Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3050 E. 2022/934 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 25/02/2010 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin oğulları …’nın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin dava açmadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu, belirli bir miktarda tazminat aldıklarını, ancak yetersiz olduğunu, ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutarak 5,00 TL … ve 5,00 TL … için olmak üzere şimdilik toplam 10,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile, talebini … için 15.016,14 TL, … için 23.642,27 TL olmak üzere toplam 38.658,41 TL olarak artırdığını açıklamıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacılara 24/05/2018 tarihinde yapılan ödeme ile zararın karşılandığı bu nedenle davanın reddi gerektiği, müvekkilinin 30/04/2012 , 04/05/2012 ve 23/05/2018 tarihlerinde toplamda 173.509,8 TL ödeme yaptığını, sonrası bakiye limitinin 1.490,20 TL olduğu, teminat limitini bildirmelerinin, davayı kabul anlamında olmadığı, maddi ve tedavi giderleri için geçerli olan teminatın her halükarda verilecek bir teminat olmayıp, incelemeler sonucunda verilebilecek bir tazminat olduğu, davacıların desteği müteveffanın kaza anında emniyet kemerini takmadığı için müterafik kusurlu olduğunu, KTK 91.maddesine göre trafik sigortaları aynı kanunun 85. Maddesine göre işletenlere düşen hukuki sorumluluğu karşılamak üzere yapılacağını, kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafın faiz başlangıç tarihine ve türüne ilişkin talebinin haksız olduğunu, ancak yasal faizin talep edilebileceğini, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini bu nedenle temerrüde düşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu, 26/02/2010 günü davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün önünde seyreden aracı sollamak istediği esnada karşı yönden gelen kamyon ile çarpışması neticesinde meydana gelen kaza neticesinden sigortalı araçta yolcu olarak bulunan …’nın vefat ettiği, alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, karşı yönden gelen aracın ise kural ihlalinin olmadığının tespit edildiği, Aktüerya hesap bilirkişisi raporunda; PMF Yaşam Tablosu ve %10 artırım %10 iskonto progresif rant yönteminin uygulanarak yapılan hesaplamada; davalı tarafından dosyaya sunulan 30/04/2012 tarihinde 141,68 TL ve 04/05/2012 tarihinde 141.533,32 TL …’ya, 23/05/2018 tarihinde 14.164,00 TL …’ya, 23/05/2018 tarihinde 17.670,20 TL …’ya ödendiği, bu doğrultuda 23/05/2018 tarihi itibariyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanarak ödemenin yeterli olup olmadığı incelendiği, davacılara yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki verilere göre yetersiz olduğunun tespit edildiği, ödenen tazminat miktarı yönünden ödeme tarihinden rapor tarihine kadar yasal faiz hesaplanarak güncelleme yapıldığı, davacılar için ödenen tazminatın güncellenmiş halleri toplamı 34.315,29 TL olduğu, ayrıca dava dışı eş ve oğul için 04/05/2012 tarihinde yapılan 141.675,00 TL, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar yasal faizi hesaplanarak güncellenerek ve proporsiyon hesabı yapılarak davacı … için 15.016,14 TL davacı … için 23.642,27 TL tazminat bedelini davalıdan talep edilebileceğinin belirtiliği, raporun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; Davacı … yönünden 15.016,14 TL, Davacı … yönünden 23.642,27 TL olmak üzere toplam 38.658,41 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/05/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacılar … ve …’ya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararının hatalı olduğunu, meydana gelen ölüm nedeniyle müvekkilinin 30/04/2012, 04/05/2012, 23/05/2018 tarihinde toplam 173.509,80 TL ödemede bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle müvekkilinin sigorta teminat limitinin ise 150.000,00 TL olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan raporun hatalı olduğunu, ayrıca davacı vekili tarafından ıslah edilen kısım için temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde faize hükmedilmesinin de haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davalı yanın istinaf taleplerinin yerinde olmadığını, davalı yanın ZMMS poliçe limiti 150.000,00.-TL olduğundan, dava dışı eş …’ya 173.509,80.-TL ödendiğinden ve bu sebeple poliçe limiti tükendiğinden bahisle davanın reddini savunduğunu, davalı yan belirtmemiş ise de dava dışı …’ya arabuluculuk müessesesi kanalı ile fazla ödendiği iddia edilen kısım için başvuruda bulunduğu ve dava dışı … da arabuluculuk belgesi taraflarında olmadığından net bilinmemekle birlikte bir miktarı davalı sigorta şirketine ferileri ile birlikte iade ettiğini, bu hali ile poliçe limitinin aşılmadığını, davalının istinaf iddialarının dayanaksız ve maddi gerçeğe aykırı olduğunu, davalı yanın ıslah edilen miktara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmemesi itirazının da yerinde olmadığını, ıslah ile artırılan kısım da esas alacağı dahil olduğundan ve 6100 Sayılı HMK’nın ilgili maddesi mucibi karar verildiğinden yerinde olmadığını, haksız fiiller bakımından davaya konu olaya ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğini davalı sigorta şirketinin tacir olduğunu, avans faizi uygulanmasının uygun olduğunu, bu nedenle davalının taleplerinin reddi ile müvekkiller lehine karar verilmesini, yerel mahkemenin usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olan kararının istinaf incelemesi ile bozularak müvekkilleri lehine karar verilmesini, istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine ayrılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar, 25/02/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında oğullarının vefat ettiğinden bahisle, ZMMS kapsamında, davalı sigorta şirketinden destek tazminatı talebinde bulunmuş, davalı daha önce desteğin eşine, çocuğuna ve davacılara sigorta teminat limiti 150.000,00 TL olduğu halde (cevap dilekçesinde limitin 175.000,00 olduğu belirtilmiş ise de kaza tarihi itibariyle 150.000,00 TL’dir) 173.509,80 TL ödeme yapıldığı ve sigorta teminat limiti kalmadığından bahisle davanın reddini istemiştir.
ZMMS kapsamında sigorta şirketinin zararlardan sorumluluğu teminat limiti ile sınırlı olduğundan, ZMMS kapsamında sigorta şirketi hakkında açılan davada, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mevcut ise yapılan ödeme oranında limit azalacağından kalan limitin ne kadar olduğunun doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Sigorta şirketi kural olarak yapılan ödeme sonrasında kalan limit ile sorumlu olmakla birlikte 2918 Sayılı Yanın 96. Maddesindeki ” Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur. (2)Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.” düzenlemesi gereğince, zarar görenlerin birden çok olması ve toplam zarar miktarının da sigorta teminat limitini aşması halinde sigorta şirketi yapılacak garame hesabına göre ödeme yapılması gerektiğinden, iyiniyetli olmadıkça bir veya bir kaç alacaklıya yaptığı ödeme ile teminat limiti tükense dahi sorumluluktan kurtulamaz, ödeme yapılmayan veya yetersiz ödeme yapılan tazminat alacaklıları ödemenin garameye uygun şekilde yapılması halinde teminat limitine göre alabilecekleri miktarda tazminatı sigorta şirketinden talep edebilir. Sigorta Şirketinin iyi niyetli olmaksızın ödeme yaptığının kabulünde dahi sigorta şirketinin hiç ödeme almayan yahut eksik ödeme alanların zararlarından sorumlu olduğu miktar, ödeme yaptığı tarihte doğru şekilde hesaplamayla belirlenecek, gerçekte ödenmesi gereken (eş ve çocuk için doğru şekilde yapılan hesaplanma ile yapacağı ödeme) bu miktar ile sigorta teminat limiti arasındaki farkı geçemez.
Somut olayda; davalı vekili tarafından bir kısım ödeme dekontları dosyaya ibraz etmek suretiyle ölenin eş ve çocuğu için 30/04/2012 tarihinde 141.68 TL ve 04/05/2012 tarihinde 141.533,32 TL …’ya, 23/05/2018 tarihinde 14.164,00 TL …’ya 23/05/2018 tarihinde 17.670,20 TL …’ya ödediğini bildirdiği görülmüştür. Yapılan ödemelerin meydana gelen ölüme ilişkin olması halinde sigorta limitini aştığı açıkça görülmektedir.
Bu durumda, mahkemece yapılacak işlem yukarıda da açıklandığı üzere KTK’nın 96. maddesi gereğince, özellikle ölenin eşi ve çocuğuna yapıldığı iddia edilen ödemenin meydana gelen ölüm olayına ilişkin olup olmadığının araştırılması, meydana gelen ölüm olayına ilişkin olması halinde ölenin eş ve çocuğuna ödeme yapıldığı tarihte ölenin anne ve babası için pay ayrılması halinde yapılacak ödeme miktarının ne kadar olması gerektiği, sigorta şirketi tarafından bu ödemeyi yaparken anne ve baba için yeterli pay ayırıp ayırmadığı, ödemenin iyi niyetli sayılıp sayılmayacağının denetlemesi, ödemelerin iyiniyetli olması durumunda limit kadar ödeme olup olmadığının değerlendirilmesi; ödemenin iyiniyetli olmadığının kabulü halinde ise yapılan ödeme ile yapılması gereken ödeme arasındaki fark belirlenerek, bu fark ve bu farkın teminat limitinin altında kalması halinde teminat limitine kadar olan miktar kadar teminat sorumluluğu kaldığı kabul edilerek, sonrasında davacılara yapılan ödeme de bu miktardan mahsup edilerek, bu durumda dahi kalan teminat miktarı olması halinde davacıların kalan bakiye zararlarından, sigorta şirketi ancak kalan teminat miktarı ile sorumlu olacağından, hesap tarihine göre zarar tespit edilerek kalan zarar ile bakiye teminat limiti arasında garame hesabı yapılarak sorumluluğun belirlenmesinden ibarettir.
Hal böyle iken; mahkemece ölenin eşi ve çocuğuna ilişkin ödemelere ilişkin hasar dosyası dosyaya kazandırılmaksızın karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, hükme esas alınan aktüer raporda da; hesap tarihi itibariyle zarar hesaplanarak, bu miktar ile toplam sigorta teminat limiti üzerinden yapılan gareme hesabına göre bir değerlendirme yapılmış, daha önce yapılan ödeme tarihleri itibariyle bakiye limitlere ilişkin bir tespit yapılmadığından, rapor karar vermeye elverişli değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Buna göre yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına; davanın yeniden görülerek; öncelikle ölenin eş ve çocuğuna yapılan ödemelere ilişkin hasar dosyası da dosya içerisine kazandırılarak yapılan ödeme var ise ödemenin desteğin ölümü nedeniyle olup olmadığı, desteğin ölümü nedeniyle ne kadarının eş için ne kadarının çocuk için olduğu tespit edilerek, sonrasında dosyanın yeni bir aktüer bilirkişiye tevdi edilerek, yukarıda açıklandığı şekilde dava tarihinde sigorta teminat limitinden kalan miktar tespit edilerek, kalan teminat miktarı üzerinden garame hesabına göre hesaplamanın yapıldığı rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacıların tüm, davalının ise sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/07/2019 tarihli 2018/612 Esas 2019/641 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı ve davacı tarafından yatırılan İstinaf Karar Harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2019/11424 E. sayılı dosyasına depo edilen 60.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.