Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2933 E. 2022/1209 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2933 – 2022/1209
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2933
KARAR NO : 2022/1209

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2019
NUMARASI : 2015/341 Esas 2019/747 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … İnş. Taah. Turizm. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 03/06/2014 tarihinde davalılardan … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, … İnş. Taah. Tur. Gıda. San ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı, …’ın sevk ve idaresindeki, davacılardan … ve …’nin oğlu diğer davacıların kardeşi …’ın yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç ile Sakarya istikametinden Bilecik istikametine doğru seyir halindeyken dava dışı … yönetimindeki … plakalı kamyonet ile çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacıların destekleri …’ın hayatını kaybettiğini, anılan trafik kazası sebebi ile Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/311 E sayılı dosyasından kamu davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, yolcu konumunda bulunup desteğin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, kaza sebebiyle davacı anne-babanın oğullarının desteğinden yoksun kaldığını, …’ın kaza tarihinde bekâr olarak vefat etmiş olup harita teknikeri olarak davalı … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerlendirme Danışmanlık Ltd. Şti.’de görev yaptığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü davalı … asli ve tam kusurlu olup davalılardan … İnş. Taah. Turz. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. zarardan işleten sıfatı ile kusursuz sorumlu, diğer davalı … Harita Ltd. Şti.‘nin çalıştıran (İşveren) olarak, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davada mevcut ve muhtemel sorumlular açısından müşterek ve müteselsil sorumluluğa dayanıldığını, …’ın vefatı nedeni ile davacıların manevi çöküşlerinin tarif edilemeyeceğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davacı anne … ve baba … için şimdilik 100,00’er TL olmak üzere toplam 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL, kardeşler …, … için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … İnş. Taah. Turz. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. Ve … Harita Ltd. Şti.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 04/01/2019 tarihli dilekçesinde dava değerini maddi tazminat olarak 213.997,08 TL olarak ıslah etmiş; 06/09/2019 tarihli sözlü yargılamada ıslah dilekçesinde toplama hatası yapıldığını toplam taleplerinin 213.996,18 TL olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … vekili, kazada davalı …’ın değil dava dışı diğer araç sürücüsü …’un kusurlu olduğunu, kazanın ölümle sonuçlanmasında emniyet kemeri takmayan müteveffanın da kusurunun bulunduğunu, müteveffanın sağlığında davacılara maddi desteğinin olmadığını, davacı … …’ın emekli ve gelir getirebilecek gayrimenkullere sahip olduğunu, davacıların desteği ile davalı …’ın iş arkadaşı olduğunu, talep konusu manevi tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı şirkete 12.01.2014-18.11.2014 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, manevi tazminat isteminin teminat dışı olduğunu, dava konusu kaza trafik iş kazası olduğundan SGK’dan rücuya tabi herhangi bir ödemenin veya gelirin bağlanıp bağlanmadığının sorulmasını, davaya konu kaza iş kazası değil ise yapılacak tazminat hesabında davacı tarafın müterafik kusuru ile hatır taşımasının dikkate alınmasını, kusur yönünden ATK’dan, tazminat yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, davadan önce davalı şirkete başvuru yapılmadığından olay tarihinden itibaren avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … İnş. Taah. Turz. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı şirketin merkez adresi olarak İzmir Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu, davalı şirketin maliki olduğu … plakalı aracın kaza tarihi 03/06/2014’ü de kapsar şekilde 28/02/2014 tarihinde diğer davalı … Harita Mühendislik Ltd. Şti.‘ne kiralandığını, kira sözleşmesine istinaden aracın zilyetliğinin anılan şirkete devredildiğini, işleten sıfatına kiracı şirketin sahip olduğunu, davalı malik şirketin işleten sıfatı taşımadığından sorumluluğunun da olmadığını, anılan aracını kullanan sürücünün kusuru olduğu iddiasını kabul etmediklerini, maddi ve manevi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, müteveffanın davacılara olan desteğin gerçek yada farazi destek olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Harita Mühendislik Proj. Gayr. Değr. Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti. vekili, dava dilekçesinin HMK 119/1-ğ maddesine aykırı olduğunu, davalı şirketin aracı ehliyetli olan sürücü …’a teslim ettiğini, kazanın meydana gelmesini önlemek için tüm tedbirleri aldığını, tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, meydana gelen kazanın ölümle sonuçlanmasında emniyet kemeri takmayan müteveffanın da kusurlu olduğunu, davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, manevi tazminat talebinin belirlenen temel kriterlerin üstünde olduğunu, davanın kazaya karışan diğer aracın sürücü …, maliki … ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı … Sigorta Şirketi’ne ihbar edilerek reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarına göre; davacı anne ve babanın destek zararının toplam 213.996,18 TL olduğu, müteveffanın emniyet kemerini takmadığı yönünde iddianın kanıtlanamadığı, davalı araç maliki … İnş. Taah. Tur. Gıda. San ve Tic. Ltd. Şti’nin dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracı diğer davalı … Harita Mühendislik Ltd. Şti’ ne 1 yıllığına kiraladığı ve kaza tarihinde aracın davalı … Harita Mühendislik Ltd. Şti uhdesinde bulunduğu, bu nedenle dava konusu kazaya karışan araç üzerinde fiili hâkimiyeti kalmayan davalı araç maliki … İnş. Taah. Tur. Gıda. San ve Tic. Ltd. Şti’ne husumet yöneltilemeyeceği, davalı … Harita Mühendislik Ltd. Şti.’nin KTK’nın 3. maddesi gereğince … plaka sayılı aracın uzun süreli kiralama ile işleten sıfatına haiz olduğundan tazminattan sorumlu olduğu, …’ın ölümü nedeniyle davacılar anne, baba ve kardeşlerin çektikleri üzüntü, keder ve manevi acı karşılığında bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, davacılar vekilince mevcut sorumlular açısında müşterek ve müteselsil sorumluluğa dayanıldığı anlaşılmakla davacılar vekilinin davalı şirketler arasındaki kira sözleşmesini bilebilecek durumda olmadığından … İnş. Taah. Turz. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın husumetten reddi ile aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki maddi tazminat isteminin kabulüne, (davalı sigorta şirketi hariç) manevi tazminatın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği kanısıyla davalı … İnş. Taah. Tur. Gıda. San ve Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile davacı baba … … için 106.998,09 TL, davacı anne … … için 106.998,09 TL olmak üzere toplam 213.996,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti yönünden 03/06/2014 kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 05/06/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş den müştereken ve müteselsilen tahsili ile belirtilen oranlarda davacılara verilmesine, diğer davalılar aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … … için 25.000,00 TL, davacı … … için 25.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın 03/06/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti müştereken ve müteselsilen tahsili ile belirtilen oranlarda davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalılar … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Müteveffanın annesi ile babasının destekten yoksun kalma tazminatlarının bire bir aynı olmasının mümkün olmadığını, yerel mahkeme kararına esas 16.10.2018 tarihli hesap raporu incelendiğinde görüleceği üzere, müteveffa …’ın desteğini kaybettiği iddia olunan taraflardan %75 kusurlu bulunanlar için hem anne hem de baba için 80.249,18 TL, %25 kusurlu bulunan taraf için ise yine hem anne hem de babanın destekten yoksun kalma tazminatının 26.749,72 TL olduğunun hesaplandığını, destekten yoksun kalma tazminatının hesabında, poliçe tanzim tarihi esas alınarak (PMF) tablosu kullanılması isabetli ise de buradaki hukuki ve aktüeryal hatanın, doğum tarihleri farklı olan iki insanın muhtemel bakiye ömürlerinin 21 yıl 01 ay 25 gün olup muhtemel yaşama ömür sonunun 28/07/2015 olarak tespit edilmesi olduğunu, PMF tablosuna göre yapılacak muhtemel bakiye ömürlerinde, cinsiyet ayrımı yapılmayıp, iki insanın muhtemel yaşam sonu tarihinin aynı olmasına sebep olacak tek ihtimalin, doğum tarihlerinin de aynı olması gerektiğini, müteveffanın babasının 05/07/1962 doğumlu, annesinin 05/02/1963 doğumlu olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda, raporun hatalı tanzim edildiğinin ortaya çıktığını, hatalı tanzim edilen bilirkişi raporunu hükme esas alan yerel mahkeme kararı hukuka aykırı olup kararın kaldırılması ve davanın reddi; aksi kanaatte olunması halinde ise yeni bir bilirkişi heyetinden hesap raporu alınmasını gerektiğini,
Davacıya SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılıp-yapılmadığının netleştirilmediğini, davaya konu 03.06.2014 tarihli trafik kazasının müteveffa harita teknikeri olup dava konusu kazanın şirket nezdinde sigortalı araçla ölçüm yapılmaya giderken meydana geldiğini, dava konusu kazanın iş kazası niteliğinde olduğunu, davalı şirkete sigortalı aracın işveren aracı olması durumunda, işverenin işçisinde meydana gelen bedeni zararlarda, sigortalı aracın kusur oranı doğrultusunda, ödenen PSD gelirin tamamına kadarının davalı sigorta şirketine rücu edildiğini, dolayısıyla davacılar için hesaplanan tazminattan SGK tarafından bağlanan gelirin tamamının indirilmesi gerektiğini, SGK tarafından verilen 04.08.2015 tarihli cevabi yazıda “İş kazası ile ilgili sigortalının merkezimize herhangi bir başvurusu olmadığından hak sahiplerine herhangi bir aylık ya da gelir bağlanmadığı” beyan edilse dahi bu husus davacı tarafından SGK’ya başvuru yapılmayacağı ve ödeme alınmayacağı anlamına gelmediğini, davacının her zaman için SGK’ya başvuru yapma ve ödeme alma imkânı bulunduğunu, bu hususun yerel mahkeme tarafından detaylı şekilde araştırılması gerektiğini, Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, iş kazalarında, davacılara gelir bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmışsa, bu gelirin rücuya tabi olup olmadığı, bağlanan rücuya tabi gelirin 5510 sayılı kanun uyarınca tazminattan düşülmesi gerektiğini, SGK tarafından yapılması mümkün rücuya tabi ödeme adına gerekirse davacıya SGK’ya başvuru adına süre tanınması – bu hususun huzurdaki dava adına bekletici mesele yapılması gerektiğini, dosya münderecatında bulunan SGK müzekkere cevabında, davacının meydana gelen iş kazası ile ilgili sigortalının merkeze başvurusu olmadığı belirtilmiş ise de başvurusu halinde SGK tarafından davacıya ödeme yapılacağından, sebepsiz zenginleşme ve mükerrer ödemeye sebebiyet vermemek maksadı ile bu ödemenin peşin sermaye değeri hesaplanarak bunun da hesaplanacak tazminattan tenzili gerekmeden tanzim edilen hesap raporunun ve davacı tarafından hesap raporu doğrultusunda yapılan ıslahın kabulüne olanak bulunmadığını, yerel mahkemece yapılacak işin, davacıya SGK’ya talepte bulunması adına süre vermek ve hatta gerektiğinde dava açması için davacıya mehil tanımak, ardından davacının başvurusuna yahut davasına göre anılan davayı huzurdaki davada bekletici mesele yapmak olduğunu,
Davalı şirkete sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması, fahiş ve hatalı hesaplanan maluliyet raporu doğrultusunda hesap raporu tanzimi yoluna gidilmesi sebepleri ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddini, aksi halde itirazlarını giderir bilirkişi raporu alınmasını, yerel mahkeme tarafından davacıya SGK’ya başvuru yapması adına süre tanınmasını, başvurunun reddi halinde davacıya SGK’ya dava açması için önel verilmesini, mevzu bahis davanın huzurdaki dava adına bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, aksinin şirket aleyhine telafisi mümkün olmayan bir zarara, davacı içinse mükerrer ödeme ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını,
Asgari ücretin üzerinde gelir iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı varsayılsa dahi yerel mahkeme kararına esas hesap raporunda müteveffanın geliri konusunda bilirkişi tarafından eksik değerlendirme yapıldığını, bilirkişice müteveffanın “nisan-mayıs-haziran” maaş bordroları dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapıldığı ifade edilse de; ek rapor incelendiği takdirde, dosya kapsamında haziran ayı bordrosu yer almasına rağmen bilirkişi tarafından yalnızca nisan ve mayıs ayı bordroları baz alınarak müteveffanın aktif dönem gelirinin tespit edildiğini, haziran ayının da dikkate alınması halinde müteveffanın asgari ücretin 1.738 katı gelir elde etmesinin mümkün olmadığının görüleceğini, bu sebeple müteveffa …’ın aktif dönem gelirinin asgari ücretin 1.738 katı olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, asgari ücretin üzerindeki gelir iddiasının somut verilerle ispatlanması gerektiğini,
Asgari ücretin çok üzerinde olan gelir iddiasının, ciddi bir araştırmayı gerektirmekte olup eksik ve hatalı hesaplamaya dayalı tazminat hesabı ile kurulan yerel mahkeme hükmünün kaldırılması gerektiğini,
Bilirkişi raporunda müteveffanın evleneceği var sayılan 27 yaşın gerçekten uzak ve fahiş olduğunu, hükme esas bilirkişi raporunda müteveffanın 19.10.1992 doğumlu olduğu ve müteveffanın 2019 yılının sonunda (27 yaşı civarında) evleneceğinin kabulü ile tazminat hesaplaması yapıldığını, müteveffanın 27 yaşında evleneceğinin ülke gerçeklerine ve hayatın olağan akışına göre kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece müteveffanın evlenme yaşının daha makul bir süre kabulü ile yeni bir ek rapor tanzim edilmesi gerektiğini, müteveffanın askere gidip gitmediği hususunun netlik kazanmadığını, gitmedi ise gideceği dönem gözetilmeksizin hesaplama yapıldığını, müteveffa … kaza tarihi olan 03.06.2014 tarihinde, 22 yaşında olup; askerlik görevini henüz ifa edip- etmediğinin dosya kapsamında netleştirilmediğini, dolayısıyla bilirkişi raporu düzenlenirken müteveffanın askerlik çağına geldiğinde askerlik vazifesinin de zorunlu olduğu gözetilerek askere gideceği ve ayrıca askerlik dönüşü belli bir süre sonra iş bularak çalışmaya başlayabileceği, dolayısıyla bu dönemlerde gelir elde edemeyeceği hususlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini, ancak düzenlenen işbu bilirkişi ek raporunda bu hususun göz ardı edildiğini,
Müteveffa yaşasaydı askere gitmeyecekmiş gibi hesaplama yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını, müteveffanın askere gideceği süreç ve sonrasında iş arama süreci olacağı da dikkate alınması gerektiğini, bu husus netlik kazanmadan hazırlanan ek hesap raporunu esas alan yerel mahkeme kararının yasaya aykırı olduğunu, davacının zararından, davalı sigorta şirketi; ancak sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının iddia ettiğinin ve yerel mahkeme kararının aksine davalı sigorta şirketi KTK ZMSS Poliçesi kapsamında ancak sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında davacının zararından sorumlu olduğunu, 2918 sayılı KTK.’nın 91. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılabildiğini, Yasanın 85/Son maddesine göre, işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, sigortacının sorumluluğunun da gerek zamanaşımı ve gerekse zararın niteliği yönünden işleten gibi değerlendirilmesi gerektiğini, yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde sigorta şirketin müşterek müteselsil sorumluluğunun sadece sigortalısı araç işleteni ile arasında olduğunu, dolayısıyla huzurdaki davacının zararından sigorta şirketinin sorumlu olacağı miktarın ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olacağını,
Sigorta şirketinin sadece sigortalısının kusuru oranında ve poliçe teminat limiti dâhilinde davacıların zararından sorumlu olacağını, yerel mahkeme kararında şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusura dayalı olarak yapılmış olan hesaplamayı kabul etmemekle birlikte sigorta şirketinin sorumluluğunun ancak sigortalısının kusuru ile sınırlı olacağını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddedilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat Taah. Turizm Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin kendisini vekille temsil ettiren davalı … İnşaat Taah. Turizm Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. yararına vekalet ücretine hükmetmemesinin hukuka aykırı ve hatalı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2 maddesi hükmü gereğince husumet sebebiyle davanın reddine karar verilmesi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunması gerektiğini, yerel mahkemece, adı geçen davalı şirketin uzun süreli araç kiralama ilişkisi gereğince kazaya karışan aracın işleteni olmadığı sonucuna varılarak hakkındaki davayı husumet yönünden ret ettiğine göre davada kendisini vekille temsil ettiren şirket yararına yukarıda açıklandığı üzere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2 maddesi hükmü gereğince vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, adı geçen şirketin hiçbir şekilde işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, dava nedeniyle avukat yardımından faydalanmak zorunda kalmış olup 4 seneden uzun bir süre boyunca her duruşmada avukatla temsil edilmiş olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/341 Esas 2019/747 Karar sayılı kararının kaldırılarak davanın davalı malik şirket yönünden husumet nedeniyle reddi ile lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalılar vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun birinci maddesi uyarınca; İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde İş Mahkemeleri kurulur. Bu tür davalara iş mahkemelerince bakılır. İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.
Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacılar … ve … …’ın oğlu destek …’ın kaza tarihinde davalı … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti.’de iş kanunu hükümlerine göre çalıştığı ve kazanın görev gereği iş sahasına giderken meydana geldiği anlaşılmaktadır. Meydana gelen trafik kazası, davacılar yönünden trafik iş kazası olup uyuşmazlık iş hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece, iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek H.M.K. 114-115 maddeleri uyarınca görev nedeniyle davanın reddine (görevsizlik) karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olması, HMK’nın 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerektiğinden ve HMK’nın 30. maddesi gereğince “Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesi ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” düzenlemesi karşısında, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkemenin görevsizliği nedeniyle dosyanın İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi için davalılar … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre adı geçen davalılar vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … Harita Mühendislik Proje Gayrimenkul Değerleme Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti. vekili ve … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Davaya bakmaya İş Mahkemesi görevli olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar ilam harcının istek halinde yatırdıkları oranda istinaf isteminde bulunan davalılara iadesine,
3-İstinaf isteminde bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4-Kararın tebliğ, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.