Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3020 E. 2022/701 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 20.07.2016 tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresinde olup davalı şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın tek taraflı olarak karıştığı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremez halde kalacak derecede yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, dava öncesi davalı şirkete 26.01.2017 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile başvuruda bulunulmuş ise de bir sonuç alınamadığını, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin maddi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL geçici, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ve 100,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davacı tarafından davalı … şirketine karşı malul kaldığı iddiasıyla derdest tazminat davası açıldığı, adli tıp raporuna göre davacının dava konusu kazadan dolayı %5 oranında sürekli işgörmezlik ve 3 ay geçici iş göremezlik durumunda kaldığı, kazada davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan araç sürücünün %100 kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği geçici iş gücü kaybı zararının 3.902,97 TL, sürekli iş gücü kaybı zararının 20.982,36 TL olduğu, bu zarardan davalı … şirketinin ZMMS poliçesine istinaden sorumlu olduğu anlaşıldığından dava ve artırım dilekçesinin kısmen kabulü ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden belirlenen meblağın davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği , dava konusu kazadan dolayı davacının bakıcı ihtiyacı ve buna yönelik zararın bulunmadığından bu kaleme yönelik talebin reddi gerektiği gerekçesiyle, davacının dava ve ıslah talebinin kısmen kabulüne, 3.902,97 TL geçici iş göremezlik, 20.982,36 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 24.985,33 TL.nin 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının bakıcı gideri tazminatına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemece kusur incelemesi yapılmaksızın eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğunu, aktüer raporunda ise kusur incelemesi yapılmamış olması sebebiyle %100 kusur üzerinden hesaplama yapıldığını, müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olacağından öncelikle kusur durumunun netleştirilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun, rapor vermeye yetkili sağlık kuruluşlarınca mevzuata uygun olarak düzenlenmemiş olup maluliyet tespitinin ATK 3. ihtisas kurulu tarafından yapılması gerektiğini, dava dosyası kapsamında alınan 06.12.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde özür oranının %5 olduğunun tespit edildiğini, raporun “Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu” tarafından düzenlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ödeneğinin teminat kapsamında bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkil oldukça mağdur olduğundan adli tıp raporuna itiraz etmekle birlikte müvekkilin daha fazla hak kaybına uğramaması adına bedel artırım dilekçesi sunulduğunu, hükme esas alınan adli tıp raporunun müvekkilin gerçek maluliyetini yansıtmaktan oldukça uzak olduğunu, davalı taraf, kusur raporu alınmadığını iddia etse de kaza tespit tutanağında kusur tespiti yapılmış olmakla birlikte davaya konu trafik kazasının tek taraflı ve müvekkilin yolcu konumunda iken yaralanması ile sonuçlandığını, hal böyle iken ayrıca kusur raporu alınmasını yerel mahkemenin uygun görmediğini, davalı taraf her ne kadar işbu olayla ilgili Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre adli tıp raporu alınması gerektiğini iddia etse de zaten hükme esas olarak Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Kurumundan müvekkile ait Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre rapor alındığını ve bu rapora göre hesaplama yapılarak hüküm kurulduğunu geçici iş göremezlik ödeneğinin teminat kapsamında bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
20/7/2016 tarihli kaza tespit tutanağında direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücünün yaptığı tek taraflı kazada 2918 sayılı KTK’nın 47/1.d maddesini ihlal ettiği yönünde görüş belirtildiği, kaldı ki dosyada tazminat talep eden davacının tek taraflı kaza yapan araç içinde yolcu konumunda olup, kazanın oluşunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmakta olup, bu yöne ilişkin istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi; TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, … Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı)
Bu itibarla, hükme esas alınan aktüer bilirkişinin tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak (taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) hak sahiplerinin bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmış ise de, progresif rant yöntemi yerine 1.8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
Bu gerekçeler ile davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen şekilde deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi bakımından, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/07/2019 tarih, ve 2017/766 Esas, 2019/530 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin sair, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde taraflara iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2019/11395 esasına yatırılan 45.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.