Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3023 E. 2022/765 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2019
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 08.06.2016 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacının idaresinde bulunan motosiklete çarpması sonucunda davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50,00 TL geçici, 50,00 TL sürekli işgücü kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında geçici işgücü kaybı tazminatını 5.203,96 TL, sürekli işgücü kaybı tazminatını 28.233,36 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, sürekli işgücü kaybı tazminatından ve kanıtlanan gerçek zararından poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, davacıya SGK tarafından yapılan ödemelerin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; 08.06.2016 tarihinde meydana gelen kazada davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının kullandığı motosiklete çarpması sonucunda davacının yaralandığı, sigortalı araç sürücüsünün kavşağa girerken dikkatsiz olması sarı ışıkta giriş yapması nedeniyle tam kusurlu olduğu, ….. Başkanlığı tarafından düzenlenen 26.09.2018 tarihli raporda davacının kaza nedeni ile 4 ay geçici işgöremez halde kaldığı ve %4 oranında sürekli işgücü kaybına uğradığının belirtildiği, … poliçesinin düzenlendiği tarihte geçerli genel şartlara ve yerleşik yargısal kararlar uyarınca düzenlenen 16.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının geçici işgücü kaybı zararının 5.203,96 TL, sürekli işgücü kaybı zararının 28.233,36 TL belirtildiği, raporun yeterli açıklıkta, doğru verilerle hazırlanmış olduğundan hükme esas alındığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 28.233,36 TL sürekli iş gücü kaybı, 5.203,96 TL geçici iş gücü kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; geçici işgöremezlik tazminatı ve bu döneme ilişkin bakıcı giderinin … teminatının kapsamı dışında olduğunu, 2918 Sayılı Kanunun 90. Maddesi gereğince genel şartlarda öngörülen usul ve esasların uygulanması gerektiğini, genel şartlar kapsamında geçici iş göremezlik tazminatı talebi ile bu döneme ilişkin bakıcı gideri teminatı kapsam dışında olup, 2918 Sayılı Kanunun 90. Maddesi ve Genel Şartlar kapsamında geçici işgöremezlik dönemine ve yine bu döneme ilişkin bakıcı giderine ilişkin bir teminat ve içeriğinin poliçede bulunmadığını, davacının sürekli özür oranının %4 olarak kabulünün hatalı olduğunu, ilgili kurum tarafından düzenlenen raporların dosya üzerinden verildiğini, yapılan değerlendirmenin en sonuncusunun 09.10.2017 tarihli…..Dalındaki 09.10.2017 tarihli muayeneye dayandırıldığını, bu raporun ise yaklaşık bir sene sonra 26.09.2018 tarihinde düzenlendiğini, rapor düzenleme tarihi itibari ile hastanın son durumunun tetkik edilmediğini, kemik kırıklarında nihai değerlendirmenin en az 18 ay sonra yapılabileceğinin adli tıp tarafından kabul edilmiş iken kazadan bir sene sonraki bulgular üzerinden tedavi süreci sonuçlanmadan rapor düzenlenmesinin doğru olmadığını, kaldı ki 09.10.2017 tarihli muayenede sol omuzda ara sıra ağrı olduğu, fizik tedavi alınmadığı, 40 gün sonra işe dönüldüğü, günlük işlerini tek başına yerine getirdiği bilgisinin kişiden alındığı, 09.10.2017 tarihli radyografide kaynamış kırık hattı izlendiğinin belirtildiğini, kişi muayene edilmeden ve görülmeden verilen 26.09.2018 tarihi itibari ile kişinin iyileşme durumunun dikkate alınmadığını ve %4 maluliyetin tıbbi ve fiziki karşılığı bulunmadığını, aynı hastane tarafından düzenlenen 30.10.2017 tarihli raporda maluliyet oranının 2,3 olarak belirlendiğini, tazminat tutarına ilişkin aktüeryal hesaplama yönünden itirazlarının dikkate alınmadığını, raporda, bilinen sürekli iş görmezlik hesabında ilgili dönemlere ait net asgari ücretlerin kullanılması gerekirken 2019 yılı net asgari ücretinin kullanıldığını, raporda, aktif dönem için hesaplanan irat katsayısının olması gerekenden daha yüksek belirlendiğini, hatanın nedeninin peşin değer formülü olan; ax,n = (Nx – Nx+n) / Dx hesabında Nx değerinde mağdurun hesap tarihindeki yaşının dikkate alınmayıp, olay tarihindeki yaşı olan N33 değerinin kullanıldığını, bu uygulamanın davalı aleyhine olduğunu, bilirkişi tarafından hesaplanan irat katsayısı aktif dönem (N33-N60) / D34 = 21,38, olarak hesaplandığının ancak (N34-N60) / D34 = 20,37 olması gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının EK:3 Madde:7 “Tazminat, ax,n formülü ile hesaplanır. Tazminat hesaplanırken “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülü esas alınır. Bu formülde kullanılacak yaş parametresi (x) hesap yapılacak mağdurun yaşını, hesaplamanın hangi süre için yapılacağını gösteren parametre (n) ise sürekli sakatlığa uğrayan kişinin muhtemel yaşam süresini göstermektedir.” şeklinde düzenlendiğini, bu kapsamda bilinen sürekli iş görmezlik hesabında her dönem için geçerli olan asgari ücretlerin kullanılması gerekirken 2019 yılı asgari ücretin kullanılması ve aktif dönem için hesaplanan irat katsayısının olması gerekenden daha yüksek belirlenmesi sebebi ile sürekli maluliyete ilişkin tazminat tutarının olması gerekenden daha yüksek belirlendiğini, davacının ıslah talebi hatalı bilirkişi raporuna dayanmakta olup, kişinin sürekli maluliyetinin %4 olmasının tıbben ve fiziken mümkün olmadığını, tazminata uygulanacak faizin yasal faiz olduğunu, davalının temerrüde düşmediğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 08.06.2016 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacının idaresinde bulunan motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre dava konusu olayın 08.06.2016 tarihinde meydana geldiği, davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk … poliçesinin 29.04.2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlendiği anlaşılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı…. yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının … Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir
TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) “destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, …. Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılmış, hesaplamada tazminata esas alınacak ücretin asgari ücret olduğu belirtilerek 4 ay geçici iş göremezlik süresi için 2016 yılı 6 ayındaki asgari ücret esas alınarak 5.203,96 TL geçici iş göremezlik tazminatı belirlenmiş, 2016 yılından itibaren başlayan bilinen dönem hesabında ise aktüer raporunun düzenlendiği tarihi olan 2019 yılına kadar olan dönem için sırasıyla 2017 yılında uygulanan asgari ücret, 2018 yılında uygulanan asgari ücret ve 2019 yılında uygulanan asgari ücretlerin esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken rapor tarihi olan 2019 yılında uygulanan 2.020,91 TL asgari ücretin 2016 yılından itibaren tüm bilinen dönem hesabında uygulanarak hatalı tazminat belirlenmiş olması ve bu rapora göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak bilinen dönem için tazminat hesabında geçici iş göremezlik süresinin bitiminden itibaren ilk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan rapor tarihine kadar yıllara göre asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması ve istinafa başvuran taraf yararına oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.