Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2953 E. 2021/1050 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/06/2016 tarihinde meydana gelen kazada davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu davacının yaralandığını belirterek şimdilik 200,00 TL geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 27/04/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile toplam 72.298,71 TL geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatının tazminini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde, davalının sigorta poliçesi limiti ile ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğu bulunduğunu, davacının gerçek zararı kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı İş gücü kaybı tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacının, davalının trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün tam kusurlu eylemiyle geçici ve sürekli iş gücü kaybına uğrayacak şekilde yaralandığı, 9 ay süreyle geçici ve %8 oranında sürekli iş gücü kaybına uğradığı, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte geçerli genel şart hükümleri ve yerleşik Yargısal kararlar uyarınca düzenlenen bilirkişi raporunda davacının toplam 72.298,71 TL tutarında geçici ve sürekli iş gücü kaybına uğradığının belirlendiği, rapor yeterli açıklıkta, doğru verilerle hazırlanmış olduğundan hükme esas alındığı, kusur konusundaki bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu buna karşılık davacının koruyucu tertibat almaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu belirtilmiş ise de davalının müterafik kusur savunmasında bulunmaması nedeniyle hesaplanan tazminattan indirim yapılmadığı, davadan önceki ihbar dikkate alınarak belirlenen 07/12/2016 tarihinden itibaren aracın ticari olması nedeniyle avans faizi uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne, 72.298,71 TL iş gücü kaybı tazminatının 07/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı …Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; AÜTF tarafından düzenlenen maluliyet raporunun yönetmeliğe uygun olmadığını, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe uygun şekilde rapor alınması gerektiğini, bu raporda belirlenen maluliyete göre tespit edilen tazminat raporu ve dolayısı ile kararın da yerinde olmadığını, özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre, kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca kalıcı ve stabil olması gerektiğini, kalıcı sakatlığın bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, Ayrıca 28603 sayılı yönetmeliğin 6. maddesinde özürlü sağlık kurulunun kimlerden teşkil edeceğinin belirlendiğini, mahkemece itibar edilen raporun özürlü sağlık kurulunu oluşturan uzmanlar tarafından düzenlenmediğini ve usule uygun olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatından …’nın sorumlu olduğunu, davalı sigortacının bu tazminattan sorumluluğu bulunmadığını, KTK’nın 92/i bendinde ZMSS kapsamı dışında kalan hususların düzenlendiğini, ZMSS Genel Şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat dışında kalan taleplerin ZMSS poliçesi kapsamı dışında bırakıldığını,ZMSS poliçesi genel şartlarının A.5. maddesinde kapsam içinde olan teminatların gösterildiğini, davacının herhangi bir SSK’na bağlı olup olmadığının araştırılmadığını, davacının SSK’na bağlı olması halinde bu kurumca yapılan ödemelerin davalı sigortacıdan talep edilemeyeceğini, mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun tespitinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece, verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismini zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece geçici iş göremezlik zararı sigorta teminatı kapsamında olduğundan ve ayrıca … tarafından geçici iş görmezlik ödemesi yapılmadığından davacının sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. … tarafından verilen 13.03.2017 tarihli cevapta davacının maluliyet kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davalı tarafından hükme esas alınan raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporların Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre alınması gerektiği iddia edilerek karar istinaf edilmiş ise de, davacının tazminata esas alınan AÜTF hastanesince düzenlenen 08.01.2019 tarihli raporda %8 olarak belirlenen özür oranının zaten Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporların Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre tespit edildiği anlaşılmış ve istinafa gelenin sıfatına göre bu hususa girilmemiştir. Bu rapor esas alınarak aktüer bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak tazminat hesabı yapılmıştır. Zira iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle çalışma gücü ve meslekte kazanma gücünün tespitine ilişkin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle çalışma gücünün azalmasının belirlenmesine ilişkin hükümlerinin halen yürürlükte olması, sigortanın sorumluluğunun belirlenmesinde sigorta genel şartlarının esas alınacağına ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 90 ve 92. maddelerinde 6704 sayılı yasa ile getirilen düzenlemelerin AYM’nin … K. Sayılı 17/07/2020 tarihli kararı ile iptal edilmiş olması ve bu kapsamda sigortanın sorumluluğunun 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde sayılan teminat dışı haller haricinde, TBK’nun 54. maddesi kapsamındaki işletenin sorumluluğuna göre belirlenecek olması, işletenin sorumluluğunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tespit edildiği durumda, gerçek zarardan sorumlu olan sigortanın sorumluluğun farklı bir yönetmelik ile belirlenmesinin mümkün olmamasına göre, davalının ileri sürdüğü sorumluluğunun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporların Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre belirleneceğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalının geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebepleri yönünden de; 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince (sigortanın sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından) davalı … şirketinden talep edilebilir. Diğer yandan geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmadığı gibi …’nın sorumluluğunu düzenleyen, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının …’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır.
Nitekim, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından geçici iş göremezlik zararları tedavi gideri kapsamında görülmediği gibi, Yargıtay 10. H.D.’nin … K. Sayılı ve 24.12.2019 tarihli kararında, “6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.” denilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarından farklı bir değerlendirme yoluna gidilmemiştir.
Geçici iş göremezlik zararlarının, TBK’nın 54. maddesi kapsamındaki zararlardan olması ve araç işletenin sorumluluğunda bulunması, kaza tarihinde yasanın 92. maddesinde açıkça sigorta teminat dışında sayılmaması nedeniyle geçici iş göremezlik zararları davalının sorumluluğundadır. Genel Şartlarda sigorta primine esas alınan bu zararların … sorumluluğunda olduğu belirtilmiş ise de, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesine aykırı şekilde …’nın sorumluluğunda olduğunun düzenlenmesi, davalının geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadığı sonucunu doğurmaz. Genel şartlar ile sorumluluğu kanun ile belirlenen …’nın, aktarılan prim sebebiyle geçici iş göremezlik ödemesinden de sorumlu olacağına ilişkin düzenleme, … yönünden bağlayıcı olmadığından, zarar görene karşı da ileri sürülemez. Bu nedenle davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının sürekli maluliyetinin,doğru görülmese de zaten “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporların Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre tespit edilmesine, davalının ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmamasına, ilk derece mahkemesi kararın da kamu düzenine aykırılık bulunmamasına ve istinaf sebepleri çerçevesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına göre, davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 4.982,72 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 1.246,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.736,72 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333 maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.