Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2970 E. 2022/930 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; 19/03/2016 tarihinde, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, müvekkilinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 125,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 125,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; asıl davaya konu kazada müvekkilinin yaralanması nedeniyle, … Anabilim Dalı Başkanlığından alınan rapora göre 6 ay bir başkasının bakımına muhtaç kaldığını, bakıma muhtaçlık nedeniyle oluşan zararlardan da davalının sorumlu olduğu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı vekili; 19/04/2019 tarihli asıl ve birleşen davaya ilişkin verdiği ıslah dilekçesinde; geçici bakıcı giderini 10.665,00 TL, sürekli iş göremezlik zararlarını 57.926,74 TL, geçici iş göremezlik zararlarını ise 7.064,76 TL olarak talep ettiklerini belirtmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, davacının zararın meydana gelmesine veya artmasına etkisi olmuş ise TBK’nın 52. Maddesinin nazara alınması gerektiğini, davacının ticari faize ilişkin talebinin haksız olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını, davacının ticari faiz talebinin ve kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın; trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının davalıdan ZMMS sorumluluğu kapsamında geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep ettiği, talep edilen tazminatların ZMMS kapsamında olduğu, davalı tarafından sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının, meydana gelen tek taraflı kaza neticesinde alınan maluliyet raporunda %3,3 oranında malul kaldığı ve iyileşmesi süresinin 6 ay olduğunun tespit edildiği, kusur bilirkişisinden alınan rapora göre ise kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu; davacının kaza tarihinde Ankara … Üniversitesi … Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi olduğu, … Odasının 27/11/2017 tarihli müzekkere cevabında … yönetim kurulu tarafından mühendis, mimar, şehir plancısının asgari ücretinin 2017 yılı için 3.500,00 TL brüt olduğunun belirtildiği, bu ücretin netinin 2.502,18 TL olduğu, bu ücretin 2017 yılı net asgari ücret miktarı olan 1.404,06 TL nin 1.7821 katı olduğu, bu oranın aktif çalışma dönemindeki iskontolu gelire uygulandığı, mühendislik fakültesi tarafından dosyaya sunulan 30/01/2018 tarihli müzekkere cevabında davacının ocak 2020 tarihinde mezun olabileceğinin belirtildiği, öğrencilik döneminde net asgari ücret üzerinde hesaplama yapıldığı, SGK Kırklareli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan 10/06/2016 tarihli müzekkere cevabında davacıya geçici veya sürekli iş göremezlik ödeneği ödenmediği, rücuya tabi bir alacak olmadığının belirtildiği, dosyada davacının uğradığı zarar bakımından başka bir indirim sebebi bulunmadığı, daha sonra düzenlenen ek bilirkişi raporu da değerlendirildiğinde 2019 yılı asgari ücret miktarı da göz önünde bulundurularak yeniden yapılan güncel hesaplamada davacı yönünden 7.064,76 TL geçici, 57.926,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı mevcut olduğu, yine davacı yönünden 10.665,00 TL bakıcı gideri talep edebileceğine ilişkin aktüerya hesabı ve sigorta hukuku uzmanı bilirkişi raporu sunulduğu, alınan raporların dosya kapsamına uygun olduğu dosya kapsamına göre davacı tarafın araç içerisinde kaza sırasında emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir delil ve belge bulunmadığından müterafik kusurunun da kanıtlanamadığı , dava tarihinden önce müracaat olmaması nedeniyle faizin dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği ve 06 AN 1095 plaka sayılı aracın tescil belgesine göre ticari nitelikte kamyonet olmasına göre avans faizine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile 2016/456 esas sayılı dosyada; Davanın kabulü ile,7.064,76 TL geçici iş göremezlik ve 57.926,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 64.991,50 TL tazminatın dava tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/670 esas, 2018/684 karar sayılı dosyasında, Davanın kabulü ile, 10.665,00 TL bakıcı gideri tazminatının 18/09/2018 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının araçta yolcu olmasına rağmen hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği halde yapılmadığını, mahkemece alacağa avans faizi ile hükmedilmesinin haksız olduğunu; hükme esas alınan raporda davacının gelirinin ve diğer hesaplama esaslarının mevzuata aykırı olması nedeniyle de kararın hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, bakıcı gideri yönünden mahkemece aksi kanaatte olması halinde bakıcı giderinin belgeye dayanmaması nedeniyle %50 hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, mağdurun bakiye ömrünün de hatalı hesaplandığını, bakiye ömrün kaza tarihinden hesap edilerek, olması gerekenden 1,5 ay kadar kısa belirlendiğini, bilinen dönemin de hatalı hesaplandığını, rapor tarihine göre hesaplama yapılması gerektiği halde bilirkişi tarafından yıl sonuna kadar hesaplama yapıldığını, çalışma yaşının kaza tarihinden hesap edilmesinin hatalı olduğunu 22 yaşından itibaren hesaplanması gerektiğini, emsal ücret hesabının da hatalı olduğunu, bilinen dönem hesabının 2017 emsal ücretin memur maaş kat sayısına göre artırılması suretiyle belirlenmesi gerektiği, bu şekilde bilinmeyen aktif dönem kazancının yıllık 43.217,45 TL yerine, 43.809,46 TL üzerinden hesaplanması gerektiği, maluliyet raporunun da, Genel Şartlardaki Yönetmelik Hükümlerine uygun olmadığını, müvekkilinin Genel şartlara uygun yönetmelik çerçevesinde rapor alınmadan müvekkiline müracaat etmiş olması nedeniyle dava şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini müvekkilinin hak arama özgürlüğünün yeterince kullandırılmadığını, hak arama hürriyetinin kısıtlandığını, itiraz ettikleri rapor çerçevesinde hukuka ve usule aykırı karar verdiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Asıl dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı, birleşen dava ise geçici bakıcı gideri istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş hüküm asıl ve birleşen davaya ilişkin olarak davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce müvekkiline usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
2- Davalı vekili sigortalı araçta hatır için taşındığı halde bu hususta indirim yapılmamasının da hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; “hatır taşıması” savunma olduğundan, HMK’nın 141. Maddesine uygun şekilde usulünce davalı tarafından ileri sürülmesi gerekir. Davalı tarafından yasal süresinde verdiği cevap dilekçesi ile hatır taşımasına yönelik savunmada bulunmadığından, mahkemece bu hususta resen değerlendirme yapılmayacağından davalı vekilinin hatır taşımasına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekili aktüer hesap raporunun karar vermeye elverişli olmadığını ileri sürmüştür. Kaza tarihinde, davacı üniversite öğrencisi olup, mahkemece bu hususta nazara alınarak davacının kaza tarihinden itibaren zararının oluşacağı kabul edilerek, mezun olup iş buluncaya kadar asgari ücret üzerinden, mezun olduktan sonra ise … tarafından bildirilen ve … mühendisinin elde edebileceği gelire göre bilinmeyen dönem aktif dönem zararının asgari ücretin 1,7821 katı olduğu kabul edilmiş ve bu çerçevede bilirkişiden rapor alınmış, rapor çerçevesinde davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının muhtemel yaşam süresinin kaza tarihine göre değil hesap tarihine göre hesaplanması gerektiğini ileri sürmüş ise de kaza tarihine göre muhtemel yaşam süresinin belirlenmiş olmasının davalının dilekçesinde de açıkladığı üzerine davalının lehine olduğu, yine bilinmeyen dönem zararının hesaplanmasına esas alının yıllık geliri dosya kapsamına uygun olması yanı sıra, davalının iddia ettiği şekilde yapılacak hesaplama da davalı lehine olduğundan davalının bu yönden aktüer rapora yönelik istinaf sebepleri yerine olmadığı gibi, davacının kaza tarihinde 18 yaşından büyük olması nedeniyle meydana gelen yaralanması nedeniyle iş görmezlik zararının oluşacağından kaza tarihinden itibaren hesaplama yapılmış olmasında da isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekili geçici iş göremezlik zararlarının ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamında kalmadığını, sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’nda olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararı ve zararın kapsamı 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, bedensel zararlardan sorumlu olan davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Öte yandan kaza tarihinde ve mahkemece verilen karar tarihinde KTK’nın 90. maddesinde Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmadığından, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri bu yasa kapsamı içerisinde bulunmadığından (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinafı yerinde olmadığı gibi, davacı tarafından talep edilen bakıcı gideri de, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri kapsamında bulunmadığından, davalının KTK’nın 98. madde kapsamı dışında kalan tedavi giderlerinden sorumluluğunun sona erdiğine dair KTK’nın 92. maddesinde hüküm bulunmadığından, davalının geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Bunun yanı sıra, davacı bakıcı giderinin hesaplanmasının da uygun olmadığını ileri sürmüş ise de; cismani zarara uğrayan kişinin aile birliği içinde bakılmış olsa dahi, aile bireylerine böyle bir yükümlülük yüklenemeyeceği gibi, dışarıdan bir bakıcı tutulmuş olsa idi ne kadar zararının olduğu belirlenerek hüküm verilmesi gerekmekte olup, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre aile içi bakım nedeniyle 6098 sayılı TBK md. 52 gereğince hakkaniyet indirimi de yapılamayacaktır. (17. Hukuk Dairesi 2017/1726 E 2017/11442 K 2016/8190 e 2019/3646) Belirtilen nedenlerle, bakıcı giderine ilişkin hesaplanan miktara yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından tazminat hesaplanmasında içtihat değişikliğine gidilerek bedensel zarar nedeniyle tazminat hesaplanmasında TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin nazara alınması gerektiğinin ve hesaplamanın “progresif rant yöntemi” uygulanmasının kabul edilmiş olması da nazara alındığında, yapılan hesaplamanın davalı lehine olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekilinin hükmedilen faiz türüne yönelik istinaf sebeplerine gelince; Haksız fiil nedeniyle, sorumluluk sigortası hakkında açılan davada, sigorta şirketi zarara neden olanın sorumluluğunu üstlendiğinden, haksız fiilin “ticari iş” olması halinde sigorta şirketi ticari faizden sorumlu tutulabilir.
Bu nedenle işletilecek faiz türünün tespitinde, zarara neden olan aracın trafik kaydı ve kaza tarihindeki gerçek kullanım amacının değerlendirilmesi, bu değerlendirme neticesinde aracın kullanım amacının hususi olması durumunda yasal faize, ticari olması ve davacının avans faizi talebi bulunması halinde avans faizine hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davalı tarafından sigortalanan araç Hyundai marka H100 camlı Van tipi kapalı kasa kamyonet olup, gerçek şahsa ait kullanım amacı “hususi” olduğu anlaşılmaktadır. Araç sürücünün arkadaşı ile gezerken meydana gelen kazada yaralandığı aracın, ruhsat kaydının aksine “ticari” olarak kullandığına dair delil de sunulmamıştır. Bu durumda hükmedilen tazminatın “yasal” faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken sırf aracın kamyonet olduğundan bahisle ticari faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin faiz türüne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile 4 no.lu bentte yazılı sebeplerle istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına ve yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereğince, mahkemece hükmedilen faiz türü “yasal faiz” olarak düzeltilerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 11/06/2019 tarihli, 2016/456 Esas 2019/483 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine,
Buna göre;
1-Asıl dava; Davanın kabulü ile,
7.064,76 TL geçici iş göremezlik ve 57.926,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 64.991,50 TL tazminatın dava tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 4.439,57 TL harçtan 29,20 TL peşin harç ile 214,01 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 4.196,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 284,70 TL posta ve tebligat gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 300,00 TL adli tıp rapor ücreti, dava açılırken ödenen 58,40 TL yargılama harcı ve 214,01 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.857,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi gereğince takdir ve tespit edilen 7.499,07 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/670 esas, 2018/684 karar sayılı dosyasında,
Davanın kabulü ile,
10.665,00 TL bakıcı gideri tazminatının 18/09/2018 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
İş bu dava nedeniyle alınması gerekli 728,53 TL harçtan 35,90 TL peşin harç ile 44,40 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 648,23 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Birleşen dava yönünden ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından dava açılırken ödenen 71,80 TL yargılama harcı ve 44,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 116,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi gereğince takdir ve tespit edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
II-Davalı tarafından 44,00 -TL, 1065,49 TL ve 182,13 TL olarak yatırlan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
III-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 32,50-TL posta gideri olmak üzere 153,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
IV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.