Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/3000 E. 2022/849 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2018
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03.10.2016 tarihinde, muris …’un, sevk ve idaresinde olan motosiklet ile seyir halinde olduğu sırada, sürücü … tarafından yol üzerinde park halinde bırakılmış olan traktörün römorkuna arkadan çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeni ile davacının eşi …’un vefat ettiğini, kazanın oluşumunda müteveffanın hiçbir kusuru bulunmadığının ekli kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, trafik kazasına kusuruyla sebebiyet veren traktörün kaza tarihi itibariyle davalı şirketin teminatı kapsamında olduğunu, mirasçı …’un aylarca koma halinde kaldıktan sonra vefat ettiğini, kazada ağır şekilde yaralanan ve uzun süre komada kalan …’un komada kaldığı süre boyunca işgöremezliğe maruz kaldığını, doğan maddi tazminatın mirasçı sıfatıyla davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek, murisin dava konusu kazada yaralanarak işgöremezliğe uğraması nedeniyle 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 03.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14.11.2018 tarihli celsede söz alarak taleplerinin müteveffanın kaza geçirmesinden sonra hastanede kaldığı süre itibariyle ve yine hastanede kaza sonucu ölmesi sebebiyle aradaki süre yönünden geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan aracın davalı tarafından 20.04.2016 -2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMM sigorta poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, ancak her halükarda murisin müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, muris motosiklet kullanıcılarının giymesi zorunlu olan kask, eldiven ve dizlik gibi koruyucu ekipmanı da kullanmadığından zararın oluşumu ve artmasında ağır kusurlu olduğunu, aynı şekilde murisin ehliyetsiz olarak motosiklet kullanmakla da müterafik kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, poliçe akit tarihi 20/04/2016 ve kaza tarihi olan 03.10.2016 tarihi dikkate alındığında kaza tarihi ve poliçe tarihi dikkate alındığında dava konusu olayda 01/06/2015 tarihinde Sigorta Genel Şartları’nda yapılan değişikliğin uygulanmasının gerektiği, söz konusu tarihten sonra geçici iş göremezlikten SGK’nın sorumlu olduğu, sigorta şirketlerinin sorumluluğunun kalmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, geçici işgöremezliğin halen sigorta kapsamında olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava trafik kazasından kaynaklanan ölüme bağlı olarak mirasçı eş tarafından açılan; kaza ile ölüm tarihi arasında müteveffanın geçici iş göremezlik tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Dava ve taraf ehliyeti HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda; davacı …, müteveffanın eşi olmakla birlikte dosya kapsamında yer alan nüfus kayıt örneğine göre müteveffanın davacı eş dışında …, …, …, …, … ve … … isminde 6 çocuğunun bulunduğu ve sağ oldukları, eldeki davada müteveffanın ölmeden önce şahsında doğan tazminat alacağının ölümünden sonra yasal mirasçılarının tamamı tarafından birlikte talep edilmesi gerekmekte iken, davayı mirasçılardan sadece biri olan davacı eşin tek başına açtığı, mahkemece bu usuli eksiklik giderilerek müteveffanın veraset ilamının dosyaya kazandırılması ve diğer mirasçıların davaya dahilinin sağlanması ile davaya devam edilip esasa girilmesiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu eksiklik giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin olarak; SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından SGK’nın sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının ve geçici bakıcı giderlerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile kanunla belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan SGK’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalı sigortanın geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmasına karşın yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece öncelikle davacı vekiline verilecek kesin mehil ile müteveffanın veraset ilamının dosyaya kazandırılması ve davacı dışındaki mirasçılarının davaya dahilinin sağlanması ile davaya devam edilerek, davalının geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olduğu hususu da gözetilerek delillerin toplanması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.11.2018 tarih 2017/573 Esas, 2018/922 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,
4-Kararın taraflara tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.