Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/302 E. 2021/998 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2018
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/11/2015 tarihinde, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı … AŞ tarafından ZMMS ile sigortalı minibüs ile davalı …’ın sürücüsü olduğu ve davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMMS ile sigortalı aracın çift taraflı kazası neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle zararlarından davalıların sorumlu olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 7.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’tan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 17/09/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi, dava değerini … AŞ için 42.456,51 TL, … AŞ için 127.456,50 TL olmak üzere 169.142,01 TL olarak talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili tarafından sigortalanan araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı kazada, davacının yaralandığından bahisle tazminat talep ettiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, ayrıca … tarafından yapılan ödeme var ise mahsubunun gerektiğini, davacının faiz talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … AŞ (… AŞ) vekili cevap dilekçesinde; kaza esnasında, davacının müvekkili tarafından, sigortalanan servis aracında yolcu olarak bulunduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsünün kusurlu olduğunu müvekkilinin ise kusurunun bulunmadığını, kazanın diğer araç sürücüsünün aşırı hızlı olması ve aracın kontrolünü kaybederek, müvekkilinin şeridine girmesi nedeniyle meydana geldiğini, müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, bu nedenle müvekkilinin davacının talep ettiği maddi ve manevi zararlardan sorumlu olmadığını, davayı kabul etmemekle beraber davacının emniyet kemerini takmaması halinde müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, davacının talep ettiği manevi tazminatında fahiş olduğunu, davacının maddi tazminat talebi yönünden … tarafından ödeme yapılmış ise tazminattan indirilmesi gerektiğini, ayrıca davacının faiz talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı, nüfus kayıtları, … kayıtları, hasar dosyası ve tedavi evraklarının dosyaya kazandırıldığı, tanıkların dinlendiği…. alınan rapora göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın %75 oranında, diğer araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, … Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan rapora göre ise davacının kaza nedeniyle %27,2 oranında maluliyetinin ve 4 ay geçici iş göremez kaldığının tespit ediliği, Aktüer hesap bilirkişisinden alınan rapora göre ise davacının geçici iş göremezlik zararının 1.496,68 TL, sürekli iş göremezlik zararının 168.445,53 TL, toplam zararının 169.942,01 TL olduğu, … AŞ’nin kusuruna isabet eden miktarın 127.456,51 TL, … AŞ’nin kusuruna isabet eden miktarın, 42.485,50 TL olduğunun tespit ediliği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının talebi doğrultusunda sigorta şirketlerinin, sigorta limiti ve kusura isabet eden miktarlara göre, davalı …’ın ise tazminatın tamamından sorumlu olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmesine talep doğrultusunda karar verildiği, davacı tarafından talep edilen manevi tazminatın ise, olayın özelliği davacının maluliyeti davacının kaza sonrası duyduğu acı ve eleme göre uygun olduğu gerekçesi ile; davacının davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının kabulü ile 1.496,48 TL geçici iş göremezlik zararı ve 168.445,53 TL maluliyet zararı olmak üzere toplam 169.942,01 TL maddi tazinatın, davacı vekilinin 17/09/2018 tarihli dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak, davalı … AŞ’nin 42.485,50 TL’sinden, … AŞ’nin 127.456,51 TL’sinden dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizini geçmemek üzere en yüksek reeskont faizi ile birlikte ve ZMMS poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalı …’ın ise 169.942,01 TL’den kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizini geçmemek üzere en yüksek reeskont faizi ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının sigorta şirketleri yönünden kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin ise reddine, davacının manevi tazminata ilişkin istemin ise kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizini geçmemek üzere en yüksek reeskont faizi ile davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının ıslah dilekçesinde müvekkilinden maddi tazminata ilişkin talepte bulunmamış olmasına rağmen müvekkilinin tazminatın tamamından sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat yönünden ise 7.000,00 TL manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde, çift taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığından ve maluliyeti meydana geldiğinden bahisle belirsiz alacak davası ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen geçici ve sürekli iş göremezlik zararına karşılık fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, ayrıca davalı …’tan 7.000,00 TL manevi tazminat istemiştir.
Davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesinde; dava konusu olan manevi tazminat istemi, 6098 sayılı TBK’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir. Somut olayda, kaza tarihinde davacı 26 yaşında bekar olup, kazanın meydana gelmesinde araç içerisinde kusursuz yolcu konumundadır. Alınan maluliyet raporuna göre ise %27,2 oranında maluliyeti meydana geldiği ve 4 ay geçici iş göremez kaldığı anlaşılmaktadır. Yaralanmanın boyutları, kazanın ve yaralanmanın oluş şekli, kaza tarihi, davacının kaza tarihindeki yaşı ve sürekli maluliyetinin meydana gelmiş olması, tarafların sosyal ekonomik durumları ve yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarı; duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve uygun olduğundan davalı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf istemi de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf talebine gelince; Davalı vekili müvekkili hakkında verilen kararın dava dilekçesindeki talebi aşar şekilde verildiğini, davanın müvekkili açısından ıslah edilmediğini iddia etmiştir. Uyuşmazlık davada davalı … hakkındaki taleplerin ıslah edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili, bilirkişi tarafından geçici iş göremezlik zararının 1.496,48 TL olarak, sürekli iş göremezlik zararının ise 168.445,53 TL olmak üzere toplam 169.942,01 TL olarak tespit edilmesi üzerine 17/09/2018 tarihli ıslah dilekçesinde “… için manevi tazminat talebi:7000,00 TL’nin yasal faizi ile ödemesinin yapılmasına, sigorta şirketlerinden manevi tazminat talebi yoktur. Maddi tazminat için; Halk sigortanın 42.485,50 TL ödemesi , … AŞ için 127.456,51 ödemesi” denilerek, ıslah sonucu dava değeri 169.142,01 TL artırılarak davanın en yüksek reeskont faiziyle birlikte kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini dava dilekçesinde müşterek ve müteselsil olarak davacılardan talep etmişken, ıslah dilekçesinde sigorta şirketlerinden kusurları oranında tazminat talep etmiş, davalı …’tan dava dilekçesindeki talebinde değişikliğe gitmemiş, dava değeri bu davalı yönünden artırılmamıştır.
Davanın HMK’nın 176 vd maddeleri gereğince, tam ıslahı mümkün olduğu gibi, kısmen ıslahı da mümkündür. Diğer yandan dava değerinin ıslah yolu ile artırılması halinde, ihtiyari dava arkadaşı olan davalıların bir kısımı yönünden dava değerinin artırılmasında yasal bir engel de bulunmamaktadır. Davacı vekili ıslah dilekçesinde, davalı …’tan olan manevi tazminata ilişkin taleplerini yinelemiş, ayrıca diğer davalılardan talep ettiği maddi tazminat miktarını artırmışken, davalı …’tan talep edilen maddi tazminat miktarını artırmamıştır. Bu durumda davalının ıslahının kısmi ıslah olmasına göre, kendisi hakkındaki dava ıslah edilmeyen davalı …’ın dava dilekçesindeki talepler çerçevesinde sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde bilirkişi tarafından hesap edilen tazminatın tamamı üzerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş, davalı … vekilinin buna ilişkin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Buna göre, davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hatanın yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre kararın düzeltilerek HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğice, mahkeme kararındaki istinaf edilmeyerek kesinleşen, yahut istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek kesinleşen yönler korunarak, karar vermek gerekmiş, buna göre davacı tarafından, davalılardan dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5000,00 TL talep ediliğinden, diğer davalılar hakkındaki dava değeri ıslah dilekçesi ile artırılmış iken, davalı … hakkındaki talep yönünden dava değeri ıslah edilmediğinden , bu davalı yönünden davanın taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/10/2018 tarihli …. Karar sayılı kararın, KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 1.496,48-TL geçici iş göremezlik zararı ve 168.445,53-TL maluliyet zararı olmak üzere toplam 169.942,01-TL maddi tazminattan davacı vekilinin 17/09/2018 tarihli dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak davalı … A.Ş.’nin 42.485,50-TL’sinden iş bu dava tarihi olan 10/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizini geçmemek üzere en yüksek reeskont faizi ile birlikte ve ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı olması, davalı … A.Ş.’nin 127.456,51-TL’sinden iş bu dava tarihi olan 10/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizini geçmemek üzere en yüksek reeskont faizi ile birlikte ve ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı olması, davalı …’ın ise 5.000,00-TL’lik kısmından trafik kaza tarihi olan 18/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizini geçmemek üzere en yüksek reeskont faizi ile birlikte sorumlu olması koşulu ile müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının davalı …’tan fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2- Davacının davalı … şirketleri yönünden hükmedilen maddi tazminatlara kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik isteminin reddine,
3- Davacının davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının kabulü ile, 7.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 18/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizini geçmemek üzere en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
4- Karar altına alınan maddi tazminat yönünden alınması gereken 11.609,00 TL karar harcından peşin alınan 40,99 TL harcın ve ıslah ile alınan 546,29 TL harcın mahsubuna, bakiye 11.021,72 TL harcın davalılardan alınarak (davalı … yönünden 341,55 TL ile sınırlı olmak üzere) Hazine’ye gelir kaydına,
5- Karar altına alınan manevi tazminat yönünden alınması gereken 478,00 TL karar harcının davalı…tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6- Maddi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 40,99 TL peşin harç 546,29 TL ıslah ile alınan harç, 1.394,90 TL posta giderleri ile, adli tıp, talimat ve bilirkişi ücretleri toplamı 2.011,38 TL yargılama gideri (davalı … 1766,62 TL ile sınırlı olmak üzere) ile 16.147,00 TL vekalet ücretinin (davalı … 2.180,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7- Takdir olunan manevi tazminat yönünden belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı…’ tan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8- Davalı … A.Ş yönünden yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı … tarafından yatırılan 3021,75 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı …’a iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V- Kararın taraflara usulüne uygun tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.