Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2935 E. 2022/767 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2935 – 2022/767
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2935
KARAR NO : 2022/767

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI : 2017/354 Esas 2019/482 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 16.11.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … Devlet Hastanesinin Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre davacının % 8 oranında vücut genel çalışma gücünden kaybettiğini, ancak bu oranın bağlayıcı kısıtlayıcı olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50,00 TL geçici, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ile 50,00 TL bakıcı gideri zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında sürekli iş göremezlik tazminatını 209.988,95 TL, geçici iş göremezlik tazminatını 11.296,82 TL, bakıcı gideri talebini 4.057,58 TL olmak üzere toplam 225.143,35 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davacı tarafından gerekli belgeler ile birlikte usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının araştırılarak tespiti halinde müterafik kusur nedeniyle hesaplanacak tazminattan indirim yapılmasını talep ettiklerini, kusur ve maluliyet oranlarının Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, bakıcı gideri ve tedavi masrafları ile geçici iş göremezlik zararına yönelik taleplerin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılmasını avans faizi talebinin yasal dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevapta davacıya murisi …’ın vefatından dolayı aylık gelir bağlandığının bildirildiği, ancak kendisinin yaralanmasından dolayı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesinde bulunulmadığının belirtildiği, … Üniversitesi, Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan rapora göre, davacının dava konusu kazadan dolayı özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre %36 oranında malul kaldığı, 3 ay bakıcı ihtiyacı olduğu, 9 ayda iyileşeceği, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığından alınan rapora göre, davalıya sigortalı araç sürücüsü …’nun hızlı seyir nedeniyle araç kontrolünü kaybederek karşı şeride geçtiğinden kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu, davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, davacının dava dışı araçta yolcu olarak bulunduğu ve davacıya atfedilecek bir kusur bulunmadığından davalının müterafik kusur savunmasına itibar edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, 209.988,95 TL sürekli iş göremezlik, 11.296,82 geçici iş görmezlik, 4.057,58 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 225.343,35 TL.nin 12.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderlerinin teminat kapsamı dışında olduğunu,
Davacının yaralanması nedeniyle düzenlenen Özürlü Sağlık Kurulu raporunda belirtilen travma sonrası stres bozukluğu; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’in “Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar” başlığının “Geçici Ruhsal Fonksiyon Bozukluğuna Neden Olan Hastalıklar” sınıflandırması altında yer aldığını, bu sınıflandırma altında yer alan arazlar için “bu gruptaki hastalıklar 1 yıl sonra kontrol gerektirir” şeklinde düzenleme bulunduğunu, yönetmeliğin 13. Maddesinde (1) Özürlü sağlık kurulu raporunun sürekli olup olmadığı ile süreli raporlarda raporun geçerlilik süresi mutlaka belirtilir. (2) Özürlü sağlık kurulunca kişinin özür durumunun sürekli olduğuna karar verilmesi durumunda, özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde bu durum belirtilir. Ancak özür durumunun değişmesi halinde, kişinin talebi üzerine rapor ve buna bağlı kişinin özür oranı yeniden belirlenir” denildiğini, Engelli Sağlık Kurulu Raporu’nda belirtilen tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen travma sonrası stres bozukluğu teşhisine ilişkin olarak “sürekli” kaydı ile rapor verilmesine olanak bulunmadığından başvuru sahibinin % 36 özür oranının sürekliliğine ilişkin raporun kabul edilemeyeceğini, başvuru sahibinin travma sonrası stres bozukluğuna bağlı maluliyeti belirlenirken, ilgili yönetmeliğe göre başvuru sahibinin işlevselliği etkileme düzeyine göre yapılması gerektiğini, ancak dosya içerisindeki raporlarda işlevselliğe ilişkin atıfta bulunulmadığını, işlevsellik etkileme düzeyi; sosyal ilişkiler, okul hayatı, iş hayatı, aile hayatı vb. kriterlere göre belirlenecek olup davacının raporlarda yer alan ifadelerinde işlevselliğinin etkilenmediğinin açıkça belli olduğunu, bu tür rahatsızlıkların maluliyete sebep olup olmadığı ve kazayla illiyet bağının tespiti için mutlaka Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, hasar dosyası kapsamında düzenlenen medikal görüş yazısında da tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen post travmatik stres bozukluğu bağlamında sürekli kaydı ile sağlık kurulu raporu verilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiş olup, şirkete yapılan başvuru sırasında davacının psikolojik tedavi gördüğüne dair tedavi evrakı bulunmamakta olup söz konusu raporun değerlendirmeye alınmaması gerektiğinin ifade edildiğini, taleplerin sebebi haksız fiile dayanmakta olduğundan tazminata avans faizi değil yasal faizin uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanma nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek geçici, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep etmiştir.
Yargılama aşamasında davacının maluliyetinin belirlenmesi için … Üniversitesi, Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından rapor alınmasına karar verilmiş, … Üniversitesi, Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 28.12.2017 tarihli raporunda hasta ile yapılan görüşmede; yaklaşık 1 yıl önce trafik kazası geçirdiğini, alnında kesi oluştuğunu, sol omzundan sol bacağından, boynundan ve belinden yaralandığını, ameliyat edilmediğini, 3 ay çelik korse kullandığını, kazadan sonra boynunda fıtık meydana geldiğini, kollarında uyuşma ve güçsüzlük olduğunu, kollarını sallayınca rahatladığını, kazada eşini kaybettiğini, kazadan sonra sinirlilik, tahammülsüzlük gibi şikayetlerinin olduğunu, araçlara bindiğinde tedirgin olduğu, kaza ile ilgi anıların her an aklında olduğunu, zaman zaman uykusuzluk çektiğini, psikiyatriye başvurduğunu fakat terapilere devam edemediğini, ilaç kullanmadığını ifade ettiği belirtilerek davacının ruh sağlığı hastalıkları anabilim dalında muayene edilerek 6 aylık takip ve tedavi sonrası tekrar değerlendirilmesi, hala psikiyatrik bir hastalığının bulunup bulunmadığının ve kaza ile illiyet bağının tespit edilmesi için rapor alınması gerektiği belirtilmiş, davacı tarafından … Devlet Hastanesine başvuru yapılmış, tedaviye başlanmış, … Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan raporda davacının travma sonrası stres bozukluğunda tedavi ile azalma olduğu ancak belirtilerin devam ettiği bildirilmiş, hükme esas alınan … Üniversitesi, Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 27.11.2018 tarihli raporda ise “hastanın yapılan fizik muayenesinde boyun, bel, sol omuz ve diğer eklem hareket açıklıklarının doğal olduğu, ekstremiteler arasında çevre ve uzunluk farkının bulunmadığı,” … Devlet Hastanesine ait 29.01.2018 tarihli raporda; “hastaya anksiyete bozuklukları tanısı ile paxil 20 mg tb verildiği,” … Teknik Üniversitesi … Hastanesine ait 09.02.2018 tarihli Beyin Cerrahi Polikliniği Durum Bildirir Tek Hekim Sağlık Raporunda; “Hastanın yapılan fizik muayenesinde; kuvvet kaybı olmadığı, vücut fonksiyon kaybı olmadığı, hastaya baş ağrısı sendromları tanısının verildiği,” … Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi … Hastanesine ait 22.06.2018 tarihli Sağlık Kurulu raporunda; “hastanın dosyasının incelemesinde; psikiyatri muayenesinde; kendine bakımı orta, görüşmeye ilgili, göz teması kuran, yaşında gösteren kadın hasta, konuşma düşük ses tonunda, miktarı azalmış, soru cevap şeklinde, duygudurum bunaltılı, çökkün, bilişsel yetiler sağlam, zeka klinik olarak normal, algılamada patoloji saptanmadığı, düşünce sürecinin olağan olduğu, çağrışımlarının düzenli olduğu, gerçeği değerlendirme yetisi ve yargılama sağlam, düşünce içeriğinde kazaya ilişkin zorlayıcılar, dışa vuran davranışları huzursuzluk yönünde hafif artmış olduğu, sonuçta yapılan değerlendirmeler neticesinde; kazaya ikincil ortaya çıkan şikayetleri travma sonrası stres bozukluğu olarak değerlendirilmiş olup tedavi almasına rağmen belirtilerinde kısmen bir azalma olduğu, ancak şu haliyle belirtilerin devam ettiği kanaatine varıldığı belirtilerek sonuç olarak davacı …’ın 16.11.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen sağ L1 transvers proçes kırığı dikkate alınarak; “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” ile ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaybı oranı hesaplandığında, zihinsel, ruhsal, davranışsal bozukluklar, geçici fonksiyon kaybına neden olan ruhsal hastalıklar, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen arızası nedeniyle %30 olduğu, kas İskelet Sistemi, Omurgaya Ait Sorunlarda Özürlülük, Lomber omurganın özürlülük oranları, bir vertebrada dislokasyon olmaksızın posterior eleman kırığı nedeniyle % 8 olduğu, Balthazard formülü uygulandığında %36 saptandığı, bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği” bildirilmiştir.
Trafik kazasına maruz kalan kişilerin kaza nedeniyle psikolojik olarak etkilenecekleri kabul edilmekle birlikte, bu etkilenmenin maluliyete sebep olacak yoğunlukta olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekir. Davacının dava konusu kazada yaralaması nedeniyle … Üniversitesi, Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığında yapılan muayenesinde psikiyatriye başvurduğunu fakat terapilere devam edemediğini, ilaç kullanmadığını ifade ettiği, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28.12.2017 tarihli rapor ile davacının ruh sağlığı hastalıkları anabilim dalında muayene edilmesi, 6 aylık takip sonrası tekrar değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafından … Devlet Hastanesine başvuru yapıldığı ve ilaç tedavisine başlandığı, … Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi … Hastanesine ait 22.06.2018 tarihli Sağlık Kurulu raporunda; kazaya bağlı ikincil ortaya çıkan şikayetleri travma sonrası stres bozukluğu olarak değerlendirildiği, tedavi almasına rağmen belirtilerinde kısmen bir azalma olduğu, ancak şu haliyle belirtilerin devam ettiği kanaatine varıldığı anlaşılmış olmasına göre sağlık kurulu raporunda ve hükme esas alınan maluliyet raporunda davacının travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle tedavisinin sona erip ermediği ve bu durumun kalıcı hale gelip gelmediği değerlendirilmediğinden rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece; davacının kazada yaralanması nedeniyle alınan raporlarda travma sonrası stres bozukluğu bulunduğunun belirtilmiş olmasına göre davacının travma sonrası stres bozukluğunun kaza ile ilgili olup olmadığı, tedavisinin sona erip ermediği, devam edip etmediği, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği ve kalıcı maluliyet haline gelip gelmediği ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekir.
Bu durumda öncelikle davacının travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili tedavisinin sona erip ermediğinin, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/10583 esasına yatırılan 347.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince kesin olmak üzere 24.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.