Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2019
NUMARASI ……
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/04/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 04.06.2012 tarihinde davalı … şirketine … ile sigortalı aracın davacının eşi …’e çarparak ölümüne neden olduğunu, müteveffanın … emeklisi olup, aynı zamanda arıcılık ve çiftçilik yaparak gelir elde ettiğini, müteveffanın ölümü ile davacı eşin destekten yoksun kaldığını, davalı şirkete yapılan başvuru sonrasında bir kısım ödeme yapıldığını, ancak, bu ödemenin gerçek zararı karşılamadığını belirterek HMK.nın 107. maddesi gereğince 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 25.286,93 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davacıya 05.09.2013 tarihinde 10.940,07-TL ödeme yapıldığını, 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın tam kusurlu olduğunu, yapılan ödemenin davacının zararını karşılayıp karşılamadığının tespiti ile eğer zarar karşılanmamış ise yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren güncellenerek hesaplanacak olan miktardan mahsubu gerektiğini, desteğin 1948 doğumlu, 64 yaşında emekli ve pasif dönem içerisinde olduğunu, müteveffa gerçekten çiftçilik ve arıcılık ile uğraşıyor ise tarım yaptığı araziler kaza ile beraber yok olmadığı için davacının müteveffanın desteği açısından bir zararının olmadığını, bu sebeple, tazminat hesabında asgari ücretin baz alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; müteveffa yaya …’in %75 oranında, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü …’in %25 oranında kusurlu olduğu, davalı … şirketi tarafından davacıya 05.09.2013 tarihinde 10.940,07-TL tazminat ödemesinde bulunulduğu, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada, destekten yoksun kalma zararının davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme ile karşılanmadığı, rapor tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada …’in, 41.476,43-TL tutarında destekten yoksun kalma zararının bulunduğu, davalı … şirketi tarafından yapılan ödemenin tenzil edilmesiyle, bakiye 25.286,93-TL karşılanmamış maddi zararının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile: 25.286,93-TL destekten yoksun kalma tazminatının 05.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının desteği müteveffa …’in kazanın meydana gelmesine kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini, davacının desteği araçların süratle ilerlediği kara yolunda, dikkatsizce, dalgınlıkla ve kontrolsüz bir şekilde karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı,sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, vergilendirilmiş resmi gelirin tazminat hesaplamasına esas alınması gerektiğini, vergilendirilmiş ve belgelendirilmiş gelirin bulunmadığı durumlarda hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğinin … Genel Şartlarının Ek-2. maddesinde de belirtildiğini, bu değişiklikle birlikte artık sosyal ekonomik durum araştırmalarının, tanık anlatımlarının, meslek odaları yazılarının hesaplamaya esas alınacak gelirin belirlenmesinde bir önemi kalmadığını, tazminat hesabına dayanak olacak olan gelirin fahiş olduğunu, davacıya miras yoluyla intikal eden araziler ve arı kovanları üzerinden meslek … yazıları baz alınarak gelir tespitinde bulunulmuş ise de, mahkemece – davacının desteği, kaza ile beraber tarım yaptığı tüm arazilerini ve arıcılık yaptığı arı kovanlarını da kaybetmiş gibi – ölenin gelirinin asgari ücretin 2,88 katı üzerinden tazminat hesabı yapıldığını, yerleşik Yargıtay kararlarına göre tarım arazisi veya aracılıktan elde edilecek gelirin kendi yaptığı işi bir başkasına yaptırması durumunda o kişiye ödenecek ücretin esas alınması gerektiğini, tazminat hesaplamasında ölçü alınacak olan yalnızca ölenin veya malul kalanın bedensel ve düşünsel üretimi ile yardım ve hizmet ederek sağladığı desteklik olup, bu hesaba: ölenin mirası ile miras gelirleri ve malvarlığından kaynaklanan gelirler (kira gelirleri, işyeri gelirleri, şirket kâr payları, banka faizleri, değerli kâğıtların getirileri vb) katılmayacağını, davacının öncelikle çiftçi olduğunu resmi belgelerle ispat etmesi, akabinde davacının yerinde bedenen çalışabilecek üçüncü bir kişinin kazanabileceği ortalama ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, davacı eğer gerçekten çiftçi ise ve arı sürüsü mevcutsa tarım yaptığı araziler ve arı sürüsü ölenle birlikte beraber yok olmadığı için müteveffa yaşamını yitirmiş olsa da, araziler aktif bir şekilde işletilerek ve aracılık yapılarak davacıya gelir getirmeye devam edebileceğini, (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 01.06.2000 tarih, 2000/3098 Esas ve 2000/5316 Karar sayılı ilamı) ölenin gelirinin hesaplanmasında esas alınan meslek … yazılarında elde edilebilecek gelir belirtilirken; bilirkişi tarafından bu miktar olduğu gibi alındığını, bu işlerin bir maliyet ve giderinin olduğu hesaba katılmadığını, tazminat hesaplamasının asgari ücret baz alınarak yapılması gerektiğini müteveffa … 1948 doğumlu olup kazanın meydana geldiği sırada 64 yaşında olduğunu, mütevveffa emekli olup hayatının pasif döneminde olduğundan pasif dönemde tarım ve arıcılıkla uğraşması sonucu elde ettiği ek gelir sabit geliri sayılamayacağından davacı yanın zararının, asgari ücret baz alınarak hesaplanması gerektiğini, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığı tespit edilmeden yapılan tazminat hesaplamasının doğru olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya … ile sigortalı aracın davacının desteği olan yayaya çarptığını belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Dava dilekçesinde desteğin …’dan emekli olduğu, çiftçilik ve arıcılık işi ile uğraştığı beyan edilmiş, mahkemece … gelen yazı cevaplarında desteğin 1 arı sahibi olduğu, hayvan sayısının 70 olduğu, 2012 yılında 70 arılı kovandan 1400 kg bal elde edileceği, yıllık gelirin 9.800,00 TL olduğu belirtilmiş, çiftçilikten ise ekip diktiği ürünlere göre 13.000,00-14.000,00 TL gelir elde edeceği bildirilmiş, hükme esas alınan aktüerya raporunda … odasından bildirilen arıcılık için 9.800,00 TL, çiftçilikten elde edeceği 13.500,00 TL olmak üzere yıllık 23.300,00 TL, aylık 1.94166 TL olacağı ve 2012 yılı asgari ücretinin 2.88 katı gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamından davacının, … … Başkanlığı yazısına göre çiftçilik belgesi bulunduğu, ve 70 arısının olduğu anlaşılmakla kazadan önce elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli değildir. Destek gibi aylık net sabit geliri olmayan tarımsal faaliyet icra eden, ticari işletmesi bulunan veya serbest olarak mesleki çalışma yapan kişiler yönünden, işletmesine ilişkin bilgiler ile, işletme defteri ve vergi kayıtları, çiftçilik kayıtları ve arıcılık kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde desteğin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret esas alınarak bu miktar üzerinden destek zararının hesaplanması gereklidir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, davacının tarımsal faaliyette bulunduğu taşınmazlarının miktarı, yapılan zirai üretimin niteliği, yılın hangi döneminde ne kadar süreyle tarım yapılabildiği, arı ve kovan sayısı, kişisel özellikleri, kaç yaşına kadar zirai üretimde bizzat çalışmaya devam edebileceği, bedensel katkısının ne oranda olduğu, desteğin yerine işin görülmesi için başka birisinin çalıştırılması halinde, ilgili meslek odalarından sorularak bu iş için ne kadar ücretle başka birisinin çalıştırılabileceği hususlarında gerektiğinde uzman bilirkişilerden bilirkişi raporu alınmak suretiyle desteğin çiftçilik ve arıcılık mesleğinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne kadar olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak davalı yararına oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek yeniden yargılama yapılması ve karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2019/12026 Esas sayılı dosyasına yatırılan 53.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.