Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3046 E. 2022/1034 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/03/2017 tarihinde müvekkili … … yolcu olarak bulunduğu, müvekkili … … sevk ve idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile kavşak noktasından karşı istikamete geçiş yaptığı esnada yine davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın aniden yola çıkması sonucu çift taraflı yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin herhangi bir kusuru olmadığını kazadan sonra müvekkilleri … … ve … … vücudunda kırıklar oluştuğunu, geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğradıklarını, zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkili … … geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kalması sebebiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi tazminat ve 100,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 5.100,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte, müvekkili … … geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kalması sebebiyle 5.000,00 TL maddi tazminat ve 100,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere 5.100,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 11/12/2018 tarihli duruşmada davacı … … için davayı takip etmediklerini belirterek, bu davacı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili, 11/06/2019 tarihli dilekçesi ile davacı … … yönünden geçici iş göremezlik zararı nedeniyle tazminat talebini 5.616,24 TL, sürekli iş göremezlik zararı nedeniyle tazminat talebini 81.429,63 TL ve bakıcı gideri talebini 5.616,24 TL olarak artırmak suretiyle 92.662,11 TL olarak istemiştir.
Davalı Sigorta vekili; cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamış ancak bilirkişi raporuna ilişkin itiraz dilekçesi ile beyanlarını sunarak; davadan önce usulüne uygun müvekkiline başvuru olmadığını, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini, kusur yönünden Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, hesaplamaya esas alınan maluliyet raporunun ilgili yönetmelik hükümlerine uygun standartlarda olmadığını, hatır taşıması hususunun değerlendirilerek indirim uygulanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri bakımından müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, olay tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı kamyonun U dönüşü yapmak isterken şeridinden gelen davacı … …’in sevk ve idaresindeki, … …’in yolcu olarak bulunduğu motosiklet ile çarpışması sonucunda meydana gelen kazada kusur bilirkişisinden alınan raporda davacıların sürücüsü ve yolcusu olduğu aracın kusursuz olduğu, davalı tarafından sigortalanan diğer aracın ise %100 oranında kusurlu olduğu, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan … …’e ait raporda davacının meydana gelen kazadaki yaralanması neticesinde “Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” esas alındığında %10 oranında engeli olduğu, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, bu 4 ay süresince başka birinin bakımına muhtaç olduğunun belirtildiği, aktüerya hesap bilirkişisi raporunda yapılan hesaplamalarda, davacı …’ın 5.616,24 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.616,24 TL bakıcı gideri, 81.429,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, alınan raporların dosya kapsamına uygun olduğu ve davacı …’ın zararlarını davalıdan talep edebileceği, davacı … … yönünden kaskının takılı olup olmadığına ilişkin olarak da dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, davalı tarafça buna ilişkin herhangi bir delil de ileri sürülmediği anlaşılmakla bunlara ilişkin müterafik kusur indirimi yapılmadığı, davacı tarafça davalı sigorta şirketine yapılan başvuru dilekçesi ve ekleri incelendiğinde 14/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 8 iş günü ilave edilmesi neticesinde 27/04/2017 tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olacağı, kazaya karışan sigortalı aracın ticari kamyon olduğu da nazara alınarak avans faizine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile, 5.616,24 TL bakıcı gideri, 5.616,24 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 81.429,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 92.662,11 TL tazminatın 27/04/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … …’e verilmesine, davacı … … yönünden açılan davanın 12/03/2019 tarihi itibari ile açılmamış sayılmasına, karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, davacının KTK’nın 97. maddesine göre müvekkiline zorunlu evraklar ile birlikte bir müracaatı olmaksızın dava açtığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise kusur raporunun Adli Tıp Kurumu’ndan alınması gerektiğini, kaza tespit tutanağından her iki sürücüye de kusur verilmiş iken alınan raporda sigorta şirketi tarafından sigortalı aracın %100 kusurlu kabul edilmesinin haksız olduğunu, alınan maluliyet raporunun, uygulanması gereken yönetmeliğe uygun olmadığını, raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınması gerektiğini, mahkemece, motosiklette yolcu olarak bulunan davacının koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığı hususunda hiçbir araştırma yapılmadığını, davacının tedavi evrakları, maluliyet raporu incelendiğinde ve sakatlık bölgesine göre koruyucu ekipman kullanmadığının açık olmasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerketiğini, mahkemece hatır taşmasının da değerlendirilmediğini, hatır taşımasının söz konusu olması halinde en az %25 hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin de müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, tedavi giderleri, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı gideri yönünden sorumluluğun SGK’da olduğunu, faiz yönünden ise; müvekkilinin KTK’nın 99. maddesine uygun şekilde temerrüdü gerçekleşmediğini, bu nedenle hükmedilen faizin de haksız olduğunu, fazinde yasal faiz olması gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir. Mahkemece davacı … … tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı … … davasının ise kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından, davacı … … hakkındaki karara yönelik olarak istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı … Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, Sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açtığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
2-Davalı vekilin kusur tespitine yönelik istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; davalı vekili kaza tespit tutanağında her iki araca da kusur verildiğinden bahisle, sadece müvekkili tarafından sigortalı karşı araç sürücüsünün kusurlu olduğuna yönelik raporun yeterli olmadığını ileri sürmüş ise de; meydana gelen kazada her iki aracın da, davalı tarafından sigortalı olduğu, davacının ise amcasına ait motosiklet ile seyir halinde iken kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kaza tespit tutanağında davacıların sürücü ve yolcu olarak bulunduğu motosikletin şeridinde seyir halinde iken, davalı tarafından sigortalanan kamyonun sağ şeritte seyir hainde iken kontrolsüz olarak sol şeride doğru manevrası sırasında kazanın meydana gelmiş olmasına, bilirkişi raporunda kaza tespit tutanağının değerlendirilerek kusur tespitinin yapılmış olmasına ve kaza tespit tutanağında davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün hızının yüksek olduğuna ilişkin bir tespit veya bulgu yer almamasına, alınan kusur raporu dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun olmasına göre davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekili geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını, sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’nda olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararı ve zararın kapsamı 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, bedensel zararlardan sorumlu olan davalıdan talep edebilir. Öte yandan kaza tarihinde ve mahkemece verilen karar tarihinde KTK’nın 90. maddesinde Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden değildir. 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri bu yasa kapsamı içerisinde bulunmadığından (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinafı yerinde olmadığı gibi, davacı tarafından talep edilen bakıcı gideri de, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri kapsamında bulunmadığından, davalının KTK’nın 98. madde kapsamı dışında kalan tedavi giderlerinden sorumluluğunun sona erdiğine dair KTK’nın 92. maddesinde hüküm bulunmadığından, davalının geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davacının müterafik kusuru bulunduğuna yönelik bir tespitin bulunmaması yanı sıra maluliyetine neden yaralanması nazara alındığında zararın artmasına veya meydana gelmesine neden olduğunun da kanıtlanmamış olmasına, yine yasal süre içerisinde hatır taşımasına ilişkin savunmasının da bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekilinin faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 26/04/2016 tarihinde 2918 Sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi gereğince, sigortanın temerrüdü için Genel Şartlarda belirtilen belgeler ile sigorta şirketine müracaat zorunludur. Davacının eksik evrak ile müracaat etmesi halinde davalının temerrüdü gerçekleşmeyeceğinden davacı ancak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebilir.
Somut olayda davacı yaralanması nedeniyle, maluliyet raporu eklenmeksizin eksik evrak ile müracaat ettiğinden, davadan önce davalının temerrüdü gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalının temerrüdü açılan dava ile gerçekleştiğinden, davacı lehine hükmedilen destek tazminatına dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, 27/04/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığından, davalının faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddi ile, davacı lehine hükmedilen tazminata işleyecek faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmamasına göre HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden davalı yönünden kaldırılmasına, mahkemece davacı lehine hükmedilen tazminatın faiz başlangıcının “02/05/2017 dava tarihi” olarak düzeltilerek, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/07/2019 tarihli, 2017/332 Esas – 2019/609 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
Davacı … … davasının kabulü ile, 5.616,24 TL bakıcı gideri, 5.616,24 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 81.429,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 92.662,11 TL tazminatın 02/05/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … …’e verilmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 6.329,75 TL harçtan 34,84 TL peşin harç ile 374,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 5.920,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı … … tarafından yapılan 211,70 TL posta ve tebligat gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti, dava açılırken ödenen 66,24 TL yargılama harcı ve 374,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.451,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı … …’e ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi gereğince takdir ve tespit edilen 10.162,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … …’e verilmesine,
Davacı … … yönünden açılan davanın 12/03/2019 tarihi itibari ile açılmamış sayılmasına,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı … …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT gereğince takdir ve tespit edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’den tahsili ile davalıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan 1.582,51 TL ve 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 32,50 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 153,80 TL’nin davacı … …’den alınarak davalıya verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.