Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2958 E. 2022/820 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2958 – 2022/820
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2958
KARAR NO : 2022/820

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : 2016/663 Esas 2019/822 Karar

DAVACI :

DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/07/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yolcu olarak içinde bulunduğu …’ın idaresindeki … plakalı … işletmesine ait Belediye otobüsünün durmakta olan … plakalı araca arkadan çarparak yaralanmasına neden olduklarını, davalı …’ın kullandığı otobüse tam kusur verildiğini, davalı … Genel Müdürlüğünün araç işleteni sıfatı ile, davalı … aracın kusurlu şoförü, davalı Anadolu Sigorta ise kusurlu aracın ZMMS sigortacısı olarak sorumlu olduklarını ileri sürüp davacının tüm bakım, beslenme, tedavi, ulaşım giderleri ile iş gücünden yoksun kalma ve ekonomik geleceğin sarsılması tazminatı olarak şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, yargılama sırasında dava dilekçesini ıslah ederek 5.203,96 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 6.558,00 TL bakıcı gideri istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın … A.Ş. Genel Müdürlüğüne ihbarını istediğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, husumet ve görev itirazlarının bulunduğunu, kazaya karışan kuruluş aracının … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olup sigorta şirketinin ihale şartnamesi ve sözleşme gereği maddi ve manevi tüm tazminatlardan sorumlu olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde; davacının yaralanmasında kendi kusuru bulunmadığını, davacının kendi dikkatsiz tutum ve davranışının yaralanmasına sebep olduğunu, otobüste yolcu olarak bulunan davacının otobüs içerisinde boş koltuk olmasına rağmen ayakta, gerekli dikkat ve özeni göstermeden yolculuğuna devam ettiğini, davacının ayakta durduğu yerin otobüste ikaz yazısının da bulunduğu ve ayakta durulmasının yasak olan bir yer olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının uğradığını iddia ettiği zararları ispatlaması gerektiğini, şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün dava konusu maluliyetin oluşumundaki kusuru ile sınırlı olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 24.07.2016 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresinde olan, davalı sigorta şirketine sigortalı ve … Genel Müdürlüğüne ait … plaka sayılı yolcu otobüsünün, … plaka sayılı kamyonete arkadan çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, halk otobüsü içerisinde bulunan davacı …’nun yaralandığı, davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı … Plakalı araç sürücüsü ile davalı …’un sevk ve idaresindeki otobüste yolcu olarak bulunan davacının kusursuz bulunduğu, davalıların meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, … Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp ABD’nin 22.10.2018 tarihli raporuna göre, davacının 24.07.2016 tarihli trafik kazasına bağlı maluliyetinin bulunmadığı, 4 ay süreli geçici iş göremezlik halinde kaldığı ve 4 ay süre ile başkasının bakımına muhtaç kaldığı gerekçesiyle bilirkişiler tarafından hesaplanan 5.203,96 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 6.558,00 TL bakıcı giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece kaleme alınan gerekçeli kararın hüküm kısmında 5 No’ lu bentte davalı lehine 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, ancak dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi incelendiğinde, somutlaştırılmış herhangi bir talebin reddedilmediğini, kabul anlamına gelmemekle aksi kanaat hasıl olsa dahi ret vekalet ücretinin hükümde belirtilen kadar yüksek olmaması gerektiğini, 4 No’ lu bentte yargılama giderinin tamamının davalılara yükletilmesi gerekirken, 1.379,10 TL yargılama giderinin 1.300,00 TL’sinin davalılara yükletildiğini, kalan 79,10 TL davacı üzerinde bırakıldığını bu hükmün de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü istinaf dilekçesinde, kusur oranına ve hesap raporuna itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, müvekkil …’ın … Genel Müdürlüğünde otobüs şoförü olarak çalıştığını, 24/07/2016 tarihinde kendi idaresindeki otobüs ile … Plakalı kamyonetin çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, gerçekleşen trafik kazasında otobüste yolcu olarak seyahat eden davacı …’nun yaralandığından bahisle maddi tazminat davası açtığını, yapılan yargılama neticesinde 5.203,96 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 6.558,00 TL bakıcı giderinin ödenmesine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan 22/10/2018 tarihli raporda davacının vücut genel çalışma gücünü kaybetmediği ve özür oranının %0 olduğu tespit edildiğini, akabinde davacının 4 ay iş göremezlik hali olduğu ve başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirtildiğini, ancak raporda 4 aylık sürenin neye göre belirlendiğinin belirtilmediğini, davacının kendi beyanı ile çalışmadığını dile getirdiğini, işgöremezlik tespiti için herşeyden önce kişinin sigortalı çalışması gerektiğini, ayrıca geçici iş göremezlik zararı ve tedavi giderlerinin sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacak olup müvekkilin sorumluluğu da bulunmadığını, Yargıtay kararlarına göre; sadece Üniversite Hastanesi Adli Tıp Başkanlığından alınan iş göremezlik tazminat raporu doğrultusunda karar verilmesi, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmamasının bozma nedeni olduğunu, müvekkilin kazada %100 kusurlu olduğu yönündeki kusur raporunu kabul etmediklerini, yerel mahkemenin davacının zararının, kendi kusurlu eyleminden meydana geldiğini gözardı ettiğini, davacının boş koltuk bulunmasına rağmen ayakta durduğunu, otobüse ait olay gününü içerir CD dökümlerinin alınması talep edilmesine rağmen mahkemece talebin yerine getirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili istinaf dilekçesinde, geçici iş göremezlik ödeneğinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava trafik kazasından kaynaklanan geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketlerinden talep edebilir. Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmadığından (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf sebebi doğru görülmemiştir.

Davacının ev hanımı olduğundan bahisle iş göremezlik tazminatına hak kazanamayacağına yönelik itirazda bulunulmuş ise de, ev hanımının iş göremezlik tazminatı bir çalışmanın karşılığı değil aynı zamanda ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin yerine getirilmesine (efor tazminatı) ilişkin olduğundan buna yönelik itiraz da yerinde değildir. (Bkz. aynı yönde YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2020/3869 Esas, 2021/1624 Karar sayılı ilamı)
Davacı dava dilekçesinde, bakım, beslenme, tedavi, ulaşım giderleri ile iş gücünden yoksun kalma ve ekonomik geleceğin sarsılması tazminatı olarak şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, yargılama sırasında dava dilekçesini ıslah ederek 5.203,96 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 6.558,00 TL bakıcı gideri istemiştir.
Talep sonucu açık değilse, hakim 6100 sayılı HMK’nın 31.maddesi gereği, davacıya talep sonucunu açıklattırmalıdır. Yine aynı Yasanın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereği, talep edilenden fazlasına karar verilemeyeceğinden davacı, nelerin hüküm altına alınmasını (davalının neye mahkûm edilmesini) istediğini, açık ve noksansız bir şekilde dava dilekçesinin talep sonucu (netice-i talep) bölümünde bildirmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde istenen talep miktarları ayrı ayrı gösterilmemiştir. Dava dilekçesindeki eksiklik giderilmediğinden bu alacak kalemlerinin ayrı ayrı ne miktarda talep edildiği belirsiz kalmıştır. Mahkeme tarafından ise, söz konusu alacak kalemleri için talep sonucu ayrıştırılıp açıklanması adına davacı vekiline süre de verilmemiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). Talep sonucunun açık olmaması durumunda, HMK’nın 31. maddesine göre Mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. Bu hükümde, “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişki gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” denilmekte ise de, bunu sadece hakime tanınan bir yetki şeklinde değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödev olarak anlamak gerekir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davacı vekilinin maddi tazminat isteminin kuruşlandırılması ve ret vekalet ücretinin bu şekilde belirlenmesi gerekirken, bunlar yapılmaksızın karar verilmiş olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre davalılar vekillerinin istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/07/2019 tarihli 2016/663 Esas 2019/882 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Kararın kaldırılma nedenine göre davalılar vekillerinin istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.