Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2988 E. 2022/848 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı … … … Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/12/2015 tarihinde davalı … … A.Ş.’ye ait aracın davacı şirkete ait araçla çarpışması neticesi meydana gelen trafik kazası sonucu davacıya ait aracın hasara uğradığını, ortaya çıkan hasarın davacı şirkete ait … sigortası tarafından giderilmiş olmasına karşın araçta değer kaybı meydana geldiğini belirterek şimdilik araç değer kaybına ilişkin 450,00-TL, aracın tamir süresinde çalışamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybı/yoksun kalınan kar nedeniyle 50,00-TL olmak üzere toplam 500,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini kazanç kaybına ilişkin 3.846,72 TL, değer kaybına ilişkin ise 15.000,00 TL olarak arttırmıştır.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın uğradığı maddi hasarın kendilerince karşılandığını, davacının … sigortacısı olan … … A.Ş.’ye 25/03/2016 tarihinde 29.000,00-TL ödendiğini, kaza tarihi itibariyle poliçe teminatının tamamı olan 29.000,00-TL ödendiğinden davalı şirketin dava konusu kaza nedeniyle herhangi bir sorumluluğu kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın tescil kayıtlarında kendilerinin malik göründüğünü ancak aracın dava dışı … firmasına kiraya verilmiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı … … … … A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar bakımından davanın kabulü ile; 15.000,00-TL araç değer kaybı ve 3.846,72-TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 18.846,72-TL maddi tazminatın 10/12/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … … A.Ş. Ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı … … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davalı … … A.Ş.’nin, uzun dönem operasyonel araç kiralama sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu durumun davalı firmanın vergi levhasında ve şirket ana sözleşmesinde açıkça belirtildiğini, kazaya karışan aracın dava dışı … … … … Ltd. Şti.’ye uzun süreli olarak ve kaza tarihini kapsar şekilde kiralanmış olduğunu, söz konusu kira sözleşmesi ile birlikte aracın fiili olarak tesliminin sağlanmasıyla işleten sıfatının devredilmiş olduğunu, uzun süreli araç kiralama sözleşmesinin 9. maddesinin a paragrafı uyarınca; davalı firmanın işleten sıfatı ve sorumluluğu bulunmadığını, mahkemece davanın kendileri yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava trafik kazasından kaynaklanan araç mahrumiyeti ve araç değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 10.12.2015 tarihinde sürücü …’ın aracıyla seyri sırasında aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı yol bölümüne geçerek bu yoldan normal seyrini sürdürmekte olan mülkiyeti … … şirketine ait olan ve sürücü … idaresinde olan kamyonla çarpışması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde … lojistik şirketine ait kamyonun sürücüsü …’in kusursuz olduğu, … … şirketine ait araç sürücüsü …’ın ise tam kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece kusur bilirkişisinden alınan 07/03/2018 tarihli rapor uyarınca, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın tam kusurlu olduğu, sürücü …’in tamamen kusursuz olduğunun belirlendiği, makina mühendisi bilirkişiden alınan 07/03/2018 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı şirkete ait araçta toplam 15.000,00 TL’lik reel değer kaybının bulunduğunun belirlendiği, Mali Müşavir bilirkişiden alınan 16/10/2018 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı şirkete ait söz konusu aracın 11/12/2015-28/01/2016 tarihleri arasında 48 gün süre ile çalışamadığı bu nedenle davacı şirketin 3.846,72 TL değer kaybının bulunduğunun belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargılamanın seyri sırasında davalı … … A.Ş. vekili tarafından mülkiyetlerinde bulunan ve kazaya karışan aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı … … … … Ltd. Şti.’ne kiraya verilmiş olduğu ve aracın bu kira sözleşmesi süresi içinde dava konusu kazaya karıştığı, bu suretle anılan davalının işleten sıfatının bulunmadığı iddiası ileri sürülmüş ve bu hususa ilişkin adi yazılı kira sözleşmesi dosyaya sunulmuş olmasına karşın mahkemece bu konuda gereken araştırma ve irdelemenin yapılmadığı, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle sıfat kavramına değinmekte fayda bulunmaktadır.
Sıfat, dava konusu kılınan sübjektif hakla davanın tarafları arasındaki ilişkiyi ifade eder ve dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilmiş kişilerin maddi hukuk bakımından gerçekten hak sahibi veya yükümlü konumunda bulunup bulunmadığına ilişkin bir kavramdır (Tanrıver, S.: Medeni Usul Hukuku, C.I, Ankara 2016, s. 512).
Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat, dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı veya yükümlü konumda olup olmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece(eldeki davada hakem heyetince) re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, anılan davalıya yönelik davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I., İstanbul 2001, s. 1157 vd.).
Somut olayda; davalı … … A.Ş. aleyhine, kazaya konu aracın işleteni olduğu iddiası ile eldeki dava açılmıştır. Davalının anılan zarardan sorumlu tutulup tutulmayacağı, diğer bir ifade ile davada taraf sıfatı olup olmadığı, davaya konu zarardan yükümlü olup olmadığı, kaza tarihini kapsayan geçerli bir uzun süreli kiralama sözleşmesinin kurulmuş olmasına bağlıdır. Davalı … … A.Ş.’nın anılan kaza nedeni ile ortaya çıkan zarardan sorumlu olup olmayacağı, husumete ilişkin bir uyuşmazlık olup, husumet itirazı ilk itirazlardan olmayıp yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi resen de ele alınabilecektir. Bu nedenle mahkemece davalı … … A.Ş.nın husumete ilişkin bu itirazı yönünde gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece öncelikle dava konusu kazaya ilişkin soruşturma/ceza dosyasının ilgili merciinden getirtilmesi ile davalı sürücü …’un, davalı … … A.Ş. ile kiralama sözleşmesi yaptığı iddia edilen dava dışı … … … … Ltd. Şti. çalışanı olup olmadığı, olay tarihinde davalı … … A.Ş.’ye ait araçla seyahat etme sebebinin ne olduğu, savcılık/ceza dosyası muhteviyatındaki olaya ilişkin ifadeler ve belgelerden de araştırılmak suretiyle, dosya kapsamında yer alan uzun süreli kira sözleşmesi de değerlendirilerek davalı … … A.Ş.‘nin davada pasif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, kira sözleşmesinin geçerli olduğunun belirlenmesi halinde bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KABULÜ İLE, Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.04.2019 tarih 2016/210 Esas – 2019/406 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davalı … … A.Ş.’nden peşin olarak alınan 321,85 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf edene iadesine,
3-Davalı … … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,
4-Kararın taraflara tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.