Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3069 E. 2022/1312 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/3069 – 2022/1312
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3069
KARAR NO : 2022/1312

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2019
NUMARASI : 2016/383 Esas 2019/276 Karar

DAVACI :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 20/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … Sigorta A.Ş. vekili ile Metro Turizm Seyh. Org. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.05.2013 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu, davalı … Turizm Seyh. Org. ve Tic. A.Ş.’nin işleteni, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından Karayolu Yolcu Taşımacılık Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası poliçesi düzenlenen yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını ve iş gücü kaybına uğradığını belirterek belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL geçici işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının yaşadığı üzüntü ve psikolojik travma nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Turizm Seyh. Org. ve Tic. A.Ş.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekili, kaza yapan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 25.01.2013 – 25.01.2014 tarihleri arasında Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup poliçe ile kişi başına toplam 175.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, davalı şirketin ferdi kaza limiti ve şartlarına göre maluliyet oranının sigorta bedeline oranında sorumlu olduğunu,davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas Dairesince belirlenmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faizin istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, tek taraflı kaza yapan … plakalı aracın 25.01.2013/25.01.2014 tarihleri arasında davalı şirkete ZMMS ile sigortalı olduğunu, davacının kazadan dolayı maluliyetine ilişkin tazminat talebinin öncelikle aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiğinden davanın … Sigorta AŞ’ne ihbar edilmesini, mahkemece alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan miktarın 250.000,00-TL’yi aşması halinde davalı şirketin sorumluluğunun doğacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Turizm Seyh. Org. ve Tic. A.Ş. vekili, davanın … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta Şirketi ’ne ihbarı ile davanın reddini savunmuştur.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta Şirketi vekilleri, davanın tarafı olmadıklarından aleyhlerine hüküm kurulamayacağını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 19/05/2013 tarihinde davalı … Turizm’in işleteni, dava dışı sürücü …’ün kullandığı, davalı … Sigorta şirketine ZMSS, davalı … (…) sigorta şirketine karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta davacının yolcu olarak bulunduğu, sürücünün olay tarihinde gün durumu ve seyir yönünde bulunan virajı dikkate alınarak seyir hızını azaltması gerekirken aksine hareketle kontrolsüz ve dikkatsizce seyrine devam edip aracın hakimiyetini kaybetmesi neticesi oluşan kazada araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının oluşan kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının meydana gelen kaza nedeniyle 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, davacının geçici iş göremezlik zararının 7.447,34-TL olduğu, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının niteliği gereği geçici iş göremezlik zararını teminat altına almadığı, bu nedenle davacının geçici iş göremezlik zararının sadece ZMSS sigorta poliçesi kapsamında kaldığı, davacı tarafça refakatçi ve tedavi giderlerinin ispatlanamadığı, bilirkişi raporu, sigorta poliçeleri ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmış olmakla, davacının maddi tazminata yönelik davasının davalı … Sigorta şirketi ve davalı işleten yönünden geçici iş gücü kaybı dikkate alınarak kısmen kabulüne, davalı … (…) sigortaya yönelik davasının reddine, davacının ve davalı işletenin ekonomik ve sosyal durumları davacının maluliyet durumu, kusur oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü, hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin davalı işleten yönünden kısmen kabulü ile davalı … Sigortanın dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemesinin faiz talebi yönünden gözetilerek davacının … (…) Sigorta şirketine yönelik davasının reddine, davacının … Sigorta ve … Turizm Seyahat Organizasyon Tic. A.Ş.’ye yönelik maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 7.447,34-TL geçici iş göremezlik zararının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 22/04/2016 tarihinden, davalı … Turizm Seyahat Organizasyon Tic. A.Ş. yönünden kaza tarihi olan 19/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, davacının davalı … Turizm Seyahat Organizasyon ve Tic. A.Ş.’ye yönelik manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 12.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … Turizm Seyahat Organizasyon ve Tic. A.Ş. vekili ile … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Turizm Seyahat Organizasyon ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı işleten şirketi ile davalı … (…) sigorta şirketi arasında zorunlu karayolu yolcu taşımacılığı koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi yapıldığını, bilirkişi raporundaki “Sigortacının … (…) Sigorta A.Ş., Sigortalının … Nak. Petinş. Turz. San. Tic. Ltd. Şti, … marka … model Otobüs … tipinde … plakalı büyük otobüs Vefat, Daimi Sakatlık ve Sağlık Giderlerine ilişkin her bir kalem için 175.000 00’er.-TL. Koltuk başına limit karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası teminatının bulunduğu, 25.01.2013/2014 tarihleri arasını kapsadığı, bir üst yazıdaki Genel Şartlar’daki hükümler uyarınca; davacının yolcu oluşu ve aradaki taşıma ilişkisi nedeniyle, 7.447,34.-TL. Geçici iş göremezlik zararını … (…) Sigorta A.Ş.’den talep edebileceği kanaatine varılmıştır.” ifadelerinden de açıkça anlaşılacağı üzere davalı … (…) Sigorta A.Ş’nin mevzu bahis kaza sebebiyle oluşan daimi sakatlık ve sağlık giderlerine ilişkin sorumluluğu sabit olmasına rağmen yerel mahkemece esaslı bir yanılgıya düşerek davalı … (…) sigorta yönünden davanın reddedildiğini, 4925 Sayılı Kanunu’nun ilgili hükümleri ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları gereğince davalı … (…) Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu sabit olup yerel mahkemenin kararının kanunun emredici hükümlerine ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, Ayrıca mahkemece davacı yana hiç bir kusur izafe edilmediğini, davacının kaza esnasında emniyet kemerini takmadığının sabit olduğunu, mahkemece bu hususa hiç değinilmeden esaslı bir yanılgıya düşülerek dava dışı şoförün %100 kusurlu olduğu kanısına varılarak tazminattan hiç bir indirime gidilmediğini, hatta yerel mahkemece bu konu hakkında hiç bir inceleme dahi yaptırmadığı gibi bu yönde herhangi bir bilirkişi raporu da alınmadığını, T.C Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 14.01.2019 tarih 2019/57 sayılı Kararında belirtilen “Somut olayda, mütevefa araç sürücüsü dava dışı …’ün kaza sırasında alkollü olup, mütevefa … ile arkadaş olduğu, anlaşılmakla tanık beyanları değerlendirilip ve emniyet kemeri takıp takmadığı da irdelenerek bu nedenle zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet verip vermediği hususu tartışılarak,mütevefa …’in müterafik kusurunun kabul edilmesi halinde tazminattan %20 oranında indirim yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” ve T.C Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 05.06.2018 tarih ve 2018 / 5867 sayılı kararında belirtilen “tazminattan 818 sayılı BK.nun 44. maddesi (6098 sayılı TBK md. 52. md.) uyarınca Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekip gerekmediği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması doğru değildir.” hükmü gereğince bu yönde bir bilirkişi raporu alınıp gelen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerekirken yerel mahkemece bu hususa hiç değinilmediğini,
Davacı yan lehine 12.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiğini, T.C Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 09.02.2015 tarih ve 2015/2274 sayılı kararında belirtilen “TBK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. O halde, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, zenginleşme sonucunu doğuracak şekilde yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” ifadeleri gereğince davalı yanın kusur oranı sağlıklı bir biçimde araştırılmadan verilmiş olan bu kararın yerleşik içtihatlara da ters düştüğünü, davacı tarafın kaza neticesinde sürekli olarak maluliyetinin olmadığı göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazaya karıştığı iddia edilen araç yolcu taşımacılığı yaptığından ve zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi … Sigorta AŞ’de bulunduğundan davanın davalı şirket yönünden reddi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda da açıkça davacının zararının öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından; ardından zorunlu trafik sigorta poliçesinden alınabileceğinin yazılı olduğunu, davanın … Sigorta A.Ş.‘ne ihbarı üzerine de zorunlu taşımacılık poliçesinin bulunduğunun açıkça belirtildiğini, kazaya karıştığı iddia edilen araç toplu taşıma faaliyetinde bulunduğundan zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk poliçesi yaptırması gereken araçlardan olup … Sigorta A.Ş. nezdinde poliçesi bulunduğunu, talep edilen tazminatın öncelikli olarak bu poliçeden karşılanması gerektiğini Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Genel Şartları A.1.maddesi uyarınca “Sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içerisinde meydana gelecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu poliçede yazılı sigorta tutarına kadar temin eder” Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartları “Tazminatın Ödenmesinde Öncelikli Sigorta Başlıklı B.8. Maddesi; “Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için sırasıyla 13.10.1983 tarih, 2918 sayılı karayolları trafik kanuna göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” hükmünü içerdiğini, bu nedenle ekteki tramer kaydında da görüldüğü üzere … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu bulunmakta olup davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddi gerekmekteyken kabulünün yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalılar … Turizm Seyahat Organizasyon ve Tic A.Ş. vekili ile … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu yolcu otobüsünün tek taraflı olarak yaptığı kaza nedeniyle yaralandığını belirterek, yolcu otobüsünün işleteni, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı ve Karayolu Yolcu Taşımacılık Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortacısına karşı dava açmıştır.
Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma Sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici tanımlanmış “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1 maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir.
Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme, görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı verir. Taraflar da, yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkemece re’sen, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Çünkü görev her halükarda dava şartlarındandır.
Bu durumda davanın, davacı yolcunun, davalı işleten … Turizm Seyahat Organizasyon ve Tic AŞ.’ne ait olan yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda yaralanmasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da tüketici vasfına sahip olması nedeniyle davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası yönünden karar verilmesi isabetli görülmediğinden davalılar … Turizm Seyahat Organizasyon ve Tic A.Ş. vekili ile … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … Turizm Seyahat Organizasyon ve Tic A.Ş. vekili ile … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf peşin harcının istek halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İstanbul 24. İcra Müdürlüğü 18/09/2019 tarih ve 2019/26896 sayılı dosyasına yatırılan 46.000,00 TL tutarındaki nakit teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20.05.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.