Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2982 E. 2022/830 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2982
KARAR NO : 2022/830

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : 2018/623 Esas 2019/666 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/12/2017 tarihinde davacı şirketin sigortalısı … plakalı araç sürücüsü ve maliki davalı …’in park halindeki 3 araca çarparak kaçtığını, olay sonrası yakalanan davalının 0,62 promil alkollü olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle zarar görene müvekkili tarafından ödeme yapıldığı, sonrasında ödenen hasar bedeli nedeniyle Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3981 Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibe itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek; icra takibine vaki itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönden ise kaza tespit tutanağını ve kusuru kabul etmediklerini, ayrıca alkol tespitine ve oranına da itiraz ettiklerini, kaza nedeniyle karşı tarafın aracında çok küçük bir hasar meydana geldiğini, bu nedenle hasar bedelini de kabul etmediklerini, ceza davasının da bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı sigortalının, sigortalısına ait ticari aracın yaptığı kaza sebebiyle karşı araç malikine ödediği tazminatı, davalının kazaya alkollü olarak sebebiyet verdiği iddiası ile rücuen tahsilini talep ettiği, davalı davanın görülmesinde tüketici mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürmüş ise de davalıya ait aracın ticari araç olması nedeniyle davanın görülmesinde ticaret mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle görev itirazının yerinde görülmediği, bilirkişiden ve itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulundan alınan rapora göre kazanın münhasıran alkolün etkisinden kaynaklandığının kanıtlamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararının haksız olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada, dava dilekçesinde belirtilen araçlara hasar verdiğinden bahisle müvekkilinin 6.000,00-TL ödediğini, sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğunun tespit edildiğini, alınan raporların dosya kapsamına uygun olmadığını, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından ZMMS kapsamında sigortalanan aracın, karıştığı kaza nedeniyle zarar görene yapılan ödemenin KTK’nın 95/2 maddesi ve ZMMS Genel Şartları gereğince sözleşmeye dayalı olarak rücuen akidinden (sigortalıdan) tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.
Davacı vekili 10/03/2017- 10/03/2018 tarihleri arasında müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı … marka 1998 model … (…) plakalı otomobilin, 06/12/2017 tarihinde, sürücüsü alkollü olduğu halde park halinde 3 araca çarparak hasarlanmasına neden olduğundan bahisle, hasarlanan araçlardan … plakalı aracın hasarlanması nedeniyle yapılan ödemenin rücuen tahsili için Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2018/3981 Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Sigortalı aracın mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi “ticari” sınıf araç olmadığı, aksine hususi otomobil olduğu, ticari kullanıma ilişkin bir tespit de bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece verilen kararda, kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde taraflarca istinaf edilmese dahi HMK’nın 355. maddesi gereğince resen incelenebilir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca istinaf edilmese dahi istinaf incelemesinde resen gözetilir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3/k maddesinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmış olup, tüketici işleminden kaynaklanan davaların görülmesinde tüketici mahkemeleri görevli olduğundan yargı çevresi içerisinde tüketici mahkemesinin bulunması halinde davanın Tüketici Mahkemelerinde, Tüketici Mahkemesi bulunmuyor ise HSK’nın 24.03.2005 tarihli 188 sayılı kararı gereğince davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Tüketici Mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde, zarar görene poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalı sigortalısından tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ile davalı arasında arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıdır. Davalı vekili dava dilekçesinde müvekkili ile davacı arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğunu ileri sürerek davada görevsizlik kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece aracın ticari araç olduğundan bahisle görev itirazı reddedilerek davanın esası hakkında karar verilmiş ise de, kazaya karışan davalı araç Ford Escort marka 1998 model otomobil ve kullanım amacı hususi-yolcu nakil aracıdır. Dosyada aracın ticari kullanımına ilişkin delil olmadığı gibi davacının ve davalının da ticari kullanımına ilişkin iddiası bulunmaktadır. Aksine davalı davanın görülmesinde tüketici mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürmüştür. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir.
Yerel mahkemece, mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiş ise de, kazaya karışan araçlardan zarar gören aracın ticari araç niteliğinde olduğu, sigortalı aracın ise ticari araç olmadığı bu nedenle göreve ilişkin mahkemenin değerlendirmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin “tüketici işlemi” mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, mahkemenin görevsizliği nedeniyle göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki işlem hatalı değerlendirilerek yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mevcut davada taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalması nedeniyle işlemin tüketici işlemi mahiyetinde olduğu anlaşıldığından davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, mahkemenin görevsiz olması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiği nazara alınmaksızın işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, kararın açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, görev konusunda bir karar verilmesi ve HMK’nın 20. maddesindeki yasal prosedür uygulanması bakımından dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacının itirazlarının kaldırma gerekçesine göre incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/10/2019 tarihli 2018/623 Esas – 2019/666 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Mahkemenin görevi değerlendirilerek HMK’nın 114/1-c ve 115. maddelerine göre görev konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacının sair istinaf sebeplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf edene iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2019/11472 Esas sayılı dosyasına depo edilen 3.600,00-TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.