ödemenin davalıdan tahsili için davalı hakkında başlattıkları icra takibinin itiraz üzerine durdurulduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…….vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, hasarla sonuçlanan kazanın tek başına ve başka etki olmaksızın alkolün etkisiyle meydana geldiği kanıtlanamadığı için davacının kendi sigortalısına rücu koşullarının gerçekleşmediği, davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiğinin kabulü ile, davanın reddine, davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteğinin reddine karar verilmiş; hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde; Davanın kabulü gerekirken reddine karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde; Davanın reddine dair kararın hukuka uygun olduğunu belirterek kararın, icra inkar tazminatının reddine ilişkin kısmının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, davacı tarafından zarar gören 3. kişiye ödenen değer kaybı tazminatının, davacıya ZMSS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle, sigortalıdan rücuen tahsili amacıyla itirazın iptali şeklinde açılan alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK.nın 341/2 maddesinde miktar veya değeri 1.500,00-TL.sını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş; 02.12.2016 tarihli …… de yayınlanan 24.11.2016 tarihli 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 41. maddesi ile de, madde de yer alan “binbeşyüz” ibaresi “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, sözkonusu kesinlik sınırı 3.000,00-TL.sına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir
Buna göre somut olaya bakıldığında; davacı tarafça davalı aleyhinde toplam 4.069,40-TL asıl alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapılmış, davalının itirazı üzerine iş bu dava açılmış, dava dilekçesinde dava değeri işlemiş faiz ile birlikte 4.324,60-TL olarak gösterilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, davacı yönünden davanın reddine karar verilen kısım 4.324,60-TL olup 2019 yılı karar tarihi itibari ile istinaf kanun yoluna müracaat sınırı olan 4.400,00- TL’nın altında olduğundan, davalı aleyhinde açılan davanın da reddine karar verilmekle tazminattan sorumlu tutulmadığından, verilen karar taraflar yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı davacı sigorta şirketi ve davalı şirket istinaf kanun yoluna başvuramayacağından, HMK.nın 341/2, 352/1-b maddesi uyarınca taraf vekillerinin istinaf talebinin (dilekçelerinin) ayrı ayrı miktar yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ……….. vekilinin istinaf taleplerinin (dilekçelerinin) HMK.nın 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri gereğince ayrı ayrı MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı ve davalı şirketler tarafından yatırılan 44.40’er TL istinaf karar harcının talep halinde ilgili taraflara iadesine,
4-Davacı ve davalı taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 341/2-4, 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile 01.04.2022 tarihinde karar verildi.

……….
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.