Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3030 E. 2022/1102 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3066
KARAR NO : 2022/1103

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : 2018/502 Esas 2019/519 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/08/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının sakatlanarak kısmi kalıcı şekilde iş göremez hale geldiğini, bu nedenle gerek maddi gerekse manevi olarak hezeyana uğradığını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde sigortalı olduğunu ve meydana gelen kazada kusurlu bulunduğunu, davacının yaya olduğu ve kusurunun bulunmadığını, davacının aciz durumunda bulunması nedeniyle davalı … şirketi tarafından yapılan 7.874,09 TL ödemenin davacı tarafından alındığını ancak imzalanan ibranameyi kabul etmediklerini belirterek şimdilik 3,00 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2,00 TL daimi ve/ya geçici bakım ve/ya bakıcı gideri ve 2,00 TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 10,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza nedeniyle oluşturulan hasar dosyasında davacıya 7.874,09 TL ödeme yapıldığını, ödeme nedeniyle davacıya karşı davalının sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalının poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, yapılan ödemenin güncellenmesi gerektiğini, poliçe genel şartları gereği özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe uygun olarak rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller, dosya kapsamı ve ceza dosyasındaki taraf ifadeleri uyarınca, davalı … şirketinin, davacıya çarpan … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi kapsamında sigortalayanı olduğu, 2918 sayılı KTK’nın emredici nitelikteki 111. maddesinin 1. fıkrasında, bu kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, 2. fıkrasında ise tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşma veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebileceği düzenlemesine yer verilmesi karşısında, bilirkişi incelemesi neticesinde davacıya yapılan ödemenin açıkça yetersiz olduğu anlaşılmakla, Mahkemece davacının dava açmakta menfaati olduğu ve sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği kanaatine varıldığı, davalı … şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün yönetimindeki araca ait arka kapağı emniyetli şekilde kapatmaması nedeniyle kapağın açılarak yol kenarında yürüyen davacı yayaya çarpması suretiyle meydana gelen kazada yaralanan davacının kusursuz, sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün ise tam kusurlu olduğu, sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödemenin hesap tarihi itibari ile güncellendiği ve maluliyete ilişkin bu ödemenin mahsubu neticesinde, bilirkişi raporunda hesap edilen; davacının 12.242,07 TL geçici iş göremezlik, 53.596,30 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 5.332,50 TL bakıcı gideri alacağı ve 775,00 TL tedavi gideri alacağı olmak üzere davacı tarafından 71.945,87 TL talep edilebileceği kanaatine varıldığı, davalıya sigortalı aracın ticari araç olması nedeniyle ve davacı tarafından temerrüt tarihine ilişkin açık beyanda bulunulmaması ve hasar dosyasından da temerrüt tarihinin anlaşılmaması karşısında sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı anlaşılan 06/06/2018 tarihinde temerrüdün gerçekleştiğinin kabulü ile 06/06/2018 tarihinden itibaren avans faizi talebinin de yerinde görüldüğü gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile 53.596,30 TL daimi iş göremezlik bakiye tazminatı, 12.242,07 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.332,50 TL bakıcı gideri alacağı, 775,00 TL tedavi gideri alacağı olmak üzere toplam 71.945,87 TL alacağın 06/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … şirketi vekili istinaf dilekçesinde, kusur oranına itiraz ettiklerini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, sürekli iş görmezlik derecesinin tespitine ilişkin raporun usulsüz olduğunu, raporun tebliğ edilmediği ve savunma hakkının kısıtlandığını, davacının şeker hastası olduğunu, illiyet bağının araştırılması gerektiğini, şirketçe ödeme yapılan tarihe göre hesaplama yapılarak ödeme tarihinde zararın karşılanıp karşılanmadığı hususunun araştırılması gerekirken doğrudan güncelleme yapılmasının kabul edilemeyeceğini, geçici iş göremezlik ödeneği ve bakıcı giderinden SGK’nın sorumlu olduğunu, bakıcı giderinin brüt asgari ücret üzerinden hesaplanamayacağını, net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Bu durumda, davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının zararının ve hak kazanacağı tazminat hesabının ödeme tarihindeki verilere göre yapılması, hesaplanan bu bedel ile sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin KTK 111.maddede belirtildiği şekilde yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, yeterli olduğunun tespiti halinde davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi, yetersiz olduğunun tespiti halinde bu kez hesap tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya dava tarihinden önce yapılan ödeme tutarının, ödeme tarihinden tazminatların hesaplandığı tarihe kadar geçen süredeki işlemiş yasal faiziyle birlikte güncellenmiş değerlerinin, davacı için hesaplanan tazminatlardan düşülmesi suretiyle davacının gerçek zararının belirlenmesi gerekir.
Somut olayda anılan ilkelere göre davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle davacının zararı hesaplanmamış ise de, davalı … şirketi tarafından davacının % 8 maluliyet oranına göre ödeme yapıldığı, maluliyet oranının Mahkemece % 52 olarak belirlendiği gözetildiğinde bu husus sonuca etkili görülmemiştir.
Davalının geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinin sorumlulukları kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi yönünden ise; SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş göremezlik zararlarından ve bakıcı giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 sayılı yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının ve geçici bakıcı giderlerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması karşısında; ikincil norm olan Genel Şartlar ile kanunla belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığından ve kanunen sorumluluğu bulunmayan SGK’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalının bakıcı giderinden ve geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Yine, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/6/2021 tarih ve 2021/2457 Esas, 2021/3304 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği tazminat hesap biçimi kaldırma sebebi yapılamayacağından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Diğer taraftan, usulüne uygun olarak belirlenen bakıcı ihtiyacı nedeni ile brüt asgari ücret üzerinden bakıcı gideri hesaplanması yerinde bulunmuş, her ne kadar davalı vekili maluliyete ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun tebliğ edilmediğini iddia etmişse de, raporun tebliğ edildiği ve davalının itiraz dilekçesi ibraz ettiği, savunma hakkının kısıtlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.914,63 TL karar harcından peşin alınan 1.228,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.685,98 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.