Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3044 E. 2022/932 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/03/2016 tarihinde davalı…sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı … …’ın kusurlu müvekkilinin ise her hangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faiz oranı ile davalılardan tahsiline, ayrıca 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı … …’dan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 14/03/2018 tarihli dilekçesi ile 1.000,00 TL olarak talep ettikleri maddi tazminatın; 100,00 TL’sinin tedavi gideri, 200,00 TL’sinin kazanç kaybı, 500,00 TL’sinin geçici iş göremezlik, 200,00 TL’sinin daimi iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili 25.04.2019 tarihli dilekçesi ile 500 TL olarak talep ettikleri geçici iş göremezlik tazminatını 20.831,20 TL, 400 TL olarak talep etmiş oldukları sürekli iş gücü kaybı (sürekli kazanç kaybı ve sürekli iş göremezlik kaybı) taleplerini 139.231,17 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın davadan önce müvekkili şirkete usulüne uygun olarak başvuruda bulunmadığından öncelikle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiğini, kazaya karışan aracın müvekkili tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat hesaplaması yapılması halinde belirlenecek tazminattan hatır taşıması indiriminin yapılmasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı…vekili cevap dilekçesinde; davacının usulüne uygun dava açmadığını, sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuruda bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin Ankara’nın … İlçesinde … İşleri Başkanlığına bağlı … camiinde “cami imam hatipliği” yapmakta olduğunu, müvekkilinin dava dışı kursiyer …yakıt masraflarını birlikte karşılamak suretiyle, müvekkilin aracı ile kursa gitmeye karar verip, daha sonra davacı …, yakın arkadaşı kursiyer…vasıtasıyla müvekkiline ulaşarak, o da müvekkilin aracı ile gitmek istediğini, müvekkil ve diğer kursiyerlerin birlikte kursa gittiklerini müvekkilin bu işte hiçbir maddi kazancının olmadığını, müvekkilinin davacı ile ilgilenmek istediğini fakat davacının bu duruma yaklaşmaktan kaçındığını, müvekkili ile iletişimi kestiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazası nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemi ile manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, taraf tanıklarının dinlendiğini ve delillerin toplandığı, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 30/06/2016 tarihli raporunda; davacının meydana gelen kazada yaralanması nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %13,1 oranında kaybettiği, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının tespit edildiği, kusur bilirkişinden alınan raporda … plakalı araç sürücüsü … …’ın olayda %100 oranında kusurlu olduğu, ,,, plakalı araç sürücüsü …’ın olayda kusursuz olduğunun tespit ediliği, itiraz üzerine Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 15/11/2018 tarihli raporda; sürücü … …’ın gece vakti, aydınlatmanın olmadığı, meskun mahal dışında tek yönlü, 7 m. genişliğinde asfalt kaplama, yüzeyi kuru, düz ve eğimsiz devlet yolunda idaresindeki otomobili ile seyri sırasında hızını, hava, yol, zemin ve far ışığı altındaki görüşüne uydurmadan geldiği yol bölümünde önünde aynı yöne seyreden kamyonu ifadesinden de anlaşılacağı üzere sollamak istediğinde, bir anlık dikkatsizlikten dolayı tamamen kendi sevk ve idare hatası sonucu aracının direksiyon hakimiyetini yitirerek, geçmek istediği kamyonun sol ön teker kısımlarına çarpması sonucu meydana gelen olaya sebebiyet vermiş olduğu, olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kural dışı hareketleri nedeniyle davalı sürücünün asli %100 oranında kusurlu olduğunun, diğer aracın sürücüsü dava dışı …’ın ise kamyonu ile seyri sırasında geldiği olay mahallinde kendisini geçme eyleminde bulunan otomobilin sürücüsünün geçme eylemi esnasında sevk ve idare hatası göstererek aracının kontrolünü kaybederek kamyonunun sol ön teker kısımlarına çarpması sonucu meydana gelen olayda bu oluş şartlarında olayı önleme imkanı bulunmadığından kusursuz olduğunun tespit edildiği, Aktüer hesap bilirkişisinden alınan kök rapor sonrası alınan 22/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 20.881,20 TL, sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının ise 139.231,17 TL olduğunun tespit ediliği, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının zararlarını davalılardan talep edebileceği, yine davacının iş bu yaralanması nedeniyle 100,00 TL ulaşım gideri yapmış olacağının mahkemece uygun bulunduğu, fakat davacı tarafça ıslah dilekçesinde kazanç kaybıyla birlikte sürekli iş gücü kaybını 139.231,17 TL ye ıslah edildiği, maddi tazminat kalemlerini açıkladığı dilekçesinde 200 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 200 TL kazanç kaybı talep etmiş olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile 100,00 TL tedavi gideri, 20.831,20 TL geçici iş göremezlik, 139.031,17 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 159.962,37 TL tazminatını davalılardan talep edebileceği, manevi tazminat yönünden ise olay tarihi, davacının yaralanmasının niteliği, kusur durumu ve tarafların sosyal ekonomik durumu göz önüne alındığında 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile “1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE 100,00 TL tedavi gideri, 20.831,20 TL geçici iş göremezlik, 139.031,17 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 159.962,37 TL tazminatın davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 10/11/2016 tarihinden, davalı…yönünden olay tarihi olan 18/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının kazanç kaybı talebinin reddine,
3-10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’dan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; maddi tazminata ilişkin kararın isabetli olduğu halde, manevi tazminatın mahkemece uygun şekilde tespit edilmediğini, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle büyük acı çektiğini, kazanın meydana geliş şekli, davalının olaydan sonraki tutumu, olayda müvekkiline izafe edilebilecek kusurunun bulunmaması, müvekkilinin yaşadığı elem ve sıkıntı, tarafların sosyal ekonomik durumu göz önüne alındığında takdir edilen manevi tazminatın çok düşük kaldığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Kararın hatalı olduğunu, davacının devlet memuru imam olması nedeniyle geçici iş göremezlik zararı oluşmadığı halde geçici iş görmezlik tazminatı hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacının zararının hesaplanması yönünden ise kaza tarihi itibariyle hesaplamanın PMF1931 Yaşam tablosuna göre yapılması gerektiği halde TRH2010 Yaşam Tablosuna ve yeni genel şartlara göre yapılmasının da hatalı olduğunu, mahkemece savunmaları değerlendirilmeden davanın esası hakkında karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağına ve dosya kapsamına göre, davalı … …’ın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, ön ilerisinde seyreden aracı sollamak istediği sırada, direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının sağ yan kısmı ile sollamak istediği aracın sol ön teker kısmına çarpması ile kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Kaza neticesinde, devlette kadrolu imam olan ve kaza yapan araçta yolcu olarak bulunan davacının … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’dan alınan maluliyet raporuna göre %13,1 oranında vücut çalışma gücünü kaybettiği ve 6 ay süre ile iş göremez kaldığının tespit ediliği görülmüştür.
Aktüer Hesap bilirkişisinin, davacının geçici iş göremezlik zararı ve sürekli iş göremezlik zararı oluştuğu kabul edilerek yaptığı hesaplama çerçevesinde davanın esası hakkında karar verilmiştir.
1-Davalının hükmedilen maddi tazminata yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Yargıtay 17. H.D.’nin 2016/4734 E. – 2019/1208 K. Sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere davacı geçici iş göremez kaldığı süre içerisinde çalışmaksızın gelirini almış ise, geçici iş göremezlik zararı oluşmayacağından, bu dönem için ancak çalışamamaktan kaynaklanan gelir kaybı var ise bu miktarı, zarar verenden talep edebilir.
Somut olayda … İşleri Başkanlığına bağlı imam olarak çalışan davacının kaza tarihinde fiilen görevde olduğu dosyaya sunulan SGK Hizmet dökümünden anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıya geçici iş göremezlik süresi içerisinde gelirinde azalma olup olmadığı açıklatılarak, gelirinde azalma olduğunun ileri sürülmesi halinde geçici iş göremez kaldığı sürede gelir kaybı bulunup bulunmadığı hususunda çalıştığı kurumundan geçici iş göremez kaldığı dönem, öncesi ve sonrasına ilişkin gelire esas kayıtlar getirtilerek, gelir kaybı olduğunun tespit edilmesi halinde bu miktar üzerinden geçici iş göremezlik zararı belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hesaplama teknik ve yöntemlerine de açıkça aykırı şekilde geçici iş göremez kaldığı tarihteki geliri yerine kazadan 3 yıl sonra olan hesap tarihindeki asgari ücretin 1,69 katı üzerinden hesaplama yapılarak karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Bunun yanı sıra, davacının sürekli iş görmezlik zararları yönünden bilinen dönem zararları davacının gerçek geliri üzerinden, bilinmeyen aktif dönem zararı da son geliri nazara alınarak hesaplanması gerektiği halde, aktüer hesap bilirkişi tarafından bilinen dönem maluliyet zararının gerçek gelir yerine kaza tarihindeki gelirinin asgari ücrete oranı ile tespit edilen 1,69 katı kadar olduğu kabul edilerek, bilinen dönemin tamamının 2019 yılı asgari ücretinin 1,69 katına göre hesaplanmış olması, ayrıca mahkemeyi ve tarafları yanıltır şekilde “muhtemel yaşam süresi sonuna kadar hesaplama yapıldığı belirtilmesine rağmen “tam hayat anüitesi” uygulanarak “99 yaşına” kadar hesaplama yapılmış olması da doğru görülmediğinden, davalının hükmedilen maddi tazminata ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
2-Davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davacı taraf tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu ileri sürmektedir.
Davacının manevi tazminat istemi TBK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacı tarafın sosyal ekonomik durum araştırılmış ise de, davalının sosyal ekonomik durumuna ilişkin bir araştırma yapılmamıştır. Davalının sosyal ekonomik durumu da araştırılarak yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde hakkaniyete ve nesafete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru olmadığından davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmadan karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, hüküm davacı yönünden sadece manevi tazminata yönelik istinaf edilmiş olması da nazara alınarak; davalıların maddi tazminata ilişkin usulü kazanılmış hakları gözetilerek; öncelikle davacının manevi zararına ilişkin talebi yönünden davalının sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma yapılarak bu husustaki eksiklik giderilerek, ayrıca davacıya geçici iş göremezlik zararı olup olmadığı hususları açıklatılarak, kaza tarihinden itibaren gelirine ilişkin bodrolar çalıştığı kurumdan getirtilerek, dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek, hükmün maddi tazminat yönünden davacı tarafından istinaf edilmemiş olması nedeniyle kaldırılan karara esas alınan rapor tarihindeki verilere göre varsa geçici iş göremezlik zararına ilişkin ve sürekli iş görmezlik zararlarına ilişkin olarak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından içtihat değişikliğine giderek TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin tespit edilerek ve “progresif rant yöntemine” göre hesaplama yapılması kabul edildiğinden, bu yönteme göre hesaplamanın yapıldığı rapor alınarak, maddi tazminat talebinin davacı ve davalı … tarafından istinaf edilmemiş olması nedeniyle istinaf etmeyenler açısından oluşan usulü kazanılmış haklarda gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/09/2019 tarihli 2017/118 Esas 2019/603 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-… İcra Müdürlüğünün 2019/1912 Esas sayılı dosyasına depo edilen 260.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.