Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/294 E. 2021/983 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2018
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, iş göremez hale geldiğini, bakıcıya ihtiyaç duyarak yaşadığını belirterek, iş göremezlik, ekonomik geleceğin sarsılması, bakıcı gideri zararı için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiş; beyan dilekçesi ile taleplerini 800,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL bakıcı gideri olarak kuruşlandırmış, ıslah dilekçesi ile 101.669,78 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.274,75 TL bakıcı tazminatı olarak müddeabihi yükselterek, toplam 103.994,53 TL maddi tazminatın 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kusur ve maluliyetin tespitinin gerektiğini, geçici iş göremezlik zararı ve geçici bakıcı gideri taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, temerrüt hasıl olmadığı gibi talep edilen faiz türünün de isabetli olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davanın kabulü ile 50.145,58 TL geçici iş göremezlik zararı, 51.524,20 TL sürekli iş göremezlik zararı, 2.274,75 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 103.145,58 TL maddi tazminatın 19/10/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kusur oranlarının hükümde dikkate alınmadığını, kusur raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, …… seçilecek uzman heyetten rapor alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olup olmadığı, sürücü belgesi olup olmadığının incelenmediğini, davacının maluliyet oranının hatalı yönetmeliğe göre tespit edildiğini, davacının tazminata esas gelirinin hatalı belirlendiğini, geçici iş göremezlik zararı ve geçici bakıcı giderinden sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, temerrüt hasıl olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporunda, davacının 03/11/2014 olay tarihinde 63 yaşında olup pasif dönem içinde yer alsa da davacının dava dilekçesinde 2015 eylül ayında şirketten ayrıldığını bildirdiği ve aktif geçen sürenin makul bir süre olduğu kabulle 15/09/2015 tarihine kadar ki dönemin aktif dönem kabul edildiği, keza davacının …. …….. 8.000,00 TL gelirle şirket müdürü olarak çalıştığının davacı vekili tarafından dilekçe ekinde sunulan karar defteri fotokopisinden görüldüğü, bu gelirin kaza tarihindeki gelir olduğu ve aynı dönemde uygulanan asgari ücretin 8,98 katı düzeyinde bulunduğu kabul edilmek suretiyle davacın kaza tarihinden önceki gelir durumu bu tespite göre esas alınarak geçici iş göremezlik zararı ile maluliyet zararının15/09/2015 tarihine kadar aktif dönem kabul edilen kısmının anılan 8,98 kat tatbiki ile hesap edildiği, mahkemece bu şekilde yapılan zarar hesabı benimsenmek suretiyle rapor doğrultusunda anılan zararlar yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
TBK 54.maddesi hükmü uyarınca, zarara uğrayan kişinin, çalışma gücünün azalması ya da yitirilmesinden doğan bir kayba uğraması halinde de sürekli iş göremezlik zararının tazminini talep etme hakkı bulunmaktadır. İş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin doğru biçimde belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli yer tutmaktadır. Zarar görenin herhangi bir işi yoksa, geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplanacaktır. Zarar gören kişi, gelirinin asgari ücret üzerinde olduğunu, bir başka anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup, yerel mahkeme de bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle zarar gören davacı asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihinden önceki gelirinin net kriterlerle ortaya konulması, bu hususta davacının çalıştığı iş yerinden kazanın olduğu tarihteki ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücret bordolarının getirtilmesi, zarar gören belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın mesleğini icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında ilgili meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibariyle emsal ücretlerinin sorulması hususları başta olmak üzere mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olması, mahkemenin değerlendirmesinin bu yönleriyle eksiksiz olması gereklidir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla da desteklenmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davaya konu trafik kazası 03/11/2014 tarihinde vuku bulmuş, davacı vekili dava dilekçesinde davacının kaza tarihinde 63 yaşında olup bir şirkette müdürlük yaptığını, kaza sonrası oluşan sağlık sorunları nedeniyle 2015 Eylül ayında şirketten ayrılmak zorunda kaldığını beyan etmiş, 11/04/2016 tarihli duruşmada davacı vekiline davacının gelir durumuna ilişkin açıklamada bulunması için süre verilmiş, davacı vekili 27/04/2016 tarihli dilekçesinde davacının…’nin 04/01/2013 tarihli genel kurul kararıyla aylık ücretinin 8.000,00 TL olarak belirlendiğini, kaza tarihinde davacının aylık gelirinin 8.000,00 TL olduğunu, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacının alabileceği ücretinin sendika ve odalardan sorularak emsal ücretin belirlenmesi gerektiğini dile getirmiş, dilekçesi ekinde anılan şirkete ait karar defterinin ön yüzü ile anılan kararın fotokopisini ibraz etmiş, ibraz edilmiş olan karar fotokopisinde 04/01/2013 karar tarihli 1 nolu karar ile şirket genel kurulunun 04/01/2013 tarihinde toplanarak şirket müdürü olan …’ün 8.000,00 TL maaş almasına dair karar alındığı hususuna yer verilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bahsi geçen karar fotokopisinden davacının 8.000,00 TL aylık gelir elde ettiği, bu tutarın aynı dönemde asgari ücrete oranının 8,98 olduğu kabul edilerek yukarıda ifade edildiği şekilde zarar belirlenmiş ise de mahkemece davacının geliri hususunda gerekli ve yeterli araştırma yapılmadan, yeterli olmayan belgeye göre belirlenen gelir üzerinden yapılan hesaba göre karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, davacının müdürü olduğu iddia edilen ilgili şirketin ticaret sicil kayıtları celbedilerek, davacının işinin ve olay tarihinde pasif dönem içinde olmakla birlikte aktif olarak çalıştığı sürenin tespit edilmesi, ilgili şirketten davacının kaza tarihi ve öncesine ait gerçek (net) gelirine ait bordroları getirtilerek, gerekirse ticari defter ve kayıtlar üzerinde davacıya kaza tarihinden önce ödenen maaşına ilişkin inceleme yaptırılarak, davacının tazminat hesabına esas kaza tarihindeki aylık gelirin net biçimde belirlenmesi, bu şekilde davacının işi, geliri, aktif çalışma süresi tespit edildikten sonra gerektiğinde dosyanın önceki aktüer bilirkişiye tevdi ile tespit edilen gelir üzerinden ve davacının tespit edilen pasif dönem başlangıç tarihi dikkate alınmak suretiyle hesaplama yaptırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekli iken eksik inceleme ile dosyaya ibraz edilmiş karar fotokopisi ile yetinilerek davacının kaza tarihinde asgari ücretin 8,98 katı gelir elde ettiğini kabulle yapılan zarar hesabı üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece davacının müdürü olduğu iddia edilen ilgili şirketin ticaret sicil kayıtları celbedilerek, davacının işinin ve olay tarihinde pasif dönem içinde olmakla birlikte aktif olarak çalıştığı sürenin tespit edilmesi, ilgili şirketten davacının kaza tarihi ve öncesine ait gerçek (net) gelirine ait bordroları getirtilerek, gerekirse ticari defter ve kayıtlar üzerinde davacıya kaza tarihinden önce ödenen maaşına ilişkin inceleme yaptırılarak, davacının tazminat hesabına esas kaza tarihindeki aylık gelirin net biçimde belirlenmesi, bu şekilde davacının işi, geliri, aktif çalışma süresi tespit edildikten sonra gerektiğinde dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi ile tespit edilen gelir üzerinden ve davacının tespit edilen pasif dönem başlangıç tarihi dikkate alınmak suretiyle, usuli kazanılmış haklar korunarak, mahkemece hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre hesaplama yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden; yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile,
Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/10/2018 tarihli …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 1.776,00 TL istinaf karar harcının davalıya iadesine,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Ankara 30. İcra Dairesinin….. esas sayılı dosyasına yatırılan 170.550,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.